25.bölüm

1.6K 52 8
                                    

"GELME DIYORUM"
"BENIM O"
"GIT LUTFEN GIT" elini tam atmıştı ki
"HAYIRRR" diyerek yataktan kalktım.
"Şşt kabustu sadece burdayım" o kadar korkmuştum ki hemen yanımda ki adama sarıldım. Nefes alışverişim çok hızlıydı ter içindeydim ama halen Devran ağaya sarılıyordum bırakmak istemiyordum güven içindeydim şuan kollarını belimden çekince mecbur ayrıldım.
"Bana bak" ağlıyordum halen
"Küçüğün bak kabustu sadece o hadi anlat bana ne gördün" göz yaşlarımı elimin tersiyle silip
"Hiç önemli değil" diyio yataktan kaktım. Banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Kendimi toparlayıp odaya girdim. Devran ağa halen yataktaydı telefonla uğraşıyordu.
"Işe gitmicek misin?"
"Gitmicem" dedi. Bir anlık
"Neden" dedim kafasını kaldırıp yüzüme baktı. Tebessüm edip
"Bugün seninle ve çocuğumla ilgilenmeye karar verdim."
"Buna karar verirken bize sordun mu?"
"Sormama gerek var mı?"
"Ilgileneceğin kişi biziz tabiki gerek var"
"Çavşin kendini kaptırma güzelim sana iyi davranıyorum diye sakın haddini aşma üstünü giyin dışarıda yicez kahvaltıyı" ne olucak ağa bozuntusu hiç değişmicek.
"Gelmiyorum" banyoya giricekti arkası dönüktü bunu dememle önüne döndü
"Hayırdır bana karşımı geliyorsun"
"Çok biriyle ilgilenmek istiyordan karınla ilgilen" kahkaha attı.
"Bırakırsa ilgilenicem"
"Ben senin karın değilim Devran ağa"
Yaklaşmaya başladı.
"Hadi ya öyle mi bu cesaret sabah sabah nerden geliyor"
"Ben kaçtım hani bir ceza yok mu ölüm yok mu bu mu adetler,kurallar"
"Bana bak lan karnında benim çocuğumu taşıyorsun kılına zarar gelmicek he ama doğum yaptıktan sonra cezanı çekiceksin merak etme"
Dik dik baktım sadece banyoya girdi. Yatağa topladım. Elbiselerimi giydim. Devran ağada banyodan çıktı. Üstünü giyinmişti odadan çıkıp aşağıya indik herkes kahvaltı masasındaydı bizi bekliyorlardı.
"Nerdesiniz siz ha size bekleriz görmiyesiniz saat kaç olmiş"
"Bav( baba) biz bugün dışarıda yicez"
"Eyi gidin" konaktan çıkıp arabaya bindik. Cama bakıp yoku izliyordum. Karnımda bir el hissedince hemen kafamı çevirip eli ittim.
"Napıyorsun Devran ağa"
"Çocuğumu sevicem Çavşin hanımağa" elini tekrar uzatında karnımı tüm elimle kapattım. Oda elini elimin üstüne koydu.
"Ufaklık canın ne istiyor söyle babana" gülesim gelmişti. Devran ağa şuan çocuk gibiydi
"Ne gülüyorsun hatun komik olan ne"
"Hiç" dedim gülerek kahvaltı yapıcağımız yere gelmiştik. Arabadan inip içeriye girdik. Masamıza oturup sipariş verdik. O kadar acıkmıştım ki herşeyi yiyebilirdim şuan yemek gelince hemen yemeye başladım.
Devran ağanın bakışları bendeydiydi noldu derecesinde kafamı salladım.
"Ne" dedim.
"Gören dicek seni aç bırakıyoruz"
"Öyle de sayılır" diyip güldük.
"Yavaş ye boğulucaksın"
"Börşöy olmoz" ağzım dolu konuşmaya çalışıyordum.
"Ağzındakini bitir" diyip kahkaha attı. Son lokmamıda yutup
"Çok acıkmışım ya"
"Belli belli nerdeyse benide yiceksin"
"Ne o lokmalarımı sayıyorsun Devran ağa yiyorsam ne oluyor yani"
"Yok yok birşey demedim ye istediğini ye afiyet bal şeker olsun"
"Olsun olsun" yemeklerimiz bitince hesabı ödeyip kalktık araba bindik.
"Şimdi nereye gidiyoruz"dedim.
"Alışveriş merkezine"
"Orda ne yapıcaz"
"Bebeğimize eşya alıcaz"
"Elbise de mi?"
"Evet"
"Ama daha cinsiyetini bilmiyoruz ki"
"Olsun her iki cinsiyete uyan renkten seçeriz" bu bebek bu adamı çok değiştirecekti ona merhamet getirecekti. Uzun uzun baktım ona affetmeli miydim? Bir şans vermeli miydim? Aile kurmaklı mıydım? Kafamda ki sorularla boğuluyordum. Bu soruların cevabını bulamıyordum. Bu beni daha da derine çekiyordu ne yapacağını bilememek berbat birşeydi alışveriş merkezine gelmiştik. Arabadan inip içeriye girdik. Gördüğümüz ilk çocuk mağazasına girdik. El kadar zıbınları elime aldım. Çok güzellerdi içim bir tuhaf olmuştu. Çevreme baktım hamile kadınlarla doluydu elim karnıma gitti. Gözlerim dolmuştu.
"Beğendiğini bu sepete at" kafa salamakla yetinmiştim mağazayı alt üst edip beğendiğimiz herşeyi almıştık. Hem erkek hem kız elbiseleri minnacık ayakkabılar almıştık çok güzellerdir oyuncak bölümünde oyuncaklara bakıyordum. Elime bir bebek almıştım. Bir kadın yanıma yaklaştı karnı kocamandı doğuma az kalmıştı belliydi bana bakıp gülümsedi.
"Kaç aylık" diye sordum.
"7 aylık"
"Sağlık doğar inşallah"
"Inşallah sanırım kardeşin olucak seninde" demesiyle suratım düşmüştü. Kardeşim evet bu yaşta benim sadece kardeşim olabilirdi çocuğum değil gözlerim dolmuştu.
"Hayır çocuğum olucak" kadın şaşkın şaşkın yüzüme baktı.
"Sen daha kendin çocuksun bu nasıl olur" cevap veremedim. Belli ki buranın yabancısıydı buralı olsaydı bu soruları hiç aklından bile geçirmezdi. Ha ağlıyacak ha ağlayacaktım. Elini omzuma atıp
"Iyi misin?" Diye sordu. Kafa salladım
"Gel otur şöyle" gösterdiği yere oturdum.
"Söylediklerin doğru mu?"
"Evet" dedim çatallaşmış sesimle
"Ben doktorum kadın doğum senin bu yaşta hamile olman çok riskli doğumun çok zor geçer kaç aylık"
"2 haftalık"
"Daha çok yeni eğer istersen" diyip sustu.
"Neyi"
"Aldırmayı düşünürsen sana yardım edebilirim" kadınla göz göze geldim. Aldırmak kanımdan,canımdan bir cana kıymak istiyor muyum? Hayır bunu yapamazdım. Ne kadar küçük olursam olayım. Doğum da ölme riskim bile olsa bunu yapamam daha dünyaya gözlerini açmamış bir cana nasıl kıyarım vicdanım nasıl el verir buna
"Hayır onu öldürmüyecem" dedim.
"Tamam tamam canım sana yardım etmek isterim en azından doğumu nasıl daha hafif atlatırsın onu bulmakta yardım ederim." Ayağa kalktım.
"Gerek yok iyi günler" diyip Devran ağayı aramaya başladım. Ölebilirim
Iç sesim: Yaşayadabilirsin
Ama ölme riskim daha fazla
Iç sesim: Az olsada yaşama oranında var
Nasıl baş edicem
Iç sesim: Sen Botan'larla baş ettin el kadar bebeklemi edemicen Çavşin hem yaşaman için sana bir sebep sunuyum. Kızın olursa onu koruman gerek senin gibi berdele kurban giderse kim engel olur buna senden başka ya oğlun olursa küçük yaşta onu zalim,acımasız biri yaparlarsa kim engel olur buna senden başka işte yaşama sebebin bebeğin olacak unutma bunu onun için ayakta kalacaksın.

Bebeğim için yaşayacam artık onun için mücadele edicem kendim için değil onun için kendimi kurtaramadım bu cehennemden onu kurtarıcam benim yaşadıklarım yaşamıyacak onu en iyi şartlarda büyütücem.
"Çavşin"
"He"
"Kaç saattir sesleniyorun nereye daldın."
"Oyuncakları görünce bebeğim felan onu hayal ettim." Tebbessüm etti.
"Bitti mi alacakların"
"Evet bitti"
"Tamam kasaya geçelim" kasada aldıklarımızı ödeyip yemek katına çıktık. Yemeğimizi yiyip aşağa kata indik gözüme oyuncaklar çarptı. Oraya doğru ilerledim. Bowling de vardı kulağıma eğilip
"Aklından geçirme oynamayı hatun o topları kaldırmana izin vermem"
"O toplar hafif ne olabilir ki"
"Olmaz dedim bitti" sertti konu bebek olunca dikkat etmek zorundayım oyuncakların bazılarını oynadık eğlenmiştik gülerek çıktık alışveriş merkezinden arabaya binip konağa gitmeye yol aldık cama kafamı yasladım. Çok yorulmuştum gözlerim kapanıyordu uykuya daha fazla dayanamayıp teslim oldum.

Devran ağanın ağzından:
Çavşin arabada uyuya kalmıştı. O kadar masum uyuyordu ki eli karnına sarılıydı anne iç güdüsüyle bebeğini koruyordu küçüğüm. Uyandırmaya kıyamayıp taşıdım yatağ yatırıp üstünü örttüm. Salona gidip bizimkilerle oturdum.
"Oğul"
"Buyur baba"
"Yarın Miranoğulların düğünü var"
"Öyle mi tamam bav(baba) gideriz" sohbet edip çaylarımız içtik. Çavşin'imin yanına gittim halen uyuyordu üstümü değiştirip yanına yattım kollarımı beline dayayıp şükrettim.
"Allah'ım şükürler olsun" uykuya daldım.

Çavşin'in ağzından:
Gözlerimi odaya doğan güneşle açtım. Belime sarılan kolların sahibine baktım. Uyurkende ne masum diyip yataktan kalktım üstümü giyinip aşağıya yardıma indim.
"Rojbaş"
"Rojbaş yenge"
"Rojbaş kızım"
"Rojbaş(günaydın)" yardım etmek için harekete geçmiştim ki durdurdular beni
"Keçamin(kızım) bırak biz hallederiz"
"Yardım etseydim"
"Otur sen Çavşin" dedi babaanne oturdum sofra hazırlandı sofraya oturduk herkes gelince Agir ağa
"Afiyet olsun" dedi yemek bitince toplamaya zar zor ikna edip yardım ettim. Ortalık toplanınca odaya çıktım.
"Akşam düğüne gidicez hazırlanırsın"
Kafa salladım erkekler işe gidince bizde terasta oturup sohbet ettik tüm gün vakit geç olunca hazırlanmak için odalara çıktım. Elbisemi giyip ayna karşısına geçtim sürmemi sürdüm şalı gelişi güzel taktım. Korna çalınca aşağıya indim herkes toplanınca arabalara bindik düğün yerine geldik. Içeri girince herkes Devran ağayı selamladı gözüm birine iliştibkeskin bakışları üstümdeydi bu Esma'ydı çökmüştü. Göz altları mor ve şişti vicdanım sızlamıştı derin nefes alıp oturdum gözünü benden ayırmıyordu elimi karnımdan çekemiyordum. Gelini damadı tebrik etmeye gidicektik tam karşımızdalardı yanlarına gidicekken Esma önüme geçti.
"Memnun musun?" Dedi sesine ne olmuştu öyle birşey demeden ilerlemeye çalıştım izin vermedi.
"Öyle kolay değil" diyip boynumdan tutup kendine çekti beni herkes ayaklandı silah çıkartım karnıma tuttu.
"ESMAA ÖLDÜRÜRÜM SENI BIRAK LAN KARIMI"
"Sen zaten beni öldürdün benim kaybedecek birşeyim kalmadı"
"Esma yapma" dedim ağlayarak
"Biliyor musun bende yalvardım ağama yapma dedim dinlemedi senin için beni uçuruma itti." Dedi ağlayarak Esma'ya ne olmuştu hiç sormamıştım. Sadece iyi olduğunu biliyordum ben düşünürken
"PAT" yer kandı. Kan kan kan...


Iyi okumalar canlarım umarım beğenirsiniz bölümü:))

Evîna Dile min"Yüreğimin Sevdası"( BERDEL)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin