3 | BATAKLIK

385 163 304
                                    

Bölüm Şarkısı: Jacob Lee - Demons


3 | BATAKLIK


Bir yol vardı önümde. Bana ne vereceğini, benden ne alacağını bilmediğim bir yol... O yola ilk adımımı farkında olmadan atmıştım. Geri dönmek için geç değildi. Eğer geri dönebileceğim bir yol olsaydı.

"Sorun mu var?"

Selim abinin sesini duymama rağmen karşımdaki fotoğrafa bakmadan duramıyordum. Bahsettikleri kişi az önce konuştuğum hatta kaza geçirdiğini söyleyen yaşlı adama yardım eden kişiydi. Sol gözünün altındaki yara olmasaydı yanlış gördüğümü düşünebilirdim ama doğruydu.

Olamazdı.

Olmamalıydı.

Aradıkları kişinin o olup olmadığından emin olmadıklarını söylemişlerdi ama yine de şüphelenmişlerdi. Hatta en büyük şüphelinin o olduğundan bahsetmişlerdi. Kaza geçiren birine kötü kalpli bir insan yardım etmezdi. Peki o zaman neden ondan şüphelenmişlerdi? 

"Feraye." dedi Selim abi tekrardan. "İyi misin?"

"İyiyim." dedim.

"Tenin bembeyaz oldu." dedi telaşlı bir sesle.

"İyiyim." dedim hızla kendimi toparlayarak.

Selim abiye baktığımda iri kahverengi gözleri biraz daha büyüdü. Çok kısa süreliğine de olsa şok olmuş gözlerle bana baktı. Yüzümde ki ifadeyi silmem gerekiyordu. Adamı buraya gelmeden önce gördüğümü söylemek istesem de ilk olarak babama söylemenin daha doğru olduğunu fark ettim. Nasıl tepki vereceğini bilmiyordum.

"Bahir Kamer." dedi dişlerini sıkarak. Sanki adam karşısında olsa hiç düşünmeden öldürecek gibiydi. Bakışları bir anda koyulaştı.

Bahir Kamer

Yaşlı adamın yanındayken adını sormadığım geldi aklıma. Aniden önüme çıkan çocuktaydı aklım o yüzden sormayı düşünememiştim.

"Madem şüpheli neden tutuklamıyorsunuz?"

"Şüpheli ama elimizde hiçbir kanıt yok." dedi yüzünü bana dönerek. "Üç yıl önce ilk cinayetler işlenmeye başlandığında görgü tanıklarından aldığımız eşkale uyan en büyük şüphelilerdendi."

Sol gözünün altındaki ize baktım. Büyük ihtimalle onu ele veren o iz olmuştu. Her şeye rağmen izden dolayı suçlu muamelesi görmesi saçmaydı. Cinayetler üç yıl önce işlenmeye başlamışken hâlâ ellerinde kanıt yoktu. 

"Şu an dışarıda?" dedim sorar gibi.

Karşımda duran resme bakmaya devam ederken başını aşağı yukarı salladığını hissettim. Kendi kendime mırıldanıyormuş gibi söylesem de aslında Selim abinin konuşmasını beklemiştim. Sessizliği beni gerince konuşan taraf yine ben oldum. "Şüpheli olmasına rağmen dışarıda. Nasıl hiçbir sonuca varamadınız?" 

Sertçe yutkundu. "Vardık ," dedi açıkça. "Birçok noktaya vardık ama sonuca varmamızı sağlamadı."

"Belki de yanlış noktalara bakıyorsunuz." dedim yüzüne bakmak için birkaç adım geri giderken. "Demek istediğim, katil başkası da olabilir. Şüpheleri onun üzerine atmak istiyor olabilir."

Yıllardır aynı kişi hedefleriydi. Belki de haklıydım. Belki de haksızdım. Yine de bu sabah gördüğüm kişinin olabileceğine ihtimal veremiyordum. Mantıklı gelmeyen o kadar çok şey vardı ki anlamaya çalıştıkça sanki her şey daha da karmaşıklaşıyordu.

SIFIRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin