Öncelikle hepinize merhabalar dostlar. Bu bölüm hikayeye değil de başka bir şey için yazılan bir bölüm.
Bu bölümü kardeşim gibi saydığım ve sevdiğim Asım Enes KESKİN için yazıyorum. Her ne kadar hediye alıp doğum gününü kutlasam da, buraya da ona özel bölüm atmadan geçmek içimden gelmedi.
Bu bölüm biraz da nasıl arkadaş olduğumuzdan bahsedeceğim. Bu gibi çok sağlam arkadaşlıklar nasıl olur, iki arkadaş birbiriyle nasıl geçinmelidir ve arkadaşlar birbirinin doğum gününü nasıl kutlar? Bunlara değineceğim.
Dokuzuncu sınıftaydık. Bir keresinde otobüs durağına doğru yürürken, karizması 10 üzerinden 11 olan; genç, zeki, karakterli, saygılı bir elemanı gördüm ve "Ben bu çocukla konuşsam benle iletişime geçer mi?" diye kendi kendime sordum. Şimdi, biliyorum ki kendime sorduğum en iyi sorulardan birisi buydu.
Gittim, çocukla iletişim kurdum. Fizik bilimindeki ses dalgaları ve sesin şiddeti üzerinden konu açtım. Aynı otobüse biniyormuşuz evlerimize gitmek için. O gün bunu öğrendim. Sonraları okuldan, otobüs durağına giderken üst üste birkaç gün karşılaştık. Aynı okulda olduğumuzu anladık. Ancak neden o ilk günlerde birbirimizin isimlerini sormadık, bende bilmiyorum. Birkaç hafta sonra adlarımızı yeni yeni (biraz da tesadüfen) öğrenmiştik.
O yürüyen test kitabının adı Asım Enes KESKİN idi. Ben mi? Ben duyguların şekil almış haliyim. Güney ORKAN benim ismim.
Zamanla okul çıkışlarımda birbirimizin sınıflarına gitmeye başladık. Ben çantamı yavaş toparlayan biri olduğum için (ilkokul 1. sınıfta da bu böyleydi, şimdi de böyle) genellikle o benim sınıfıma geliyordu. Birkaç kez çantamı birlikte topladığımızı hatırlıyorum. Bunu aslında biraz da, daha uzun muhabbetlerimiz olsun diye yapıyorduk.
Bir süre sonra benim aklıma onun bir gün başka bir okula gidebileceği ve hiçbir zaman görüşemeyeceğimiz düşüncesi geldi. Ortaokul birnci sınıftan sonra taşındığımız için bu duygunun ne berbat bir duygu olduğunu çok iyi bilirim.
Bu tür bir duygu yaşamamak için Asım'ın telefon numarasını aldım. Telefon numarasını alma işi de birazcık ağır ilerledi ama ben aceleye getirmedim.
Dokuzuncu sınıfı birinci dönem karnesi almaya gittiğimiz gün İzmir'de sağlam bir rüzgar vardı. Ben karne için şeffaf dosya veya çanta vs getirmemiştim ama Asım (zeki olduğunu söylemiştim) benim yaptığım hatayı yapmadı, dosyasını getirdi. Nitekim ben karneyi koyacağım diye birçok efor sarf ederken o sadece dosyasını tuttu.
İkimizde teşekkür/takdir alamamıştık. Lakin anadoluların zekisi, onur belgesini almıştı. Ablasının yapamadığını yapmıştı Keskin ailesinin karizma genci. Bense "Bu dönem alamadım ama ikinci dönem mutlaka teşekkür alacağım!" diyetek hırs yapmıştım.
Not: Covid-19 sağ olsun o belgeyi alamadım ve ortaokuldan beri ilk kez (zaten ilk okulda belge sistemi yoktu) bir seneyi belgesiz geçmiştim.
Covid-19 döneminde de biz sosyal medya üzerinden birbirimizle iletişimde olmaya devam ettik. O sırada Asım, başka bir okula gideceğini bana iletti. Bu durum beni hayli üzse, endişelendirse dahi belli etmedim. Onun hayatı, onun kararları.
Arkadaşlar sizde böyle durumlarda üzülseniz bile belli etmeyin. Belli etmeniz durumunda arkadaşınız, sizin ona destek olmadığını düşünür ve hisseder. Yakın arkadaşlar, büyük ayrılık öncesi birbirlerini son kez gördüklerinde üzgüm değil, mutlu olmasını isterler. İnsanlar sizi son gördükleri haliyle hatırlayacaklardır. Onları son kez görüyorsanız üzgün değil, mutlu olmaya çalışın.
O önce okulunu değiştirdi. Fakat yeni okulunun daha kötü olduğunu keşfedince bizim okulumuza geri döndü. İyi ki de döndü. Size dürüst olacağım: o dönmese bu yıl nasıl geçerdi, emin değilim. Tekrar ediyorum, iyi ki varsın Asım Enes KESKİN.
Bu yıl özellikle meslek derslerinde zor zamanlarım oldu. O zor zamanlarımda da, mutlu zamanlarımda da yanımda oldu.
Ben okulumuzdaki sınıflararası futbol turnuvasında sınıfımızın kalesine geçtiğimde de, bir arkadaş tarafından yedeğe alındığımda da, o maça yedekte başladığımda da, yedekten girdiğimde de, maçı 1-6 kaybettiğimizde de (ben girdiğimde skor 1-6 idi ve ben 5 kurtarış yapıp farkın açılmasını önledim) yanımda her daim o vardı.
Neyse, iyi ki doğdun anadoluların zekisi. Nice mutlu senelere. Uzun yıllar arkadaş kalmamız dileğiyle.
Not: bu bölüm 25 Mayıs 2022, Çarşamba günü yazılmış ve Wattpad'e yüklenmiştir. Yazım hatası vb şeyler için düzenleme (bu bölümde) yapılmayacaktır. Şu an ne yazdıysam sürekli o kalacaktır, bilginiz olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Karasular 1
FantasyTürkler hacteginde 1, Turks hacteginde 1, Yüzüklerinefendisi hacteginde 1 (29 Mayıs 2022, Pazar). ! Başlığında kaçıncı bölüm olduğu yazan bölümler düzenlenmiştir ! İzmir'de yaşayan 2004 doğumlu bir gençti, Toprak Karasular. Onu özel yapan ne gözler...