💙
Ailemin evine yaptığım ziyaret bana şaşırtıcı bir motivasyon olarak geri döndü. Hastalığım, Birce'nin düğünü, son zamanlarda gündemimi fazlasıyla meşgul eden aile sorunlarım yüzünden hiçbir şeye tam olarak vakit ayıramadığımı düşünüyordum. Bir sevgili edinmek sosyal hayata mecburen vakit ayırmak anlamına geliyordu aksi halde ilişkinin üstesinden gelemiyordunuz. Büyük bir davanın ortasında hayatımdaki tüm yenilikler, geçmişten gelen tüm sorunlar ve asla yetmeyen mesai saatleri arasında günler öyle hızlı akıyordu ki insan zamanın akıp gittiğini, bu sırada hayatı kaçırdığını düşünüyordu.
Ailemle aramı düzeltmek için attığım o küçük adım bu hissi içimden söküp atmıştı. Hayatı yakalamanın yalnızca bizim elimizde olduğunu fark etmemi sağlamıştı. Artık annemle daha sık konuşuyordum. Murat Ankara'ya üniversite kaydı için geldiğinde çok istesem de duruşmam olduğu için yanına gidememiştim ama onu sık sık arıyor, bana karşı mesafeli olmasına rağmen her seferinde onu hafta sonunu geçirmek için evime davet ediyordum. Henüz kabul etmemiş olsa da artık benimle birkaç kelimeden daha fazla konuşuyordu. Hala babamla konuşmuyorduk ama bunu kafama takmıyordum. Annemle babam hakkında konuşabilmek bile güzeldi. Şimdilik bu kadarı bile bizim için büyük bir gelişmeydi.
Vaktimin çoğunu ise Kuzey'le geçiriyordum. Pek bir vakte sahip olmadığımız düşünülürse bu hiçbir zaman yeterli olmuyordu ama elimizden geleni yapıyorduk. Çalışmak zorunda olduğumuz gecelerde daha büyük olduğu için onun ofisinde ya da evlerimizde beraber çalışıyorduk. Akar Holding'e karşı verdiğimiz mücadele öyle kıran kırana geçiyordu ki baş başa basit bir yemeğe çıkmak ya da birlikte küçük kaçamaklar yapmak imkansızdı. Jülide'yi bile geceleri uyumadan önce birkaç dakikalığına ancak görebiliyordum. Birce evine hala gitmediğim için söylenip duruyordu, Çiçek ben karnının büyüdüğünü göremeden doğuracağını söylüyordu, stajyerler benden nefret ediyordu ve ben tüm bunların arasında her şeye rağmen hayatta kalmayı başarabiliyordum.
Çünkü her şeye rağmen berbat geçen bir günün ardından sevgilime sarılıp uyumak harikaydı. Annemi arayıp sessizliği doldurmaya çalışmadan rahatça konuşmak harikaydı. Hayat ben koştururken önümden akıp gitmiyordu, yaşıyordum. Her zaman istediğim şekilde değil ama her şeye rağmen sevdiğim insanların varlığından güç alarak yaşıyordum.
Bunca mücadelenin ve sıkı çalışmanın ardından dava bizim lehimize sonlandığında şirketimiz bir kutlama gecesi düzenledi. Hepimizin biraz rahatlayacağı, tebrikleri kabul edip başarımızın tadını çıkaracağımız bir geceydi bu. Aylar süren koşturmacanın ardından bugünden sonra biraz dinlenebileceğimi umuyordum.
"Bitti mi?"
Jülide birkaç fotoğraf daha çekip kamerasını indirdi. Beni güzelce giydirmiş, makyajımı yapmış ve internet sitesinde kullanmak için fotoğraflarımı çekmişti. Karşımda hoş bir şekilde dalgalandırdığı saçları ve şampanya rengi elbisesiyle durup beni baştan ayağa kim bilir kaçıncı kez süzdükten sonra, "Müthiş bir elbise bu," dedi kibirli bir duruşla. "Bayılıyorum kendime."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı ve Mavi
Romance"Başarı bir yolculuktur. Bir varış noktası değil." Bu cümleyi duyduğum anı hatırlıyorum. Kucağıma bir deste büyülü sözcük bırakılmış gibi hissetmiştim. İçimde biriktirdiğim tüm yenilgilere başkaldırmak için ihtiyacım olan küçük bir kıvılcım yakalam...