22) Sınavlar Yaklaşıyor

14 6 0
                                    

Bütün bu "milli takım" karmaşası varken, bir yandan da Tengri Cadılık Ve Büyücülük Okulu'nun rutin işleri devam ediyordu.

Toprak bu ayın başında da aşısını vurulmuştu. Canı yanıyordu ama en azından Kemal'den uzundu artık. Bu da onu keyiflendiriyordu açıkçası.

Aşının etkilerinden sonra, Kemal'in yardımı ile eski haline gelmeye çalışıyordu Toprak. Kalecilik antrenmanları, kaçırdığı derslerde işledikleri konular vb. Kemal'in desteğiyle hepsini toparlıyordu. Kemal de gerçekten çok iyi öğretmenlik yapıyordu işin gerçeği.

Bu sırada Asım, çok feci gaza gelmişti. Her derste inanılmaz istekliydi. Bütün öğretmenlerinin gözüne girmeyi becermişti. Öğretmenler artık onu da "örnek öğrenci" olarak gösteriyordu. Işıklarda birçok örnek öğrenci vardı. Kemal, Toprak, Asım, Pınar ve Toprak'ın tanımadığı daha nice kişiler... Toplam 22 Işık, "örnek öğrenci" olarak gösteriliyordu.

Temel büyüler dersi baraj dersti. Bu yüzden illaki temel büyülerden başarıyla geçmeliydi Toprak. Yoksa diğer derslerde durum ne olursa olsun sınıfta kalacaktı.

Asım ile oturup, temel büyüler sınavına çalışıyorlardı. 8. Sınıf bir Işık olan Gökhan, onlara yardım ediyordu. Onlar sınavda çıkabilecek büyüleri Gökhan üzerinde deniyorlardı. Gökhan ise onlara hatalarını gösteriyordu. Kemal de onlara katılmak istedi. Üçü de izin verdiler. Ardından Kemal, Asım'a fırlatma büyüsünü gösterirken, Gökhan'a çok güçlü bir fırlatma büyüsü yaptı. Gökhan bu büyünün etkisiyle bulunduğu yerden 5-6 metre gerisindeki duvara fırladı. Ardından Kemal, hızla Gökhan'ın yanına ilerleyerek ondan özür diledi. İyi olup olmadığını sordular. Turp gibiydi Gökhan. Hiçbir şeyi yoktu onun. Hatta duvar ondan daha fazla hasar almıştı.

Sonraki gün Psikoloji sınavına hazırlandılar. "Kavga nasıl ayırılır?" gibi konular işliyordular psikolojide. Anlaşılması kolay gibi dursa da, uygulaması zor bir dersti. Özellikle 1. sınıflar için çok zor bir durumdu bu. Toprak ve Damla, bu derste zorlanmasalar da Asım gerçekten zorlanıyordu. Dersler çok karmaşıktı. Ve üstelik bütün dersler bu kadar karmaşık olunca...

Tabi Asım elinden geleni yapıyordu. Bunda şüphe yoktu zaten. Ancak bu alanda başarılı olamıyordu Asım. Arkadaşları ona kızmasa da, o kendine kızıyordu ve bu yüzden sık sık molalar vererek çalışmaları gerekiyordu.

Kemal, Asım'ın moralinin düzeltebilmesi durumunda iyi iş çıkartacağını biliyordu. Bu yüzden -kasıtlı olarak - kolay bir soru sordu.

Kemal: Neden, başarısızlığından dolayı sinirli bir insanın üzerinde baskı kurmak, o insanın başarılı olmasını sağlamaz?

Toprak, bu sorunun cevabını iyi biliyordu. Ama, soruyu Asım'ın cevaplaması gerektiğini, çünkü moralini düzeltmesi için bir 'başarı' kazanması gerektiğini iyi biliyordu Toprak. Asım'ın, bu sorunun doğru cevabını bildiğinden de emin olduğu için, onu gaza getirmek adına, cevap vermedi.

Sonrasında, daha gerçekçi olması için "İşte bu kez, soru çalışmadığım yerden geldi." deyiverdi Toprak. Asım ise "sen ve cevabı bilmemek... Kardeşim, ben bile biliyorum cevabını." diyerek, planın başarılı olmasını sağladı.

Asım: Çünkü, zaten mental anlamda ayakta durmakta zorlanan birisine yüklenmek, onun bulunduğu durumu daha zor bir hale getirir. Karşı tarafa destek vermediği gibi ona daha da fazla yük bindirir. Bunun sonucu da depresyon ve nihayetinde intiharla dahi sonuçlanabilir.

Kemal: Aferin Asım. Biz de Toprak'ı bir şey zannediyorduk. Onu çalışkan zannediyorduk. Tembelin tekiymiş bu Toprak be, maçta üstüne 2 tane top geldi diye kendini kaleci, burada 2 asa salladı diye de kendini büyücü zanneden basit bir insancık bu Toprak(!)

Ardından kahkahaya boğuldular. Asım'ın da morali düzelmişti.

Sonraki saatlerde hem Asım, hem Toprak, çok verimli çalışmalar yaptılar.

Mantık dersinde, olaylara farklı açılardan bakmayı öğreniyorlardı. Yani kısaca, bardağın dolu tarafından bakmayı öğreniyorlardı. Bu tür dersler sayesinde kişiler hayatlarının geri kalanında mental anlamda çok güçlü, büyük zorluklarla dahi başa çıkabilen, ileriki yıllarda öğrenecekleri kavga büyüleriyle birlikte çok iyi dövüşebilen çok mutlu, çok sağlıklı, ve çok uzun yaşayan insanlar oluyorlardı.

Bir büyücü, hayatının ilk 35 yılında genç kabul edilir. 36-60 yaş arasında, hayatının en iyi dönemi olan olgunluk dönemini yaşar. 61-84 yılları arasında orta yaşlı sayılır. 85-110 yılları arasında yaşlılık belirtileri başlar. 111-130 yılları arasında yaşlanır ve sonrasında da ölür. Büyücülerin ortalama yaşam süresi 107 yıldır. Son 500 yılda en uzun yaşayan büyücü Nagatomo isimli Japon büyücüdür. Kendisi vefat ettiğinde 206 yaşındaydı.

Bir büyücü 27-95 yılları arasında verimli çalışabilir. 27-60 yılları arasında profesyonel sporcu olabilir. Ancak, 70 yaşındaki bir büyücü, kendisini 45 yaşında gibi gösterir. 90 yaşındaki bir büyücü kendini 50 yaşında gibi gösterir. 40 yaşındaki bir büyücüyü ise 25 yaşındaki birinden ayırt etmek çok zordur.

Mantık dersinde, çok yakın olduğun bir arkadaşınla iletişiminizin kesilmesi durumuyla nasıl başa çıkılabileceğini veya sevgilisinden ayrılan birine mantıksal olarak nasıl yardım edileceği gibi duygusal olan konularda hem mantık, hem psikoloji dersinin konusuydu. Bu yüzden iki dersi aynı anda çalışmışlardı.

Asım'a spor derslerinde yardım ediyorlardı. Asım, bu derslerden çok keyif alıyorsa da yapmakta zorlanıyordu. Ama her zaman bir gelişim gösteriyordu.

Her derse bu şekilde çalıştılar. Sınav haftası gelene kadar, çalışma tempolarından hiç vazgeçmediler. Sınavlara çok iyi hazırlanmışlardı. Artık sınavlara hazırdılar.

Evet arkadaşlar, bu bölüm bu kadardı. Bundan sonraki bölümler için de yeni teknikler geliştirmeyi düşünüyorum. Elimden geldiğince kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Bu süreçte bana destek olmak isterseniz hikayemi oylayabilir ve yorum yazabilirsiniz. Eskiden yorumlarınıza özelden cevap veriyordum ama artık tek tek buradan dönüş yapacağım. Okuduğunuz, oyladığınız, yorum attığınız için teşekkürler. Kendinize çok çok iyi bakın. Sağlıcakla kalın.

Toprak Karasular 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin