12~Dayak Nasıl Acıtır?

15 1 0
                                    

Bir ayağına kahverengi deri çizmesini geçirdi.Gıcırdayan eski yatağından kalkıp lekeli,köşesi kırık aynasına baktı.Yılların uzun uzun çizgiler çektiği yüzü onu yaşından büyük gösteriyordu.Tahta bacağı ve tek gözü ise ürkütücü bir hava katıyordu.Yer yer incelmiş beyaz gömleğinin üçüncü düğmesi kopmuştu.Kır ve düz saçları gözünün önüne geliyordu,
bir ara kesse iyi olacaktı ama o arayı bulmak bu günlerde çok zordu.
Kapanıp karanlığa hapsolan gözünü bir de o örttü ve ağır aksak adımlarla dağınık yatağının ve birkaç parça eşyanın olduğu odasından çıktı.Hayvanlarıyla yalnız yaşamaya alışmıştı.Kimseye yaklaşmamıştı kimse de onu tanımak istememişti.
Dün aldığı kararla garip bulduğu sanki yepyeni bir hayatın içine düşmüştü.Gece yatmadan önce yemekte ne yapacağını ne iş vereceğini düşünmeye başlamıştı.
Belki bir baba gibi hissediyordu,
uykuya dalmak artık daha zordu.Aslında onlara bir şans vermek istememişti ama vermişti çünkü gittikçe yaşlanıyordu.

Ahıra girdiğinde üç insana otoriter bakışlarını fırlattı.Artık çiftlik işlerine yetişemediği için yol gösterici olduğuna inanan üçünü birden kullanma fikri fena olmasa gerekti.Gerçeği anlayana kadar biraz tatil yapabilirdi.Kara oğlana dikkatlice baktı,onu gençliğine benzetiyordu.Her daim sinirli,
memnuniyetsiz,tahmin edilemez.Bir arayış içinde olduğu belliydi ama önce içindeki problemlerini çözmezse asla aradığını bulamayacaktı.Eflah inekten tekme yiyip tabureden fırladığında öfkeyle inledi,süt sağmaya çalıştığına ve bir saattir sadece bir bardak süt çıkarabildiğine inanamıyordu.Başarısızlığı hazmedemiyordu bu yüzden denemekten vazgeçmedi.Bu iş onun için gurur meselesine dönmüştü.
İnekten daha inatçılık edecekti.

Susamış,Eflah'ın azminin sonunda zaferle sonuçlanacağını öngörebilmişti bu yüzden ses çıkarmadan kendisine kaçamak bakışlar atan Sara'ya gözlerini çevirdi.
O ise öyle geliyordu ki sanki dünyalar kadar yaşamış görmüş ve geçirmişti.
Aradığını bulmuş huzura kavuşmuş gibiydi.Susamış ona baktıkça boş bir hayat yaşadığını düşünüyordu.Kadın zayıf görünüyordu ama aralarında en güçlüsü oydu.Her şeye göğüs gerebilecek,yıkılmayacak kadar...Baştan aşağı zerafet ve bilgelik akan kadının güzel ellerine fırçayı hiç yakıştıramıyordu ama adam kayırmak ona göre bir şey değildi.
Yerleri köpürtüp fırçalayan kadın işini güzel ve özenli yapıyordu belki yemekte ona biraz fazla lapa koyarak ödüllendirirdi.

Son durağı Karan'dı.Karan kendini adayacak,birine bir yerlere bağlanarak mutlu olacaktı ona göre.
Kadına olan aşkı Susamış'ın aşka inkarını çürütür niteliktendi.Onun için kadınlar olmuştu fazlası değil.Kalbi onu hiç kırmamış yaralamamıştı.Eski işinden dolayı kalbi adeta taşlaşmıştı.Zaten yeni çalışanlarına çok zalim göründüğüne emindi.Görünüşü korkulacak kadardı ama aslında içten pek de öyle sayılmazdı.İşte şu bilge kadın bunu görmüş gibiydi erkekler ona mesafeli davranırken o konuşmaya keşfetmeye çalışıyor, korkmuyordu.Susamış samanların üzerine uzanıp sızlanan Karan'a adeta gürledi.
"Çalış.Hemen kalkmazsan akşam aç yatarsın." dedi.Karan kalktı,ölümcül bakışlarını adama gönderirken söyleniyordu.
"O şey sadece yaşamam için." dedi hiçbir hoş tat alamadığı yemeği hatırlarken.Ne olurdu sanki şu koyunlardan birini kesip akşam çevirselerdi?

Susamış üçüne kısaca tekrar baktı gitmek için yeltendi ama onu fark eden Eflah gitmesine izin verecek gibi durmuyordu.Susamış ondan kaçmak istiyordu,genç adam hiç de acıyacak gibi gelmiyordu.Dimdik duran orta yaşlı işverenine yaklaştı.
"Biz buraya ayak işlerini yapmak için gelmedik." dedi ilk isyanı gerçekleştirirken.Karan can haliyle koşar gibi aralarına katıldı.Adamın üzerine yürüyen Eflah'ı göğsünden tuttu.Hiç etkilenmemiş görünen  Susamış'a baktı.
"Okudum doktor oldum,hastanem var benim insafsız!Burada samanlarla uğraşıyorum b*k temizliyorum." dedi hayli duygulu sesiyle.Susamış bu erken uyanışa içten içe bozulmuştu.
Sandığı kadar da saf değillerdi.Sara da aralarına katıldığında sıradaki isyanı ondan bekleyen Susamış bakışlarını bu sefer ona çevirdi.Genç kadın hafifçe gülümsedi.
"Bizim kahinin eğitimimizden kastının bu olduğunu sanmıyorum.
Biz tabiki seve seve burada kaldığımız zamanda işlerinizde yardım ederiz ama bize öğretmeniz gereken bir şey olmalı.Bir yeteneğiniz…"
dedi sakince.

YALANCI GÜNEŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin