22.bölüm

1.6K 50 15
                                    

Gördüğüm kişi karşında ne yapacağımı şaşırmıştım. Beni nasıl bulmuştu bu hayalin sonunada gelmiştik çok kısa sürmüştü ama bu kadar kısa sürmesini istemiyordum. Liseyi bitirmek istiyorumdum universiteyi okumak istiyordum şimdi ise hepsine elveda deme zamanı bir daha asla bu fırsat elime geçmeyecekti. Devran ağa bana doğru gelmeye başladı. Onu her adımı geri gitmeme neden oluyordu sonunda kaçacak yerim kalmamıştı. Dibime kadar gelip durdu. Gözlerime baktı bu bakışlar acır gibiydi acıyordu bana gözlerinde bunu görebiliyordum. Vicdanı el vermiyordu beni öldürmeye ağzını araladı birşey dicekti.
"Te digot qey tu dikarî ji min jinamin xilas bibi(benden kurtulabileceğini mi sandın karıcım)" bu sözlerden sonra gözlerim kararmaya başladı. Duyduğum tek sesler sınıftakilerin konuşmalarıydı.
"Bu kız evlimi"
"Nasıl olur ya"
"Bu kız daha 17 yaşında ama bu nasıl olur"
"Ne bekliyordunuz bir köylüden"
"Öykü saçma sapan konuşma kız reşit bile değil"
"Banane ya canları cehenneme"
"Doğulularda adet budur bilmez misiniz"
"Oha ya nasıl evli olur"
Gözlerim kapanıp iki çift kola bıraktım kendimi
"Aa kız bayıldı"
"Ambulansı arayın ya bayıldı."

Devran Ağa'nın ağzından:

Çavşin'i yer yer arattırıyor, arıyordum. Artık ümidimi kesmek üzereydim sanki burda değillerdi. Bir süre sonra bir telefon geldi. Bir kızdı arayan Çavşin'in nerde olduğunu söyleyip kapattı. Kerem'e diyip hemen numaradan kim olduğunu tespit etmesini söyledim. Verdiği adresi gittim okuldu bura kapıda Çavşin'le Boran'ı gördüm bütün hücrelerim donmuş gibiydi sinirden beynime kan gitmiyordu Çavşin okula girdi. Boran gitti birde kapıya adam dikmiş it öldürücem seni bekle sen önce Çavşin hanımla ilgilineyim. Okul müdürüyle görüşüp derse girdim. Çavşin'in beni görmesiyle yüz ifadesi içimi merhametle kapladı. Ben bu kıza nasıl kıyacaktım. Masum ve korkak şekilde bakıyordu bana o kadar korkuyordu ki benden ona yaklaştıkça benden kaçıyordu sonunda kaçacak yeri kalmamıştı. Söylediğim sözler onu daha çok korkutucak olmalı ki kollarıma bayıldı. Elimi yüzüne koydum pürüssüzdü,nefes kesiciydi güzelliği ah o güzelliği Mardin'e dilinde geziyorken bu yaban ellerde ona kim neler yapmazdı.
"Ax Çavşine min ax her tişt dikare cûda be(ah Çavşin'im ah herşey daha farklı olabilirdi)" hemen kucaklayıp arabaya gittim. Kapıda ki korumaları Kerem halletmiş Çavşin'i arabaya koyup hastaneye götürdüm.
"Durumu nasıl"
"Önemli birseyi yok stresten bayılmış"
"Ne zaman çıkarız"
"Serumu bitince çıkabilirsiniz" odaya girdiğimde gözleri kıpkırmızı bir olmuş bir melek vardı. Ne çok ağlamış halende ağlıyordu içim gidiyordu bana bakmayıp kafasını cama çevirdi. Ben ne yapacaktım şimdi...

Çavşin'in ağzından:

Gözlerimi hastanede açtım. Başımda bir hemşire serumuma bakıyordu bense sadece ağlıyordum.
"Iyi misiniz"
Birşey demedim diyemedim konuşacak halim yoktu hemşire üst üste sordu
"Birşey mi oldu?"
"Iyi misin?"
"Bak yardıma ihtiyacın varsa söylebilirsin"
"Kapıda ki adamlar mı birşey yaptı"
"Polis çağırmamı ister misiniz?"
"Hayır iyiyim yalnız kalmak istiyorum." Çatallanmış sesimle sonunda cevap verdim. Hemşire çıkınca içeri Devran ağa girdi yüzüne bakmadan kafamı cama çevirip göz yaşlarımın bıraktım bir sel misali akıp gidiyorlardı. Şimdi ne olacaktı Mardin'e gidersek beni yaşatmazlar ki yaşatsalar bile milletin dilinden düşmem ben intihar ederim. Boğazını temizledi Devran Ağa sert sesiyle konuştu.
"Serum bitince çıkıcaz hazır ol" o konuştukça göz yaşlarım daha çok akıyordu sanki nefes alamıyor gibiydim. Aklıma Boran geldi ona birşey yapmış mıdır?
Kafamı ona çevirdim gözlerinin içine içine baktım sert bir şekilde konuştum.
"Boran nerde" çene kası kasıldı. Ellerine baktım yumruk olmuştu
"Sanane elim adamımdan" diye tısladı.
"Eğer ki o adama birşey yaparsan" birden celallenip ayağa kalktı
"Eee eee naparsın Çavşin hanım sen kendini düşün sana ne olacağını düşün sana neler yapılacağını düşün"
"Bak ben zaten ölücem biliyorum bunu ama o adamın suçu yok bana yardım etti sadece kimsenin yapmadığını yaptı. Hayallerimi gerçekleştirmek için çabaladı. O ölümü hakketmiyor lütfen" benim bunları söylemem ona daha çok sinirlendirmişti burnundan soluya soluya odada tur atıyordu. Vurucak diye korkmuyordum yeterince dayak yemiştim iki tokattan korkmuyorum artık sadece Boran'ın canının yanmasından korkuyorum onun tek suçu bana yardım etmekti. Sırf bana yardım etti diye canından olmamalıydı. Serum sonunda bitmişti giyinip ayağa kalktım fakat ayakta duracak halim yoktu. Devran ağa mecbur beni kucağına aldı birşey diyemedim çünkü yürüyecek durumda değildim. Kollarımı boyuna sardım kokusu geldi mest eden kokusu gözlerimi kapatmama neden olmuştu beni arabaya koyup kendide arabaya bindi. Nereye gittiğimizi bilmiyordum sorsam mı? Sormasam mı? Diye düşünüp durdum sonunda sormaya karar verdim.
"Nereye gidiyoruz" dönüp göz ucuyla bana baktı.
"Nereye gitmek istiyorsun"
"Sanki istediğim yere götüreceksin gibi sorman çok komik"
"Belki son arzunu yerine getiririm" bu sözü beni etkilemişti son arzu son arzu beynimin içinde dönüp duran söz son arzu
"Beni öldürme lütfu kime ait olucak" diyip tebbessüm ettim sustu birşey demedi yada diyemedi. Onun susması beni daha çok korukuttu
Yol boyunca susmayı tercih ettik ikimizde

3 saat sonra

"In" geldiğimiz yer bir restorantı yemek yicektik sanırım indim peşinden gitmeye başladım. Bir masaya oturup sipariş verdik susup yemeğini yemeğe başladı bense sadece ona bakıyordum birşey demiyordu bu beni daha çok sinirlendiriyordu birşey desin istiyordum. Benim tanıdığım Devran ağa şuan beni hastanelik etmişti ama o bir fiske bile vurmadı garipsiyordum.
"Neden konuşmuyorsun neden birşey demiyorsun"
"Ne diyim"
"Benim tanıdığım Devran ağa sinirden beni dövüp hastanelik etmişti bir tokat bile vurmadın onu geçtim bağırmadın bile bu hayra alamet değil"
"Mardin de yeterince canın yanıcak merak etme"
"Biliyorum"
"Pişman mısın"
"Asla kötü birşey yapmadım ben sadece hayallerimin peşinden gittim. Sizden kurtulmak istedim cehennemimden zebanilerimden azrailimden"
"Öyle mi yaptığın şey kaç cana sebep oldu haberin var mı?" Iste bu duymak istediğim en son haber bile değildi kaç can benim yüzümden heba oldu kaç değdi mi Çavşin he değdi mi yine yakalandın sonuç elde sıfır olan onca cana oldu senin kaderin yazılmış bu kaderden naparsan yap kaçamıcaksın bunu şimdi anlıyorum naparsam yapayım olmayacaktı.
"Niye sustun daha demin konuş diyordun şimdi sen niye sustun"
"Konuş Çavşin Hanım konuş" sustum.
"Abin, Esma, Boran, sana yardım eden herkes cezasını çekecek" ne abim mi abim mi abi mi öğrenmişler miydi bu bu nasıl olur hayır yaaa olamaz öğrenemezler göz yaşlarım akmaya başladı.
"Devran Ağa bak yalvavırım abime birşey yapma bana yapacağını yapıcaksın zaten abime dokunma"
"Iste o, o kadar kola değil"
"Ne demek değil" hesabı ödeyip kalktı.
"Cevap versene ne demek değil abimin kılına dokunursan seni öldürürüm" konuşmuyordu sadece arabayı sürüyordu.
"KONUŞSANA KONUŞ"
"SANA DIYORUM ABIME DOKUNMUYACAKSIN DUYDUN MU" duymamazlıktan geliyordu buna izin vermezdim abimi ateşe atmayacaktım. O benim canımın içi ona zarar verenin canını alırdım. Tek çare Devran ağanın ölmeseydi ona zarar veremezdi gözüm dönmüştü resmen elimi direksiyona attım.
"Napıyorsun Çavşin"
"Abime zarar vermene izin vermicem"
"BIRAK LAN BIRAK ÖLDÜRECEKSIN BIZI"
"Ben zaten ölücem senide yanımda götürücem"
"ÇAVŞINNNNNNNN" affet annem affet beni.




Bir bölümün daha sonuna geldik umarım gidişatını beğeniyorsunuzdur iyi okumlarrrr:)))

Evîna Dile min"Yüreğimin Sevdası"( BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin