Merhaba. Sonlara ulaşmanın her zaman buruk bir yanı oluyor ama bu burukluğu mutlu sonlarla telafi etmek kadar iyi hissettiren başka bir şey daha yok. Kuzey ve Bensu şimdiye dek yazdığım çiftler arasında en hırslı ve tutkulu olanıydı bu yüzden onları yazmak benim için yeni bir deneyimdi, kalbimdeki yerleri bambaşka oldu. Umarım sizler de onları her zaman sevgiyle hatırlarsınız 💙
💙
Evlendiğimiz günü abartılı bir kutlamaya çevirmemek için elimden gelen her şeyi yapmıştım. Kuzey'in ailesi düğün konusunda baskı yapmak istemese de geniş bir çevreleri olduğunu sık sık hatırlatarak mekan seçimlerini buna göre yapmamı istemişlerdi. Annesi bazen beni büyük bir düğün için ikna etmeye de çalışmıştı ama Kuzey ve Hare hatta Hülya Hanım benim tarafımda olduğu için ısrar edememişti. Onun hayalindeki düğün benimkinin tam tersiydi ama yine de kalbini kırmamaya çalışmıştım çünkü o da aynı şey için çaba göstermişti. Çiçek ve Jülide'nin organizasyonlarla bizzat ilgilendiği bir kumsal nikahı yaptık. Gelinliğim elbette Jülide Baysal'ın eseriydi. V kesimli göğüs ve derin sırt dekoltesi olan gelinlik abartıdan uzak ama zarafet doluydu. Uzun kollu, drapeli modeliyle yıllar geçse bile güzel kalacak gelinliklerdendi. Gür saçlarım ensemde şık bir topuzla toplanmıştı. Deniz kenarında ara ara artan rüzgar yüzünden gecenin sonuna dek topuzum harap olsa da hiç dert etmemiştim. Kuzey'in bakışları bana kendimi dünyanın en güzel kadınıymışım hissini yaşatıyordu. Arkadaşlarım mutluluğumu paylaşıyorlardı fakat en önemlisi, ailem en ön sıradan beni izliyordu.
Kuzey evlilikten bahsettikten sadece birkaç hafta sonra parmağıma bir yüzük taktığında ve beni hemen evlenmeye ikna etmek için elinden geleni ardına koymadığında işler hızlı gelişmişti. Kuzey'in ailemle tanışmak konusunda bir çekincesi yoktu ama yine de Erzurum'a gitmedik. Bunun yerine annemi ve babamı İstanbul'a davet ettim fakat annem yalnız geldi. Kuzey'e babamın selamını getirdiği ve birlikte akşam yemeği yediğimiz kısa bir hafta sonuydu bu. Yalnız kaldığımızda annemin ettiği yeminlere bakılırsa babam gerçekten de Kuzey'e selam göndermiş ve işleri dolayısıyla gelemeyeceğini söylemişti. Annem uzun yolculuklara yalnız çıkmaya alışık olmadığı için onu Murat getirmişti. Böylece onlardan uzakta yaşadığım uzun yıllardan sonra nihayet annemi ve kardeşimi evimde ağırlayabildim.
Kendime sürekli babamın gelmeyeceğinin zaten belli olduğunu söyleyip dursam da yokluğu yine de kalbimi kırmıştı. Kuzey aile sorunlarım hakkında yorum yapmıyordu. Ne onlara karşı tavır alıyor, ne de bizi bir araya getirmek için çabalıyordu. Tek yaptığı her zaman yanımda olmak ve ihtiyaç duyduğumda bana sıkıca sarılıp yalnız olmadığımı hatırlatmaktı.
Bu adamı öyle çok seviyordum ki.
Tanışmaya gelmeyişi nikaha dair de bir beklenti oluşturmamı engellemişti. Zaten Erzurum'a gitmediğimiz, kız isteme töreni yapmadığımız için ona ihtiyaç duyduğu bahaneyi vermiş olmalıydık. Annemin birkaç gün önceden gelip de arkadaşlarımla vakit geçirmesinin de benim için çok büyük anlamı olduğunu kendime söyleyip duruyordum. Kendimi annemin yanını nikahta boş görmeye hazırlamıştım ama o gün geldiğinde annem kumsalda, nikahın yapıldığı platformun yanında babam ve kardeşimle birlikte dikiliyordu. Evlenirken ağlayacak biri olduğumu hiç düşünmemiştim, oysa babamı gördüğüm an gözyaşlarımı tutmak için öyle büyük bir mücadele verdim ki herkes bunu fark etti. Nikahın ardından tebrikleri kabul ederken ailelerin arkada beraber durduklarını gördüm. Sonra annem ve babam bana hediyelerini verdiler, babam gözlerimin tam içine baktı, tok sesiyle "Hayırlı olsun," deyip öpmem için elini uzattı. Elini öpüp babamın omuzlarına sarıldım ve ona sessizce teşekkür ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Işığı ve Mavi
Romance"Başarı bir yolculuktur. Bir varış noktası değil." Bu cümleyi duyduğum anı hatırlıyorum. Kucağıma bir deste büyülü sözcük bırakılmış gibi hissetmiştim. İçimde biriktirdiğim tüm yenilgilere başkaldırmak için ihtiyacım olan küçük bir kıvılcım yakalam...