Bölüm Şarkısı: Whenyoung - Sleeper
11 | VURGUN
"Sen kimsin?" diye sordum kaşlarım çatarak.
Birkaç adım geri gidip sağıma soluma bakındım. Kapı numarasına baktım 2 numaraydı yani doğru gelmiştim.
"Ben Doruk'ta asıl sen kimsin?"
Başımı kaldırıp baktım. Uzun boyluydu ve iriydi. 1.65 boyundaydım çok kısa olmama rağmen başımı kaldırmadan bakamıyordum. Aramızda en az 30 cm vardı. Geniş ve iri omuzları onun dev olduğunu ikna eder gibiydi. Dev gibi görünse de yüzü çocuksu duruyordu. Kısık ve çekik koyu kahverengi gözlerine baktığımda gözlerini biraz daha kıstı.
Birbirimize bakmaya devam ederken boynum ağrıdığı için başımı indirdim.
"Geldin mi?" diye soran Bahir'e, koyu kahverengi gözlere sahip genç adamla aynı anda baktık.
"Tanıyor musun?" diye sordu parmağıyla beni işaret ederken.
Bahir "Gelsene içeri." diyerek hem adının Doruk olduğunu öğrendiğim genç adamın sorusuna üstü kapalı cevap vermişti hem de kapıda beni daha fazla bekletmek istememişti. Doruk'a baktığımda tereddüt etmiştim. Evet, Bahir'i de tanımıyordum ama yine de onun zarar vermeyeceğini hissediyordum. Doruk'un kim olduğunu bilmiyordum.
Bahir tereddüt ettiğimi anlamıştı. Yanıma doğru gelip "Sorun yok. Gel hadi." diye fısıldadı.
Oturma odasına girdiğimde Doruk'un "Sabah bahsettiğin kız bu mu?" diye sorduğunu duydum.
Bahir cevap vermemişti büyük ihtimalle başını sallayarak cevap vermişti ama sırtım onlara dönük olduğu için görememiştim. Benden neden bahsetmişti ya da bahsederken ne söylemişti merak etsem de sormam doğru değildi.
Koltuğa oturduğumda kısa süreliğine Doruk'a baktım. "Merhaba." diye mırıldandım. Ardından gülümsediğimde aynı şekilde karşılık almayı beklemiştim ama onu yaptığı tek şey başıyla hafif bir selam vermek olmuştu.
Her insan aynı değildi. Yeni tanışıyoruz diye soğuk davrandığını düşünerek umursamamaya çalıştım. Oturduğum koltuğun karşısındaki koltuğa uzandığında ayakları koltuktan dışarı sarktı. Elinde tuttuğu telefonu açıp uğraşmaya başladı. Ben olsaydım çoktan telefonu yüzüme düşürmüştüm.
"Aç mısın?" Bakışlarımı Doruk'tan alıp diye soran Bahir'e çevirdim.
"Evet." dedi Doruk mırıldanarak.
"Sana sormadım."
Bahir bana baktığında başımı yavaşça salladım. "Biraz acıktım."
"Şimdi ayağa kalkıyorsun dosdoğru ilerliyorsun, meraklı birine benziyorsun her kapıya bak bulursun mutfağı." dedi Doruk umursamaz bir tavırla.
Bahir burnundan sert bir nefes verdi. "Kalk hadi hazırlayalım. Misafire nasıl davranman gerektiğini de mi ben söyleyeceğim?"
Doruk, Bahir'i umursamış gibi görünmüyordu. Sorun çıkmaması için "Yardım edebilirim." dedim.
Ayağa kalktığım anda "Hiç gerek yok." dedi. Eliyle oturmamı işaret etti. "Doruk'la birlikte hazırlarız."
Doruk başını yana çevirerek bize baktı. "Doruk'un bundan haberi var mı peki?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIFIR
Mystery / ThrillerGece yarısı bir şimşek çaktı. Gökyüzünde yangın başladı isi yeryüzüne bulaştı. Kimsesiz çığlıklar arşa ulaştı lakin kimse duymadı. Saf ruhlar, kuzguni ruhu durduramadı. "Tik tak, tik tak. Zaman doldu." ☯ UYARI: Bu kitaptaki karakter ve olaylar tamam...