BÖLÜM 4:Parfüm

14.9K 606 143
                                    

Okursanız çok memnun olurum.

Öncelikle merhaba :) Bu bölüm @DamlaaWho'ya gelsin,Seviliyorsun bebiş :* Umarım yeni bölüm için çok bekletmemişimdir sizi. Bildiğiniz üzere 'Locaxx_' adlı bir instagram hesabımın var. Bunun yanında Kibirli cadı Deniz'e de kişisel bir hesap açtım! Bence kesinlikle takip etmelisiniz çünkü hikayeye dair bir kaç şey ve hatta Deniz'in hayatına şahit olursunuz. Tamamen onun kullandığı bir hesap gibi, hikayede adı geçen bütün fotoğraflarda sayfada mevcut! 

İlk Parody hesabım takip takip :))

Ay birde daha çok vote lütfen!

Not:Ezgi'nin kahverengi saçlı hali instagramımızda vardır. 

Bölüm şarkısı:Otilia - Bilionera

Medya: Baran&Ali ikilisi, Deniz Saygıner ve Ezgi Doğan

Islak saçlarımı bir çırpıda güzelce ördüm ve deri ceketimin yakalarını düzelttim. Bir kaç gündür planladığım şeyi gerçekleştirecek olmanın heyecanı mevcuttu üzerimde. Topuk seslerim ritmik bir şarkıyı andırırken büyük masada kahvaltı eden annemin yanına yerleştim.

"Günaydın."

“Günaydın Deniz.”

Masada duran iştah açıcı marmelatları önüme çektikten sonra bıçağı kavradım. Keyfim tam tıkırındaydı.

"Ne o sen gülüyorsun?"

Şeftali reçeli ile kapladığım ekmeği tek lokmada ağzıma attım. Ağzım doluyken konuşmak gibi mide bulandırıcı bir huyum yoktu. Bu yüzden anneme cevap vermeyi biraz geciktirdim ve güzel tadın keyfini çıkardım.

“Keyfime diyecek yok bugün.”

"Hayırdır yeni velihatla mı ilgili?"

İmalı imalı beni süzerken portakal suyundan bir yudum aldım ve ölümcül bakışlarımı ona yönlendirdim.

"Bu konu nasıl oldu da birden Baran’ı buldu anlamıyorum. Ağzımdan laf almaya çalışıyorsan deneme anne çünkü sahiden o baş belası hakkında konuşup güzel nefesimi boşa harcayamayacağım."

Peynirinden bir çatal ağzına attı ve bakışlarını benden uzağa çevirdi.

Hayır yani her delikten bu çocuğun mu çıkması gerekiyordu?!

Sinir harbi geçirmemek için derin bir nefes aldım,sandalyemi geriye ittim. 

“Hem anne diyelim o ‘Bay ego’dan hoşlanıyorum -ki bunun olması eşofman ile dışarı çıkmam kadar imkansız- bunu sana mı anlatırım? Bir düşün. Yıllardır kurduğumuz iletişim alışveriş ve yemeklerden başka birşey değil. Ortak adam gibi bir paylaşımımız da yok. Şimdi anne kılıfına bürünüp benimle dedikodu yapmaya çalışma. Samimi olmuyor.”

Kararlı adımlar ile evden çıktığımda saçımın ucu ile oynadım. Annemle konuşmalarımız bile sınırlıyken böyle bir tavır sergilemesi, ne biliyim çok komik. Beni sever çünkü bende onun gibi akıllı bir kadınım. Yüzümde ona çok benziyor ama bu kadar. Bir annenin kızına hissettiği yürekten olan o sıcaklıktan yok annemde. Ama olmasını beklemekte saçmalık olurdu zaten. O bu yaşına kadar tek başına idare edebilen hırslı ve güçlü bir kadın ve ebeveyn olarak tanıdığım tek insan. Evet konu babama gelicek bunun farkındayım,işte bu yüzden hemen konuyu kapatmak istiyorum. Görmediğim ama deli gibi nefret ettiğim -Ezgi’den çok- insan olmayı başarmış bir babam var. Düzeltiyorum adının Kenan olduğunu bildiğim biyolojik babam. Aslında onun hakkında bildiklerim de sadece bunlardan ibaret. Yolunu ezberlediğim büyük kuaförün sapağına döndüğümde boğazımı temizledim ve ela gözlerimi siyah gözlük camlarının arkasına gizledim. Güneş yine tüm cürretkarlığı ile ellerimi yakarken siyah deri ceketi yan koltuğa bıraktım ve arkama yaslandım. Şuan yerinde olan keyfim bir kaç saat sonra nirvanasına ulaşmış olacaktı,sırıttım. Park yerimin boş olduğunu görünce hevesle yerleştim. Saat 11’e geliyordu. Planım için güzel uykumdan bile feragat etmiştim. Anlayacağınız baya ciddiyim. Hafta içi olmasına rağmen bile bu saate dolu olan kuaföre şaşkınlıkla baktım.

Herşey Aramızda #WATTYS2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin