6.bölüm

2.2K 59 2
                                    

Adımı mı atacağım sırada ismimin haykırılmasını duydum. Kendimi bir adım geri çektim.
"ÇAVŞİNNNNNN" babamdı içimde kıpırtılar oluştu ismimi haykıran babamdı dudaklarımda bi tebessüm oluştu
"Sen ölürsen berdel düşer" yüzüm aniden soldu babamın Ölsem bile umrunda olmayacağıma mı üzülüyüm yoksa ölürsem benimle birlikte iki can daha ölmesine mi üzülüyüm o an anladım ki kaderden ne yaparsam yapayim kaçamıcam. Arkamı dönüp yanlarına ilerledim. Babam tam karşıma geçti
"Sen ne yaparsın ulan utanmaz iki paralık mı edicektin bizi namussuz" diyip yapıştırdı tokadı kendimi yerde buldum bir anda canımı yakan tokadından çok sözleriydi onun gözünde namussuzdum kafamı yukarı kaldırdım. Allah'ım benim günahım neydi göz yaşlarım bir sel misali akıyordu durmuyordu. Babam saçlarıma yapıştı kimse birşey demiyordu Dara ağabeyime baktım. Gözleri bunu yapmaman lazımdı diyordu
"Ağaların haberi yok olmuyacakta bu konu burada kapanacak Dilaver Ağa kızına namusuna sahip çıkamıyorsan ben çıkarım" dedi Devran ağa o da bana namussuz dedi yazık bir insan kızına karısı olacak kadına bunu der mi üstelik ben namussuzluk yapmadım.
"Bur daha böyle birşey olmayacak Devran ağa"
"Anamlar çarşıdan herşeyi almışlar halletmişler"
"Yarın imam nikahı kıyılacak öbürsü günde kınadır." dedi ters ters baktım. Nefret ediyordum ondan saçımdan sürüklemeye devam ettim canım çok yanıyordu derime işliyordu resmen arabaya bir çöp misali fırlatıldım. Konağa girdik kimse yoktu ortalıkta
"Bana bak kimseye birşey deme hiçkimse birşey bilmiyor" diyip itti beni odama çıktım hemen aynanın karşısına geçip kendime baktım iğrenç görünüyordum uzun saçlarımı açıp serbest bıraktım. Onlar bile yıpranmıştı ben daha 17 yaşındaydım ruhum ama 50 yaşındaydı çökmüştüm resmen gözlerim davul gibi şişmişti göz altlarım şiş yanaklarım çökmüştü üstüm toprak içindeydi kendimden iğrendim. Üstümü çıkartıp banyoya girdim. Sıcak suyun içinde göz yaşlarım akıyordu canım yanıyordu. Evlenmek istemiyordum. Okumak istiyordum o adamı istemiyordum ben daha çocuktum hayat çok acımasızdı hiç adil değildi kaç saat suyun altında kaldım bilmiyorum bornozumu giyip çıktım. Üstümü giyinip yatağıma yattım yarın neler olucak acaba çok korkuyordum.
Yataktan zıplayıp yere düştüm kapı kırılırcasına çalıyordu. Hemen ayağa kalkıp açtım.
"Mori napıyorsun ödümü kopardın"
"Abla nerdesin geç kaldım yemek yiyip Botanlara gidicez bav(babam) küplere biniyor ha haberin olsun çabuk in"
"Tamam in geliyorum" bir bu eksikti hızla üstüme ne bulduysam geçirip aşağıya koşarak inidim. Herkes sofradaydı hiç birşey demeden oturdum bundan sonra susmuyacaktım. Özür felan hak etmiyorlardı hayatımı bitirdiler özür mü dileyeceğim bide çok beklerler. Yemekler yendi sofra toplandı.
"Keçamin(kızım)hayde sen çık hazırlan"
"Hazırım ben Dayemin(annem)"annem dediğime iç çekip kolundan tutup yanına oturttu beni
" Bak keçamin(kızım) biliyorum zor hem de çok zor istemiyorsun ama mecbursun keçamin(kızım) hepimiz mecburuz ben istemez miydim seni kendi isteğinle telli duvaklı bi evden çıkarayım" yine agliyordum evet zordu istemiyordum ama haklıydı mecburdum
" Ez e bibim qurbana te,keçamin ez dixwazim ku ez te bikaribim te derxim û te xilas bilim,dayemin,keçamin reş-reş, axaye min, te pîroz bike gava ku hûn biçim wir, çavemin en şin hilweşînin,rabe ser xwe, xwe nepox bike, soze bide mere xwe,her gav hurmet be(kurban olurum kızım sana keşke seni çekip kurtarabilsem annem benim kara bahtlı kızım Rabbim seni korusun oraya gittiğinde ezdirme mavi gözlüm dik dur saygısızlık etme kendine söz getirtme kocana her daim saygın olsun onun bir dediğini iki etme etme ki canını yakmasınlar güzel kızım annen sana kurban olsun kızım) " ağlayarak söyledi bunları oda çaresizdir onunda elinden birşey gelmiyordu. Elini öpüp anlıma koydum.
"Ez diya xwe naxwazim,le dive ez ji biraye xwe,dayika xwe,natirsim ez pir ditirsim, ez nizanim zewaci çi ye, ez çi bikim(istemiyorum annem ama mecburum abim için korkuyorum anne çok korkuyorum ben evlilik nedir bilmiyorum ben napıcam orda kime sığınıcam bırakma beni annem yavlarırım bırakma ben daha çok Küçüğüm)" ilimizde hüngür hüngür ağlıyorduk başımı annenin dizine koydum
"Qet nebe,keçamin, ez wiya qe nekim,ez ne tiştek heye,nekim zarokek ji çalakiye xelas bikim, ez ye dilnaz,Dilber agir didim,ev yek jixwe min dikuje(yapma böyle kızım beni de parçalama etme elden gelen birşey yoktur etme eyleme bir evladımı kurtardım diğerini ateşe attım bu beni öldürüyor zaten sende etme mavi gözlüm Dilnaz,Dilner annen orda seni korur kollar yerimi aratmazlar kurban olduğum)"
"We ez şewitand, zindî veşartî, te min xist mirine,çi guneh min kir,û te ew ji min re dit(beni yaktınız ana diri diri gömdünüz ölüme ittiniz ben ne günah işledim de ana bunu bana reva gördünüz)" sustu, sustu, sustu birşey diyemedi ne diyebilirdi ki haklıydım beni yaşayan ölü kıldılar hepsi bir elden beni ateşin ortasına attılar ben oradan nasıl kurtulacam ne yapıcam bilmiyordum ki
" Keçamin bipareze, wi bide Xudaye xwe( sığın kızım ona sığın Rabbine sığın o senin yanında) " bir süre ağladık,dertleştik
Koşarak Mori ve Şinda mutfağa girdi.
"Geldiler" Rabbim sen büyüksün düşüren de kaldıran da sensin diyip ayağa kalktım mutfaktan çıktım bütün hepimiz kapının önündeydik hepsi tek tek içeri girdi. Hepsine hoş geldin dedim. En son o geldi elinde çiçek, çikolata sanki isteyerek evleniyorum birde çiçek,çikolata getirmiş her şeyimiz tamamdı bir onlar eksikti hemen kafalı eğdim uzatılanları aldım.
"Hoş geldiniz Ağam"
"Kaldır kafanı" idrak edememiştim ilkin
"Sinirimi bozmadan kaldır şu kafanı" kaldırdım simsiyah zeytin gözlerine baktım. Yavaşça yaklaşıp kulağıma eğilip elini beline attı ürperdim bir an önce bitsin bu işkence istedim evet işkenceydi bu resmen dokunduğu yer alev alıyordu sanki
"Kork Beritan kork benden her zaman diken üstünde olucan cehennemine azrailine geliyorsun" gözlerim dolmuştu çekilip salona gitti nefret ediyordum Allah belani versin Devran ağa senin diyip mutfağa girdim. Kızlar hepsi buradaydı kahve yapmaya başladım.
" kız Çavşin tuz koy tuz"
"Of yenge sanki isteyerek evleniyorum"
"Kız adettendir koy koy"
"Bence de yenge koy abimi içerken merak ediyorum" yengemi yenge yenge yenge içimden on bin defa tekrarladım yengesiydim ne diyecek kız Çavşin yengesiydin benle nerdeyse yaşıt olan kızın yengesiydin adaletin batsın dünya deyip kahveye ne bulduysam koydum tuz,karabiber,kimyon,rehyan,zeytinyağı
"Çavşin vur dedik öldürdün be kızım" dedi Yekta yengem valla olan oldu bugün ölmessen iyiydi Devran ağa beni kesmezse Allah'ın sevgili kuluyum demektir. Kahveleri dağıtmaya başladım son olarak Devran ağaya verdim elim titriyordu katliam çıkmazsa iyiydi kızlar pür dikkat Devran ağaya bakıyordu. Kahveyi yavaşça dudaklarına götürdü EE hiçbirşey yok boyunu devrilicesiye işlemedi bile be kafasını kaldırıp bana baktı gözleri sen bittin helvanı Kavur der gibiydi hemen kafamı eğdim. Agir ağa boğazını temizleyip konuşmaya başladı.
"Sebebi ziyaretimiz bellidir Allah'ın Emri Peygamberin kavliyle kızınız Çavşin'i oğlumuz Devran'a istiyoruz"
Dedi gözlerim doldu evleniyordum resmen anneme baktım ağlıyordu
"Verdim gitti" dedi babam ayağa kalkıp yuzuklerimizi taktık Botanlar gitti. Odama çıkıp üstümü değiştirip yatağıma girdim yarın kınamdı sonraki günde düğünüm ben daha gelinliğimi bile görmemiştim ne acı ama demi Aram ağabeyim bizden sonra evlenecekler bir yuva mutlu kurulurken bir yuva yuva olucaklar mı belli bile değil tek temennim mutlu olmam pek umudum yok ama umut olmadan hiçbirşey olmaz kendimi uykuya teslim ettim.

Selammmmm arkadaşlar kurtce bilmiyorum bu yüzden çeviriden yapıyorum yanlış olursa kusura bakmayın benim suçum değil beğenip yorum atıp beni takip edirseniz cokkkkkkkkkk ama cokkkk mutlu olurum Yapmazsanız canınız sağolsun seviyorum sizi:)))))

Evîna Dile min"Yüreğimin Sevdası"( BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin