Bu daha başlangıç demek istiyorum ve sizi bölüm ile baş başa bırakıyorum :)
❖
Bölüm Şarkısı:Teoman-N'apıyım Tabiatım Böyle
❖
Bazen tek bir kayıp beraberinde pek çok şeyi yitirmeye sebep olur.
Önemli olan neyi daha çok istediğinizdir.
Mutlu olmak mı?
Mutlu olmak çoğu zaman dünyanın en kolay şeyi olabilirken kimi zaman içinizi parçalayan bir nahoşluğa sürükler ruhunuzu.
Sevgi mi nefret mi?
Hangisi daha güçlüdür?
Katıksız bir nefret masum bir sevginin önüne nasıl geçebilir?
Peki ya aşk bu denklemin neresinde?
Aşk nefrete mi daha yakın yoksa sevgiye mi?
Bazı şeyler kabullenince daha az acıtır derler peki ya sevgilinin bir türlü silikleşmeyen öpücüklerinin başkasına ait oluşunu kabullenmek daha mı az acıtır?
Göz yaşları gözlerini yakarken onları geriye itip güçlü görünmeye çalışmak ve bunu da tam başarmak ancak Baran gibi biri için mümkün olabilirdi. Elindeki sigaraya nefretle baktı. Hiçbir şeyin bağımlısı olmayacağını söylerken ne kadar da ciddiydi oysaki ilk sigarasını ateşlerken,Deniz'in dudaklarını ıslatırken ya da nefessizce sarılırken. Öfkeyle bir nefes daha aldığı sigarasını yere fırlatıp çiğnedi.Bu aralar her şeyi fırlatıp ezmeye sonra da arkasına bile bakmadan uzaklaşmayı ne kadar da alışkanlık haline getirmişti.'Böyleyim ben.' Diye geçirdi içinden. Aynaya baktığında artık eskisi gibi hissedemiyordu. Yine de yaptığı hiçbir şeyden pişman olmadığını tekrarlayıp duruyordu.
Onun canı yanmıştı bir kere , 'daha kötülerini hak ediyordu' diye geçirdi içinden.
Saat ondu, mekanların henüz dolmadığını düşündü. İçindeki yalnızlığı kalabalık ve yüksek sesli müzikle bastırmak işini kolaylaştırıyordu. Her zaman yalnız kalmak için tercih ettiği bu ıssız manzara da Deniz ile baş başa yaptıkları ilk konuşma geldi aklına.Tısladı, ne kadarda saftı neredeyse hiç tanımadığı bir adama sırlarını anlatmıştı.Unuttuğu bir şey vardı daha doğrusu hiç bilmediği Baran onun canını acıtmak için yaratılmış bir robottan farksızdı.
Genç adam pişman mıydı?
Asla.
Mutlu da sayılmazdı.Sadece derinlerde bir yerlerde canının nasıl yandığını kabul etmeyi reddediyordu. Çalan telefon uzaklara dalmış gözlerini toparlamasına sebep oldu arayan Ezgi idi.
Hızlı bir hamleyle yanıtladı.
''Seni özledim.''
Dedi tutkulu sarışın.
Özlemek mi?
Ne kadar da ağır bir cümleydi gerçekten özleyen biri için.
Güldü genç adam.Hiç bir şey umurunda değildi ki bu cümleden etkilensin.
''Demek özledin sarışın.''
Dedi bir zamanlar Deniz'in taptığı hınzır sesiyle.
''Evet beyefendi.''
Dedi kıkırdayarak.Ve devam etti Ezgi;
''Seni görmeyeli iki gün oluyor ve bu da özlemem için yeterli bir süre sayın Güral.Nerelerdesiniz?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşey Aramızda #WATTYS2015
Novela Juvenil❝Şunu sakın unutma güzelim. İki kişinin bildiği asla sır değildir.❞ ©TÜM HAKLARI TARAFIMCA SAKLIDIR