24) Sınavlar başlıyor

16 5 0
                                    

Arkadaşlar öncelikle, uzun zamandır olmadığım için özür dilerim. Sınavlarıma hazırlanmam gerekiyordu. Bu yüzden uzun bir süre bölüm atamadım. Ama artık buradayım. Her hafta 1 bölüm atmaya çalışacağım. Yapamazsam affola. Şimdi, haydi hikayemize geçelim.

Toprak, sınavlara elinden geldiğince hazırlanmıştı. En azından buna inanıyordu.

İlk sınav - baraj ders - temel büyüler sınavıydı. Toprak, bu ilk sınavın moralini çok derinden etkileyeceğini biliyordu. Bu yüzden o sınav iyi geçmeliydi. Bunun için çok çalışmıştı.

Toprak, her ne kadar çalışsa da sınavlar için endişeliydi. İlk sınavı en zor sınavıydı. Sınav öncesinde düşüncelerini Asım'a anlattı. Asım'ın en güzel yönlerinden biri; her ne kadar kendinizi kötü hissetseniz de Asım'ın yanındayken kendinizi çok mutlu ve huzurlu hissediyor, dertlerinizi unutuyordunuz. Bu yüzden Asım ile konuşmak istedi Toprak. Işıklar yatakhanesi bunun için çok güzel bir yerdi.

Ancak, ne var ki Asım'ın morali de bir o kadar kötüydü. O da aynı endişeleri yaşıyordu. Onlar da Kemal'e dertlerini anlatacaklardı. Işıklar yatakhanesinin 2, Işıklar binasının üçüncü katında Kemal ile buluştular.

Kemal, her zamanki gibi onları anlayışla karşıladı. O da bu zorlukları çok iyi biliyordu ve "Bu okulun en zor zamanlarındasınız gençler. İlk girdiğiniz sınav da en zor sınav -" derken Asım "Biz mi sınava gireceğiz, o mu bize girecek bilmiyorum." deyince, herkes içten bir kahkaha attı. Ardından Kemal'in "Ne diyordum la' ben?" demesiyle ortam yumuşadı.

Sınav gününden önceki son gece Toprak, ilk kez, Kaplan'a sarılarak uyumuştu. O ara bir iki pati yemişti ama, açıkçası bunun pek de bir önemi yoktu. Kaplan ne yaparsa yapsın, bir şekilde Toprak'ı keyiflendiriyordu. O da kendini sakin tutmak için bunu yaptı.

O gece Kemal yatağında Pınar'ı düşündü. Aklına başka şeyler gelmiyordu. Acaba o şu an ne yapıyordu? Azerbaycan'ı sevmiş miydi? Kendisini özlemiş miydi? Pınar'da onu özlüyor muydu? Onlar okul dışında çok uzun süre kaldıklarından dolayı, onlar sınavdan muaftı. Şu an Kemal, Pınar'ın yanında olmayı o kadar çok istiyordu ki...

O sırada Kemal'in görencamı (hemişerilerdeki telefonun büyücülere uyarlanmış hali) çaldı. Arayan, tam Kemal'in istediği kişiydi. Pınar, kendisini aramıştı. O an Kemal, duygularının karşılıklı olduğunu hissetmişti. Ve bu onu çok heyecanlandırmıştı. Görencamı hemen açtı. Ve ardından şöyle bir konuşma döndü:

Pınar: İyi akşamlar Kaptan, naber?

Kemal: İyiyim Pınar, seni gördüm daha iyi oldum.

Pınar: Oğoo, Kemal'im, bunlar nasıl laflar he? Sen hep bu kadar tatlı mıydın, yeni mi tatlılaştın? Söyle bakim.

Kemal: Hep böyleydim de, sen yeni görüyorsun işte...

Pınar: Yhaa, Kemal... Gelir, seni yerim, sonara da Azerbaycan'a geri ışınlanırım. Şey yaptırma şimdi bana.

Kemal: Ney yaptırtmayayım?

Pınar: Ya, bak birde anlamamış gibi yapıyor ya. Yicem şimdi elimde kalıcan oğlum. Üşeniyorum ama bak vallahi üşenmeyi bırakır, gelirim hee...

Kemal: Gel la' hadi. Gel de görelim.

O sırada Pınar, bulunduğu odanın başka bir köşesine ışınlandı. Otelin 3. katında, merdivenlerin solunda, koridorun sonunda, koridorun solunda kalan odadaydı Pınar. Burası büyük bir toplantı odasıydı.

Pınar odasında ışınlanınca bir anlığına yok olduğu için Kemal, kendisinin yanına ışınlandığını sandı ve "has-" dedi. Ama ardından olanları anladığında o da Pınar'da kahkahaya boğuldular.

Toprak Karasular 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin