6~Yol

82 2 4
                                    

Unutabilir miydi?Şimdi değil birgün
...Canı o kadar yanıyordu ki kalbine vurdu,durmasını istercesine.Birgün o anlar hiç var olmamış gibi olur muydu?Yok olup gitseydi o anılar,vicdanı onun yakasından düşseydi...Kaç kere daha idam sehpasına çıkacaktı?Daha kaç kere ölecekti?Üçü için ne kadar?Sara delice koşuyordu.Yüzlerini hatırladığında dizleri üstüne çöktü,kurbanlarını bile şaşırtmıştı o gün.Eline gelen taş parçalarını var gücüyle sıktı.Gözyaşları hiç durmayacak gibi akıyordu.Kafasını şiddetle iki yana sallıyor kurtulmaya çalışıyordu.O katildi,ve bu gerçek yiyip bitiriyordu zavallı ruhunu.
Kardeşlerinin annelerinin katili…Kendisine söylediği zalim sözler hıçkırıklarını artırıyordu,elleriyle ağzını kapamış, güçlükle ayağa kalkıp tekrar koşmaya başlamıştı.
Günahkardı,Allah affedebilecek miydi onu?O,affedemiyordu.

Karan'ı düşündü.Ardında ağzı açık bıraktığı adamı.Sözlerinden sonra kapıya doğru hızlıca gitmiş ve sadece "Hiç karşılaşmadık varsay." demişti.Onun için ayrıca üzgündü.Karan böyle bir vedayı hak etmiyordu.İkisi de acı gerçeğin yükü altında ezilmişti.Ona bir bebekmiş gibi bakan adamın gözlerinde şimdi bir canavar olmuştu.Sara daha da hızlandı sanki tüm hıncını bacaklarından çıkarıyor gibi bir hali vardı.Bir an duraksamıyordu,
arkasında onu kovalayan harabe geçmişiydi.Genç kadın insanların bu koca dünyasında da kendisine yer bulamayacağını anladı,bu biraz daha kalbini sıkıştırdı.Yuvası neresiydi?

Tanıdık ormana vardığında yarı baygın halde,kendisini ağaçlardan birisinin gövdesine dayadı.Üç saattir koşuyordu,berbat bir haldeydi.Her yerine iğneler batıyordu sanki,zor nefes alıyordu.Vücudu ateş gibi yanıyordu.Az kalmıştı bu yüzden Sara,
"Bismillahirrahmanirrahim." diyerek ayağa kalktı güçlükle.Yarım saat daha koşsa varacaktı.İleriye doğru kararlılıkla bakıp,halsiz bacaklarını hareket ettirmeye başladı tekrar.Ağaçların arasından çıkınca açıktaki ahşap evi gördü,yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.Bir iki adım daha attı,hareketleri iyice yavaşlamıştı.Yağmurda ıslanmış gibi terleyen,ağırlaşan vücudunu daha fazla taşıyamadı ve yere yığıldı.
Gözlerindeki son şey karanlık gökyüzünde ışıldayan eviydi.Parmaklarını uzatmıştı çaresizce ve sonra gözlerini kapamıştı.

Genç adam evi dışında gittiği tek mekandaydı yine.Ücra bir köşeye oturmuş içiyordu.Saat daha erkendi ama onun her zaman içmesi için sebepleri vardı.Uzun zamandır o kadar çok içiyordu ki artık sarhoş bile olamıyordu.Unutamıyordu yaşadığı kabusları,uykusunda bile nefes alamıyordu.Her saniye ona azap oluyordu.Yanına yaklaşmaya çalışan kadını elinin tersiyle itip kalktı.Bugün gününde değildi.Dışarı çıkıp arabasına atladı,arka koltukta yerleştirdiği plazmaya baktı.
Televizyon izleyecekti.O açıkken evdeki ses onu biraz olsun güvende hissettiriyordu.

Arabasını evin yanında bir yerde hızlıca durdurdu ve aşağı indi.Gözleri karanlığı delip geçen ışıltılı güzel kadına kaydı.Yerde hareketsizce yatıyordu.Adam burnunu sıktı hiddetle.Onu tekmelemek, yerin altına gömmek isteğini bastırmaya çalıştı.Bu kadın düşmemişti yakasından.Kasılan bedenine karşı yüzünde bir gülümseme oluşturmaya çalıştı.Arka koltuğun kapısını açıp televizyonu aldı ve kadını görmüyormuş gibi yapıp üzerinden atladı.Evin kapısını açıp içeriye geçti.Nasıl olduğu neden burada olduğu umrunda bile değildi.
Televizyonu kutusundan çıkarıp kurmaya başladı.Yarım saat sonra başarmıştı da yeni kumandasını eline alıp planladığı gibi koltuğuna yayıldı ve bir film açtı.

Adam kendisini her şeyden soyutlayıp elindeki patlamış mısırla film izlerken genç kadın uyanmıştı.Başı zonkluyor,
kalkmasına izin vermiyordu.Her yeri ağrıyordu,üşüyordu,çok üşüyordu.
Birkaç denemesinin ardından ayağa kalktı.Işıkları yanan evin penceresine hafifçe yaklaştı ve adamı keyifle televizyon izlerken gördü, kafasını eğdi mutsuzlukla.Onu görmüş olmalıydı.Genç kadın usulca evin arkasını dolaştı,orada üstü kapalı bir divan gördüğünde şükretti.'Soğuk topraktan iyidir.' diye geçirdi içinde.Tozunu silkip uzandı.Ellerini üşüyen bedenine sardı ve dişleri birbirine çarparken uyumayı diledi. 
Soğuk rüzgar ona hiç yardımcı olmadı.Dizlerini kendine çekip ürkek bakışlarını ormana çevirdi.Her zaman yaptığı gibi yaptı;
dertlerini,içini Allah'a açtı.O'na anlattı,andı ve zikretti.Kalbi titreyen kadın sanki üstüne sıcacık bir battaniye örtüldüğünü hissetti ve gözlerini huzurla kapadı.

YALANCI GÜNEŞ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin