8 | KAFES

209 95 55
                                    

Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın^^      

İyi okumalar!


Bölüm Şarkısı: No Name Faces - Scars


8 | KAFES


En çok zihnimin içindeki karmaşayı çözmek istedim. Düşüncelerin bana ait olmasını istedim, bir yanımın annemin bir yanımın da babamın düşünceleriyle dolmasını değil. Kendi kararımı kendim verebilmeyi, korkusuzca adım atabilmeyi istedim.

Bir yanım siyahken bir yanım beyazdı.

Ve ben bunu istememiştim.

Akrep ve yelkovan birbiriyle temas halindeyken kapının önünde oturuyordum. Zile basmak için defalarca ayağa kalkmış olsamda denemelerimin hiçbiri başarıyla sonuçlanmamıştı.

Neden buradaydım? Neden bu plana dahil olmak için bu kadar çabalamıştım?

Derin bir of çektim. Başımı kaldırdığımda anında yanan sensörlü tavan lambasın ışığı gözlerimi acıttı. Gözlerim ışığa alışırken bir elimle duvardan destek alarak ayağa kalktım. Saatlerdir kapının önünde bekliyordum.

Korkuyordum. Bu kapıdan içeri girdiğimde sabah numara yapan Sıfır'la karşılaşabilirdim. Hiçbir suçu olmayan küçücük kız çocuğunu öldüren o katille karşılaşabilirdim. Öldürülebilirdim. Belki aç olduğumu söylediğimde girdiğim mutfakta bir bıçakla, belki uyumam için getireceği yastıkla gece boğularak belki... Başımı hızla sağa sola salladım. Bahir katil değildi ve bunu ispatlayacaktım.

Hissettiğim duygular düşüncelerimi ele geçirmişti. Kaçıp gitmek istiyordum.

Kaçamadım.

Hiçbir şey yapamadığımı söyleyen anneme kendimi ispatlamak için, hiçbir suçu olmayan öldürülen insanlar için ve en çok da rüyama dahi giren küçücük kız çocuğunun intikamını almak için kaçmadım.

Kapının ziline basıp bekledim. Açacak mıydı kapıyı bilmiyordum ama zile basmamın üzerinden dakikalar geçmişti. Zile tekrardan basacakken saatin geç olabileceğini düşündüm. Sırt çantamdan telefonu çıkartıp saate baktım. 23.45'ti uyumuş olmalıydı. Yaklaşık iki saattir kapının önünde bekliyordum.

Bu gece uyumak için Selim'in arabasından başka çarem yoktu. Arkamı dönüp merdivenlere doğru ilerledim.

Bir insanın ruhunun yorulması mümkün müydü? Girdiğim bu yolda daha ilk günden yorulmuştu benim ruhum. Bir an yapabileceğime inanan güçlü yanım baskın gelirken bir an korkak yanım baskın geliyordu.

"Feyza."

Merdivenin son basamağındayken bana ait olmayan ama önümde bir duvar gibi duran o ismi duyunca durdum. Omzumun üzerinden arkaya doğru baktığımda Bahir, omzunu kapıya yaslamış uykulu gözlerle bana bakıyordu.

"Doğru duymuşum." diye mırıldandı.

"Uykundan mı uyandırdım?" diye sordum az önce indiğim merdivenleri tekrardan çıkarken.

"Seni beklerken uyuya kalmışım. Çok bekledin mi kapıda?" diye sordu telaşla.

Yavaş yavaş merdivenleri çıkarken "Hayır yeni geldim." diye mırıldandım.

Yanına gittiğimde başımı kaldırıp Bahir'e baktım. Uykudan yeni uyandığı için göz kapakları kapanmamak için zor duruyordu. Gözünün altındaki yara izi yok olmuş gibi silikleşmişti. Dağınık olan açık kahverengi saçı daha çok dağılmıştı. Giydiği siyah bol tişört geniş omuzları sayesinde kötü durmuyordu eğer ben giymiş olsaydım uzun elbise gibi olurdu. Tekrar göz göze geldiğimizde yanlış anlamaması için hızla gözümü Bahir'in arkasında duran ışığı açık oturma odasına çevirdim.

SIFIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin