5) Toprak, Tengri Cadılık Ve Büyücülük Okulu'nda

153 62 76
                                    

Bu yaz sonunda bu okula gidecek olan Toprak, çok heyecanlandı. Adeta yetinde duramıyordu. Muhteşem büyüler öğrenmek, kendisi gibi arkadaşlar edinmek... Ancak bir tek büytop yada büybol olarak bilinen sporun, yüzmenin ve büybadın stadlarına girmekten korkuyordu. Çünkü o yüksek seslerden nefret ederdi. Gürültü ona göre değildi ve bu stadlar gürültü üzerine tasarlanmıştı. Ama ne derler bilirsiniz "gülü seven dikenine katlanır" Toprak'ta bu gürültüye katlanacaktı.

Okula nasıl gidildiğini merak eden Toprak, bunu derinlemesine araştırdı. Cevabı, daha önce onları evine alan büyücülerin verdiği kartta açık bir şekilde yazıyordu.

"Sayın Toprak Karasular; okulumuz Tengri Cadılık Ve Büyücülük Okulu'nda sizi aramızda görmekten mutluyuz. Okulumuz, İzmir'e bağlı olduğu için, İzmir dışından gelen öğrenciler uçakla İzmir'e inecektir. Adnan Menderes Havalimanı'nda hem İzmirli hemde farklı yerlerden gelenleri karşılıyacak ve sizi buna göre yönlendirileceksiniz."

Her şey açık ve netti. 22 Temmuz günü, saat 12:00'da Adnan Menderes Havalimanı'nda olmak zorundaydı.

Gün geldi çattı. 22 Temmuz sabahı ailesiyle vedalaştı. Bu onun için çok duygusal oldu ama buna mecburdu. Hem, 12 Haziran 2022 günü gene gelicekti (Toprak 22 Temmuz 2021 günü okuluna başlıyordu). Ama her şeye rağmen, bu onun için zor oldu. Buca'dan otobüse binip, Şirinyer'e gitti (evleri Buca'da idi). Şirinyer'den İzban (tren yolu hattı) geçiyordu. İzban ise doğruca Adnan Menderes Havalimanı'nın içinden geçiyordu. Sonrası kolaydı...

Adnan Menderes Havalimanı'na ilk giden öğrenci o olmuştu. Ama hocaları oradaydı. 1-2 saat önceden gelmişlerdi. Öğretmenleri, erken geldiği için onu tebrik etti. "Okul hakkında bir şeyler biliyor musun?" Diye sordu öğretmenleri. Toprak da her şeyi anlattı (bildiği kadarını). Sonra "Hangi binaya gitmeyi isterdin" diye sordular. O da "Işık veya Okyanus isterdim açıkçası." dedi. Sonrasında diğer çocuklar da yavaştan geldiler.

Onları gidecekleri yere otobüsle götürüyorlardı. Her yıl bu şekilde gidileceğini ve her sınıfın (1. sınıftan 10. sınıfa kadar sınıflar var) kendi otobüsü olacağını öğrendi ve bu 1. Sınıf otobüsüydü. Okulda sıklıkla turkuaz renge rastlıyacaklarını 2. olarak ise kırmızının çok kullanıldığını, çünkü bu 2'sinin Türk milletini temsil ettiği anlatıldı.

O esnada Ceren hoca, bir kız ile bir şeyler konuşuyordu. Otobüs kapasitesinden 1 kişi daha az alınmıştı bu yıl Tengri Cadılık Ve Büyücülük Okulu'na. Bu yüzden de Toprak'ın yan koltuğu boştu.

Az sonra kız yanına geldi ve "Oturabilir miyim?" dedi. Toprak samimi karakterinden ve kibarlığından ödün vermeden "Tabii ki, gel rahatına bak knk. İstersen tanışabilirsiniz" dedi. Kız doğal olarak teşekkür etti ve yanına oturdu. İşte, o an Toprak kendini çok mutlu ve çok heyecanlı hissetti. İlk kez kendi gibi büyü yeteneğine sahip bir yaşıtıyla yan yana oturuyordu.

Bu esnada Cengiz Hoca "Gençler, gideceğimiz yere 4-5 saat var. Bu yüzden isteyen uyuyabilir, isteyen bir şeyler atıştırabilir. Ama atıştırmayı fazla kaçırmayın derim, okulda sonsuz yiyecek hakkınız duruyor çünki." Dedi. Bu sırada kız "gel seninle tanışalım, olur mu" dedi. Toprak bunu kabul etti.

Toprak kızdan bir şey isteyecekti. Onların oturduğu yer otobüsün en arka 2 koltuğuydu ve otobüs çok eskiydi. Motor ise tamda Toprak'ın kulağının dibindeydi ve Toprak, otobüste olan bitenleri çok zor duyuyor, bazılarını duyamıyordu. Bu yüzden eğildi ve kızın kulağına "Farkındasın ki otobüsün en gürültülü yerindeyiz, dolayısıyla seni duymakta zorlanıyorum. Benle konuşurken daha yüksek sesle konuş lütfen." diye normalden daha yüksek bir sesle söyledi.

Kız Toprak'a baktı ve biraz daha yüksek sesle dedi ki "Peki, konuşurken sen de bana doğru eğilir misin? Benim sesim yüksek çıkmaz da." Toprak bunu seve seve kabul etti ve onu daha kolay duyabilmek için biraz daha yaklaştı.

Toprak Karasular 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin