BÖLÜM 19:Bitmeyen Parti

14K 616 218
                                    

Uzun bir bölüm, sonlara doğru şaşıracağınıza garanti veriyorum şimdiden :)

Bu arada bir önceki bölüme çok farklı zıt yorumlar geldi, kimisi çok boş olduğunu söylerken kimisi de çok beğendi ve ben çok kararsız kaldım. Tek bir şey söylemek istiyorum arkadaşlar, yayınlanan hiç bir bölüm boş olamaz. Evet güzel olmayabilir ama 'boş' kelimesi onun başında saatlerini harcayan ve çıkaran bir yazar için en ağır hakaret cümlesinden bile ağır. İnanın bana ortada çok büyük bir emek var... O nedenle yorumlarınızda biraz daha sakin olmanızı rica ediyorum :)

asosyalkimlik üşenmeden her paragrafa yorum yapan arkadaşım tebrik ediyorum seni :P

Nazliss02 ilgin için teşekkür ediyorum :)

İthaf isteyenler belirtirse çok memnun olacağım. Aksi taktirde bulmak birazcık zor oluyor :)

İyi okumalar...


Bölüm Şarkısı: Nükleer Başlıklı Kız- Pişman Değilim.


Medya: Deniz ve Ezgi'nin kostümleri



Su damlaları hapishaneden firar eden mahkum misali saçlarımdan dökülürken pofuduk terliklerimi giyerek odama ilerledim. Neyse ki evin ısıtması iyi yapılıyordu ki üşümeye riskim kalmıyordu. Keyifle yatağımın üzerine oturdum ve derin bir nefes aldım. Bir saat kadar sonra Işıl ile alışverişe çıkacaktık.

Eski günlerde ki gibi!

Çalışan kadının getirdiği sıcak çikolatamı avucumun içine alarak gözlerimi pencereden süzen ışığa diktim. Baran'ın cümlesi aklıma geldikçe kalbim aptal bir şekilde sızlamaya devam ediyordu. Belki de zamanı geri alıp yüzüne okkalı bir tokat atmadığım için pişman oluyordum, kararsızım.

''Onu yanında gezdirdiğin süs köpeğine söylersen eğer daha iyi olur. Sizin ne giyeceğiniz beni alakadar etmez Baran Güral.''

Diyip Ali'nin yanına kaçmıştım adeta. Kafamı karıştırmıştı; belimde olan elleri ve saçlarımın arasında rüzgar gibi dolanan nefesi hatırımda belirince nefes almak oldukça güç hale geliyordu.

Nefret et ondan Deniz!

Onun senden ettiğinden daha çok et.

Sonuna kadar hak ediyor bunu.

Sıcak çikolatamı yarılamadan komodinin üzerine bırakıp ayaklandım.

Baran'ı düşünmekten daha mühim işlerim vardı benim.

Mesela kurutulmayı bekleyen saçlarım.

Makyaj masama oturur oturmaz saç bakım kremlerimi uygulayıp saçlarımı taramaya başladım. Bir yandan da ne giyeceğim hakkında planlar yapıyordum. Islak bir şekilde bornozumun üzerine dökülen saçlarımı arkama attım ve dolabın karşısına dikildim. Bordo eteğimi ve beyaz gömleğimi çıkardım dolaptan, bir de yüksek topuklu bootielerimi. Bornozdan kurtulup iyice kurulandıktan sonra saçlarımı havluya sararak giyinmeye başladım. Kendimi çok dinç ve güzel hissediyordum.

Hoş ben zaten dinç ve güzelim de neyse!

Yüksek belli eteğimin fermuarını çektikten sonra ağzımın açılmasına engel olamadım. Bordo dar kesimli etek tüm kalçamı sarmış, adeta 'bakın bana' diyordu. Kıkırdadım ve saçlarımı kurutmak için makyaj masama geri yerleştim. Kuru havanın esiri olan dalgalı saçlarım kendi dalgası ile omuzlarıma dökülürken kabarmaması için krem sürdüm. Bordo taşlar ile bezenmiş kolyeyi sonuna kadar iliklediğim gömleğimin üzerine taktık dan sonra tam olarak olamasa da hazırdım. Gözlerime ağır olmayan bir makyaj yapmaya başladım. Bir yandan da gelen bildirimlere bakıyordum.

Herşey Aramızda #WATTYS2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin