Titreyen sesiyle "Abim." dedi.
Gözlerimi kapattım.
"Yapma, dayanamıyorum."
Özlemle "Abim." dedi.
Nasırlı ellerini yanaklarıma koydu.
"Yapma, dayanamıyorum! Yapma!"
"Abiciğim, aç gözlerini."
Gözlerimi daha sıkı yumdum.
"Melih, yardım et. Kafayı yiyeceğim!"
"Alev, kardeşim."
Çığlık atar gibi bağırarak "Melih, yardım et!" dedim.
"Güzelim, aç gözlerini."
Soluklarımın sıklığı yüzünden artık nefes bile alamıyordum. Gözlerimi açmadan ellerimi yüzümden çekmeye çalıştım.
"Git! Yapma! Canım acıyor!"
Ellerini sıkılaştırdı. Yüzümden çekmeme izin vermedi.
"Alev!"
"Dayanamıyorum!" diye çığlık attım.
Ellerini vurur gibi itmeye çalıştım. Israrla yüzümden çekmiyordu. Başka biriydi o. Ben yine halisünasyon görüyordum. Yoktu o. Şehit olmuştu..
"Alev!"
Birden sarıldı bana. Sıkıca.. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Abim.. ben sözümü tutamadım. Yine.. Barlas'a verip de tutmadığım sözden sonra yine..
"Abim.." diyip saçlarımı kokladı.
Bağıra bağıra ağlıyordum. Dakikalarca ayrılmadan ağladık. Emre yanımıza geldi. İkimizin de kolunu tuttu.
"Kalkın. Alev, Barın. Kalkın hadi. Barın'ın dinlenmesi lazım."
Abimden zar zor ayrıldım. Ellerini yanaklarıma koydu. Hala deli gibi ağlıyorduk. Gözlerimi abimden ayırmadan Melih'e sordum.
"Melih.. bu sefer gerçek değil mi? Bu sefer gerçek?"
Birkaç saniye cevap vermedi. Korktum. Ya değilse?! Hızla Melih'e baktım. Kapıda bizi izleyen herkes ağlıyordu. Funda bile..
Melih boğuk sesiyle "Gerçek." dedi.
"Abim!" diye bağırdım.
Tekrar abimin kolları arasına girdim. Hıçkıra hıçkıra, bağıra bağıra, içimi dökmek ister gibi, hasretimi dindirmek ister gibi sıkıca sarıldım.
Sürekli sayıklar gibi "Abi." diyordum.
Bahadır Albay "Kızım, tamam. Ayrılın artık. Barın'ın dinlenmesi gerekiyormuş." dedi.
Küçük bir çocuk gibi titreyen sesimle "Ya tekrar giderse?" dedim.
Abim ağlayarak tekrar bana sarıldı. Ayak sesi duydum. İki adım sesi duydum. Her kimlerse acelesi varmış gibi, koşarak buradan gittiler.
Bahadır Albay tekrar "Barın, kalkın oğlum." dedi.
İkimiz de onları duymuyorduk bile. Sıkıca birbirimize sarılıyorduk. Dört aydır aldığım her bir nefes ciğerlerime batıyordu. İlk defa aldığım bir soluk bana acı değil hayat vaat ediyordu. Ayrılır mıydım?
"Asker! Yatağına geri dön. Bu bir emirdir!"
Abim anında benden ayrıldı. Yatağına geri yattı. Albaya baktım. Kahkaha attım. Hıçkırarak ağlarken kahkaha attım. Ben burada, abim yatakta ağlıyorduk. Sinirlerim bozulmuştu. Hıçkırarak ağlayarak gülüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alev
General Fiction(Wattpadde Alev adındaki ilk kitaptır.) Çok zeki ve çalışkan olan Alev'in elde ettiği başarılar herkes tarafından fark edilmişti. Yıllar önce öğretmenleri onun ne kadar iyi yerlere gelebileceğini öngörmüştü. Burslu olarak yurt dışına okumaya giden...