32) Büyük Final

13 5 3
                                    

Artık o muazzam gün nihayet gelmişti. O kritik final günü (1 Haziran 2022) gelip çatmıştı. Bunun heyecanı herkeste yeterince yoğun şekilde hissediliyordu. Tabi ki büytop maçında oynayacak olanlar, izleyicilerden daha fazla heyecanlanmıştı. Buna rağmen seyirciler de hiç olmadığı kadar heyecanlanmışlardı aslında.

Kemal bu finalde - kolu kırıldığından ötürü - oynayamayacaktı. Bu onu çok üzse de kız arkadaşı Pınar ile birlikte büytop finali izkeyecek olmak onu biraz olsun motive etmişti aslında. İlk anlarda bu durum aklına geldikçe üzüldüğü birkaç zaman olmuştu. Ancak sonrasında yavaştan kendini toparladı bir şekilde.

Toprak ise hazır ve nazırdı. Bir ay boyunca Japon gol makinesi Jun Misuki ile antrenmanlar yapmıştı. Bu yüzden çok verimli şekilde çalıştığını düşünüyordı ve kesinlikle son maçtaki gibi olmayacaktı.

Fikri Hoca ise Kemal'in yokluğunu çok ilginç bir şekilde dolduracaktı. Birkaç ay önce Toprak ile beraber antrenman yaptırdığı 6. sınıf öğrencisi Taner'i, Kemal'in yerine takıma almıştı. 1.97'lik Taner'i stoper mevkisinde kullanacaktı Fikri Hoca. Bu durumda 2-1-3 çıkacaktı final maçına. Bu ise hiç beklenmedik taktikler denemesini sağlayacaktı. Belki bu, Uzaylıları şaşırtırdı.

Bu sırada bizimkiler sabah kahvaltısı için ortak salona gidiyorlardı. Salona girdiklerinde Işıklar; Okyanuslar, Menekşeler ve Zümrütler tarafından alkışlandılar. Ardından Işıklar marşları eşliğinde salona oturdular. Uzaylılar ise okulun neredeyse tamamı tarafından ıslıklanmıştı. Son hafta Işıkların başına gelen, şimdi Uzaylıların başına geliyordu.

Işıklar takımı oyuncuları, onları alkışlayanlara, alkışla karşılık verdi. Yani taraftarlar onları, onlar taraftarları alkışlıyorlardı. Yemek yemeye başlayacakları sırada kulakları delen bir ıslıklama oluştu. Uzaylılar ıslıklanarak salona giriyordu.

Toprak, bu sesten çok rahatsız olmuştu. 2 metrelik bir boya ve 77 kiloya sahip bir dev olması bir şeyi değiştirmezdi. O hassas bir çocuktu seslere ve ışığa karşı duyarlıydı. Her ne kadar belli etmemeye çalışsa da Pınar bunu bir şekilde anlamıştı. Yemekten sonra Pınar, onun yanına gelip "iyi misin" diye sordu. Toprak, bu anlayış için teşekkür etti ve meselenin hallolduğunu, maça da koruma büyüsüyle çıkacağı için sorun teşkil etmediğini belirtti.

Yemek sonrası Toprak, son bir antrenman yapmak istedi. Saha açıktı, oynamasına izin verilmişti. Ama kimse onu çalıştırmadı. Bunun sonucunda da Toprak, kendi başına çalıştı. Kimse bilmeden yeni bir şut üzerinde çalıştı. 15 tatilde okula gelen Japonya Milli Takımı'nın kaptanından gördüğü "Big Phoenix Shot'u" (Büyük Anka Şutu) çalıştı. Aslında yalnız kaldıkça bu şutu çalışıyordu. Ama bu şutta ustalaşana kadar, kimsenin bu çalışmalardan haberinin olmasını istemiyordu.

İlk zamanlarda bu şutları kalenin uzağına gidiyordu. Ancak zamanla şutlarını iyileştirmeye başlamıştı. Amacı, oynadığı takım/takımların sürpriz serbest vuruşçusu olmaktı. Bunu sağlamanın yollarından birisi de bu özel şuta sahip olmaktı. O bunu henüz bilmese de, çalışmalarının meyvesini hiç ummadığı yerlerde alacaktı. Herkes uyurken o gece 00.30'a kadar çalışmıştı bu şutu. Hatta bir keresinde sahadan 02.20'de çıktığı bile olmuştu. Ama bunun sonuçlarını kendi bile hayal edemezdi. O kadar iyi sonuçları olacaktı ki...

Bu son antrenmandan sonra maça 8 saatleri daha vardı. Bunun ardından Toprak 5 saatlik güzel bir uyku çekti. Bu gün toplamda (7 saat gece, 5 saat gündüz) 12 saatlik bir uyku çekmişti. Uykusundan sonra öğlen yemeğini yedi.

Bu yemekten sonra Martin Smejkal Arena'ya doğru otobüsle yol aldılar. Okul çıkışında Işıklar takım otobüsünün etrafındaki taraftarlar sarı ve lacivert renklerde ateşler çıkarttılar asalarından. Onları marşlarla uğurladılar.

Toprak Karasular 1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin