4~Şifacı

65 2 4
                                    

Çaresizdi,yatağın bir ucunda oturuyordu.Sessiz ve boş kafasında bir şeyler arıyordu.Kurtarıcı bir düşünce ama hayır sanki her şey silinip gitmişti.Adamın solgun teni,yatağın kenarına düşmüş kolu,yaraları…Sarkan kolunu 
yakaladı.Sıcak avuçları soğuk elini buldu.Ona yanında olduğunu hissettirmek istiyordu.Kalbinde garip bir sancı vardı.Korkuyordu,ona bir şey olmasından çok korkuyordu.
Üstüne gelen duvarların arasında hep güneşini hayal etmişti o göz alıcı bir ışık olmuştu ona.Çıkış kapısıydı.Onu benimsemişti,hayaline bağlanmıştı tabi gerçek beklediği gibi değildi.Burukça gülümsedi.Kadını kırık dökük yapsa da bir yandan topluyordu.

Soğukluğu içindeki sıcaklığa etki etmiyordu.O kadına her haliyle bir aile oluyordu.Gözlerini pencereden görebildiği kadarıyla gökyüzüne çevirdi ve hemen sonra kapadı.
Duası içtendi.
"Allah'ım onu korur musun?Beni duyduğunu biliyorum.Her zaman duyarsın.Rahmetin ve yardımın üzerimize olsun.Senden başka kimimiz var ki.Sana emanet Yaradanım." Gözlerini huzurla açtı.
Şimdi biraz daha hafiflemişti daha güçlü hissediyordu.

Derin bir nefes aldı.Bir türlü güneşinin tenine varmayan sıkı sıkı tuttuğu iğneyi besmeleyle birlikte batırdı.Başka yapacak bir şey aklına gelmemişti.Genç adam aniden uyanmış,kocaman olan gözlerini açmıştı.Kadın acıdan zıplayan bedenini tekrar yatırdı,onu hissizleştirecek bilgisi yoktu, imkanı olduğunu da sanmıyordu.Bu yüzden ağzına ısırması için şöminenin yanındaki küçük odunlardan birini getirmişti aceleyle,onu sıkıştırırken
"Dayan biraz tamam mı?" dedi sessizce.Sonra ekledi titrek sesiyle."Özür dilerim."
Genç adam gözlerini açık tutmak da zorlanıyordu,kara bakışları nemli iri kahvelere değsin de istemiyordu.
Neden bu kadar tükenmiş görünüyordu?Kendisine ürkekçe bakan kadına çevirmedi gözlerini,onun yerine cesaret vermek istercesine kafasını salladı.

Genç kadın adamın moraran gözlerinden zaten kaçmıştı.Onu böyle görmek hiç hoşuna gitmiyordu.
Yaralarını temizlese de izi kalmıştı işte.Sıkıca tuttuğu iğneyi bir kez daha ve bir kez daha batırdı.Adamın kıvranmalarını yok saymaya çalıştı,canını yaktığını unutmaya çalıştı,işine odaklandı, Allah'ın ismiyle başladı öyle de bitirdi.Genç son dikişten sonra bir kez daha bayılmıştı.Genç kadın kana bulanan ellerinin tersiyle alnındaki teri ve kaçamak gözyaşlarını sildi.Yarayı kapatmak için 10 dikiş atmıştı.O iğne on kez sanki ona da saplanmıştı,çok yorulmuştu.Toparlandıktan sonra ıslak bir bezle vücudunu bir kez daha temizledi.Ardından battaniyeyi karnını kapatacak şekilde örttü.Gün ışımak üzereydi ve kadının yapacakları daha bitmemişti.Bir şifacı bulmalıydı.Kötüleşirse ne yapacaktı?Dikiş atarken 
'Ne olursa olsun hastaneye götürme.' demişti.O zaman şifacıyı,doktoru,buraya getirmeliydi.

Genç kadın ellerini yıkadı,üzerini değiştirip siyah kloş bir etek üstüne kalçalarını örten bordo bir sweat geçirdi.Siyah örtüsünü de örtüp kapıdan adamı kontrol etti.Kıvırcık saçları beyaz yastığa serilmiş,bir kaya kadar sert yüzü uykuda bile yumuşamamıştı.Birbirine yakın,gözlerinin güzelliğini ortaya çıkaran kavisli kaşının biri yarılmıştı,bu manzarada genç kadına sevimli gelen tek yer çenesinin başlangıcında bir yerlerde kendine yer bulmuş minik bendi.Genç kadına o ben şiirler yazacak,şarkılar besteleyecek kadar olağandışı geliyordu.Kadın kendisine hayret etti,kafasını iki yana salladı.

Onu izlemeyi bırakıp kapının anahtarlarını buldu.Camları kapamıştı,kapıyı da çıkarken kilitledi ve bunu birkaç kez kontrol etti.Birileri tekrar girip ona bir şey yapsın istemiyordu.Hala aklı almıyordu olanları.'Nasıl?' diyordu 'Nasıl bu kadar kalpsizler?'İnsanlar neye güveniyorlardı?Bunu meziyet mi sanıyorlardı ya da bir eğlence?Başlarına geleceklerden ya habersiz ya da inançsız olmalılardı.Genç kadın sıkıntılarını da sırtına yüklenip koşmaya başladı,ormanı geçti yolları geçti biraz olsun uzaklaşmak istedi ama olmadı hatta daha da yaklaştı,aklı geride bıraktığındaydı.
Genç kadın ona karşı suçlu hissdiyordu,biraz da kendisi yüzünden bu haldeydi.Kafası meşguldü,dalacak gibi oldu ama izin vermedi,şimdi sırası olmadığına karar verdi.Zihnini yollara odakladı.Geçtiği yerleri hafızasına kazıdı nihayet iki saatlik çok az dinlenmeyle son sürat koşusunun ardından kalabalık,insanların olduğu bir yer buldu.

YALANCI GÜNEŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin