Alev | 50. Bölüm

1.8K 143 721
                                    

Bir hemşire "Alev hanım geldi." dedi.

Herkesin gözü bana dönerken ben çatık kaşlarımla kalabalığın arasına ilerliyordum.

"Noluyor burada?"

Buket sinirle elini saçlarından geçirdi. Göz altları belirginleşmiş, burnu kızarmıştı. Yorgun gözüküyordu. Ve uykusuz..

"Kaç saattir burada bekliyoruz. Bizden sonra gelenler bizden önce muayene oluyor. Ne biçim özel hastane burası?!"

"Beyefendi, öncelikle lütfen sesinizi alçaltın. Burası hastane. Hastalar var."

"Ben de onu diyorum; hastalar var! Daha kaç saat bekleyeceğiz?!"

"İsminizi öğrenebilir miyim?"

"Ferhat." dedi öfkeyle.

Alayla süzdü beni.

"Sen kimsin? Doktor musun?"

"Evet. Başhekim yardımcısıyım."

Kaşları kalktı. Şaşırmış gibiydi. Sakinliğimi ve ifadesizliğimi korudum.

"Ferhat bey, hastalar sırayla muayene edilir. Triajdan sonra aciliyete göre uygun olan alana sevk ediliyorsunuz. Ve siz yeşil alandasınız. Eğer gerçekten sıranızı kaybettiğinizi düşünüyorsanız bu sorunu bağırarak değil, görevli arkadaşlara sorarak çözmeyi deneyin lütfen."

"Hala sıranızı kaybettiyseniz diyor! Buraya geleli kaç saat oldu, haberin var mı senin? Ölünce mi bakacaksınız, anlamıyorum ki!"

Bıkkınca dudaklarımı yaladım.

"Ses tonunuzu alçaltın lütfen. Madem o kadar acil bir durumunuz var; buyrun, sizi dinliyorum. Sizinle ben ilgileneceğim. Şikayetiniz nedir?"

Ciddi miyim diye baktı birkaç saniye. Ciddi olduğumu görünce anlatmaya başladı.

"Hapşırıyorum. Burnum tıkalı. Ateşim hafif çıkıyor. Boğazım ağrıyor."

Hemşirenin ayarladığı ama götürmediği tepsiden ateş ölçeri aldım. Adamın alnından ateşini ölçtüm.

"Ateşiniz 36.5. Yani ideal ateş. Ben şimdi sizi muayene edeceğim, büyük ihtimalle soğuk algınlığı teşhisi koyacağım. Antibiyotik yazacağım. Ve yine büyük ihtimalle istemeyeceksiniz.-..."

"Evet. Antibiyotik kullanmam ben!"

Sinirle gülme isteğimi bastırdım.

"Ben de size A ve C vitamininden zengin sebze ve meyve tüketmenizi önereceğim. Burun tıkanıklığınız için de en iyi ve hiçbir yan etkisi olmayan tedavi olan; serum fizyolojik ismi verilen tuzlu suyun buruna damlatılması ve bulunulan ortamın nemli olmasının sağlanmasını önereceğim."

"Bunları ben de biliyorum!"

"Ben de onu söylüyorum, Ferhat bey. Bunları siz de biliyorsunuz. Soğuk algınlığından, 36.5 ateşten, burun tıkanıklığından ya da boğaz ağrısından ölmezsiniz. Kaldı ki ölecek olsanız sizi yeşil alana yönlendirmezlerdi. Hastalarla dolu bir hastanede, gecesini gündüzüne katarak çalışan bir sağlık görevlisine bağırmanız hiç etik bir hareket değildi. Üstelik öleceğinizi öne sürerek saydığınız hiçbir belirti, bu yaptığınız hareket kadar hayatınızı riske atmaz. Unutmayın ki soğuk algınlığı için bile geldiğiniz bu insanlar, bu kadar yoğun tempoya rağmen gıkları çıkmadan burada çalışıyorken sizin onlara bağırmanızı da bir yere kadar çekebilirler. Sağlık görevlilerini bezdirirseniz ihtiyaç olduğunda size yardım edecek birini bulamazsınız. Teşekkür edeceğiniz yerde bir haftadır evine, kalp krizi geçiren annesinin yanına gidemeyen doktora bağırıyorsunuz. Lütfen düşünerek hareket edin. Bizler de insanız."

AlevHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin