22~Düello

9 0 0
                                    

Kalbi olan birinin kötülüğünün en büyük bedelini yine o öderdi.Herkes belki de kardeşlerinin ona baktığında nasıl hissedeceğini düşünmüştü hep.O ise onlara bakamıyordu bile.Yarası her defasında daha derinden kanıyordu.Günahları sinsice dolanıyordu boynuna,acı hatıralar kalbini bir akbaba gibi didikliyordu.
Yatağın üstüne çöken abi kardeş birbirlerinin varlığının farkındalığıyla geriliyordu.Hepsinin hayatlarının seyrinin değiştiği o kara günden beri düşman olan iki kardeş şimdi yan yana sessizce oturuyordu.Hiç dokunulmayan birbirlerinden ayrı geçen yılları,yaşanmış yaşanmamış geri getiremeyecekleri zamanları susturmuşlardı.Bu yüzden ikisi de nerden başlayacağını bilemiyordu.Peyman bir köşeye dikmişti gözlerini,Sara başka bir köşeye.

Ne kadar öyle oturduklarından bir haber çatallı sesiyle ilk konuşan Sara oldu.
"Neden…abi..Neden?" dedi kısacık bir an genç adama dönerken.Uzattığı her barış çubuğunu binbir parçalara ayıran abisi şimdi onu sıkıca tutmuştu.Ne olasılıksızlar gerçeğe dönüşüyordu…
"Neden mi şimdi yine seni eskisi gibi korumaya çalıştım?Neden mi seni öldürmeye ant içmiş 'Kana kan,cana can.' diyen ben şimdi abilik tasladım?" dedi kardeşine dönerken.
"Anladım ki Kamer seni öldürmeyeceğiz...
Anladım ki Kamer bizden daha büyük bir güç var ve yine anladım ki bu hikayede tek masum biz değiliz,tek acı çeken de.Suçlu aramayı bıraktım.Beni yıllardır tüketen intikam hırsımı yendim.Kalbimdeki karanlığı dağıttım.Ben,güzel olanları biriktirmek için sana geldim kardeşim."
Sara'nın her daim ışıldayan gözleri biraz daha parladı.Abisi ruhuna,yüreğine doğru nasıl bir yolculuk yapmıştı bilmiyordu ama bulduğunun da sonunun da hayırlısı olan olduğuna inanıyordu.Prens Peyman ile tekrar kavuşmak,ne büyük mutluluktu!Gözyaşlarına daha fazla hakim olamadı,abisine olan hasretine de öyle.

Kollarını sıkıca genç adama doladı.Peyman aynı hızla ona karşılık verdi.Ayın iki varisinin vuslatı ayı ışıldattı,geceyi gündüz yaptı.İki prangalı ruh birbirlerinin kilidini kırdı ve özgür kılındı,yaralar kabuk bağladı,dikiş tutmayan kalp onarıldı,solup giden sevgileri çiçek açtı.İkisi de hafiflemişti,affetmek insanın kendine yaptığı ne büyük bir iyilikti.Esasen diyordun ki seni üzen her şeye benim sizinle artık bir hesabım kalmadı,verdiklerini kabul ettim,onlarla dost oldum ve derdimi bitirdim.İşte kurtuluş insanın kendisindeydi.

Uzunca bir süre sonra genç adam kardeşinin yaşlarını silmek için çekilmişti.
"Ağlama artık." dedi ve örtünün açıkta bıraktığı saç diplerine bir öpücük bıraktı.Genç kadın dediğini yapıp gülümsedi kocaman.Sonradan yüzündeki ışıltıyı gölgelendiren düşüncesini paylaştı.
"Peki ya abim,ablam?Onlar şimdi sana da düşman olmazlar mı?Sadece onlar da değil abi!Ay,sana sırtını döner."dedi dehşet bir korkuyla.Bu kez prens gülümsedi.
"Ne babamın ne de Karer'in karşı geleceğini hiç sanmam ama Luna'dan emin değilim…Açıkçası umrumda da değil.Ben olmak istediğim yerde,
kardeşimin yanındayım.Bunu kabul etmeyen kendi bilir,müdahale etmek isteyene de haddini bildiririm.Bunları düşünme,her ne olursa olsun göğüs gererim sen ve ben için." dedi.Sara abisinin elini tuttu sıkıca, kanatları altında huzuru kucakladı.'Bu sıcaklığı,aile kucağını tekrar tattıran Allah'a hamd olsun.'dedi içinden.

Kapı çaldı ve Kalinda göründü.Gözleri hareketleriyle onu bugün hayli şaşırtan ayına kaydı.Ona bir can daha verilmiş gibiydi.Bunun kıymetini bileceğine şüphesi yoktu.
"Bölüyorum ama bir şeyi doğrulamam lazım.Peyman sen burda kalacaksın şimdi öyle mi?" dedi bir kez daha hayretle.
"Evet.O kumandanı göndermene gerek yok.Sara'nın eğitimiyle ben ilgilenirim...Kardeşinle de ben ilgilenirim sen sadece kalacak başka yer bul."dedi son cümlesinde sesi keyifli bir hal alırken.Kalinda ayına gözlerini devirdi.
"Sara'ya soralım bakalım.O ne düşünüyor?" dedi durumu kurtarmak için genç kadını öne sürerken.Sara kapının orda ablasının arkasında beliren güneşine baktı.Ondan nasıl ayrılmak isteyebilirdi ki?
Daha yeni bulmuşken…Şimdi bir şeyler paylaşacak kadar yakınlık kurmuş, güvenmişken olmazdı.Onsuz bir saniye bile geçsin istemiyordu,
tanımak, güneşini yaşamak istiyordu.
"Eflah da burda kalsın hem gözünün önünde olması daha iyi olmaz mı abi?Attığı her adımı bilirsin." dedi inatçı adamı yolundan döndürmeye çalışırken.

YALANCI GÜNEŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin