Toprak, inanılmaz heyecanlıydı, ama bunu kimseye söyleyemiyordu. Ortam dağıldıktan sonra - sadece o, Çisem ve Pınar kalmışlardı - onlara hissettiklerini anlattı. Çisem'de aynı şeyleri hissediyordu. Pınar "gençler, bunu bizim binamızdan istediğiniz kişiye söyleyebilirsiniz. Biz duygusal bir binayız. Ayrıca bu okuldan herhangi bir öğrenci sizin duygularınıza veya başka bir şeye laf ederse, bana gelin ben olayı hallederim." dedi.
Bu konuşmadan sonra yatıp uyudular. Toprak, ilk defa kucağında bir kedi (Kaplan) ile uyuyordu. Gerçekten, bakınca bir kaplan yavrusuna benziyordu açıkçası.
Sabah dersler için kalktığında, birçok kişinin uyuduğunu gördü. Kemal onu uyanık görünce "harikasın Toprak, erken kalkman güzel bir şey. Gel alt katta (2. kat oturma katına. Öğrenciler ödevlerini burada yapar, burada sohbet ederdi) sana dersleri anlatayım." dedi. Kemal'in görevi, erkekler yatakhanesini kontrol etmekti. Çünkü Pınar, kız olduğu için erkekler yatakhanesine girmesi etik olmazdı. Bu yüzden bina başkanı olarak, kendisine bu alanlarda yardımcı olması için Kemal'i seçmişti.
"İksirlerle ve karışımlarla uğraştığımız derse "kimyasal büyüler" diyoruz. Ama merak etme, hemişeri kimyası gibi değil. Hiç sevmezdim o kimyayı yaa. Kimya öğretmenimiz de sağ olsun, düşük aldığım sınavda, aınav notumdan daha düşük performans verirdi yaa. Allah muhafaza 0 alsam, -1 performans verecekti..." ikiside Kemal'in son cümlesinden sonra kahkahaya boğuldular.
Bu kat "ses tutucu" büyüler ile donatılmıştı. Tıpkı Tengri Arena'daki gibi bu kattanda hiçbir ses dışarıdan içeri girmiyor, içeridende dışarıya çıkmıyordu. Ancak gürültü oluşmasını engellemek için, "gürültü soğurucu" büyüsü yapılmıştı. Bu sayede hiçbir şekilde bu katta uğultu olmuyordu verkes, her şeye rahatlıkla konsantre olabiliyordu.
Toprak, Kemal'e "Kemal abi bu okul harika ama Tengri Arena'ya girmekten ve oranın gürültüsünden korkuyorum. Ben seslere karşı çok hassasım ve 'Tengri Cadılık Ve Büyücülük Okulunun Tarihi' isimli kitapta yazanlar doğruysa..." Toprak, cümlesinin sonunu getiremedi. Ama Kemal Toprak'ı anladı.
"Toprak, bak kardeşim ben seni çok iyi anlıyorum ve sana tamamen şeffaf olacağım. Tengri Arena'ya ilk girdiğim gün sesten kulaklarım o kadar acımıştı ki, dayanamayıp bayılmıştım. Gözümü hastahanede açmıştım. Korkunu anlıyorum, aramızda kalsın ama, bende maçlara çıkarken biraz korkuyorum. Ve kendi özelimde konuşayım, maç esnasında benimde kulaklarım acıyor, ama alıştım artık. Ben seni anlıyorum, dertlerini istediğin zaman anlatabilirsin kardeşim." Açıklamasında bulundu.
Ders saati gelmişti, dersler sabah saat 9 da başlıyordu, Kemal, Çisem, Pınar, Toprak ve birkaç kişi daha aynı sınıfa gidiyorlardı. Sınıflarının önünde Okyanuslar ile buluştular.
Okyanus binası başkanı Samet, kendi binalarının başkanı Pınar Akarsu ve Işıklar Bibüytop takımı kaptanı Kemal Nadir ile el sıkıştılar. Okyanuslar, 1. sınıf öğrencisi olan Çilek'e çok güveniyorlardı.
Çilek, tatlı bir kızdı. Ve Okyanuslar onun hem karakteri hem zekası hemde çalışkanlığı ile ön planda olacağını düşünmekteydiler. Toprak önce Samet ile sonrasında Çilek ile yumuşak bir şekilde el sıkıştı. Üçü de birbirinin elini zorlamıyordu.
Kemal, Toprak'ı anlatmaya başlamıştı ki, hemen araya giren Samet "Dostum, geçen dönemin son ayını sırf bu adamı tartışarak geçirmedik mi?" diye söyleyince herkes kahkahaya boğuldu (Samet dahil). Toprak "İyi de beni neden bu kadar tartıştınız ki?" diye sordu. Pınar ise bu soruyu "Toprak, bak şimdi, sorumlu öğretmenlerimiz bize senin hakkında çok şey anlatmıştı. Kalecilik yeteneğini 1. sınıflar hariç herkes biliyor. Eh bu durumda bütün binalar sendeki 'sevdikleri özellikleri' anlatıp durunca, gizlin saklın kalmadı." şeklinde yanıtladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Toprak Karasular 1
FantasyTürkler hacteginde 1, Turks hacteginde 1, Yüzüklerinefendisi hacteginde 1 (29 Mayıs 2022, Pazar). ! Başlığında kaçıncı bölüm olduğu yazan bölümler düzenlenmiştir ! İzmir'de yaşayan 2004 doğumlu bir gençti, Toprak Karasular. Onu özel yapan ne gözler...