chapter 54: the boy from orphanage

607 59 152
                                    

Oy vermeyi unutmayınnn

"Ivanov kardeşler, Rus mafyası." dedi Brian, koltukta otururken ellerini kucağında birleştirmişti. Yanında oturan Mark, başıyla ağır ağır onayladı.

"Büyük ihtimalle onlar..."

Nick'in tutuklandığını televizyonda görür görmez onları aramış ve konuşmak için çağırmıştım, Nick'in söylediği şeyleri hala anlamlandıramamıştık, ama Brian, Mark ve diğerlerinin yaptıkları aramalar sonucunda en azından Tom'a kimin yardım ettiğini biliyor sayılırdık.

"Eğer yanında gerçekten Ruslar varsa bu iş hepten büyüdü demektir. Bay Nick onları pek sevmezdi."

"Neden Tom'a yardım ediyorlar? Onlara para mı veriyor?" sordum.

"Tabii... Çok para istiyorlardır."

"Ne bitmez parası varmış." homurdandım, hemen ardından hapşırdım.

"Çok yaşa aşkım." Evan bana peçete uzattı.
"Teşekkürler Evan." dedim kalınlaşmış, kısık sesimle. Sonra aniden aklıma gelen bir soruyla kaşlarımı çattım, karşımda oturan iki adama baktım.

"Dan hala telefonlarımı açmıyor. Ne olmuş, öğrenebildiniz mi?"

Brian başını yere eğdi, Mark ona bir bakış attıktan sonra bana döndü.
"O ölmüş. Tom'un klinikten kaçtığı gece, Dan ve kontrolündeki, kapıda nöbet tutan ekibimiz tamamen ölmüş." uzun bir nefes verdi.
"Geriye sadece Sunny kalmış."

"Dan'in köpeği?" sesim titredi. Mark başıyla onayladı.

"Evet. Onu sahiplendim."

Dudağımı ısırdım. Dan ve diğerleri, ölmüşlerdi, ve bu dolaylı yoldan da olsa benim yüzümdendi. Zavallı Dan, zavallı tatlı Sunny... Zorlukla yutkunmaya çalıştım. Evan bana kolunu attı, nazik bir haraketle sırtımı okşadı.

"Babam avukatla birlikte bugün mahkemeye gidecek. Bay Tyler onun avukatı olacak, babam işinde en iyisi olduğunu söyledi." konuyu değiştirdi. Siyahlı adamlar dik dik erkek arkadaşıma baktılar.

"Baban neden Bay Nick'e yardım ediyor? Ne istiyor?"

Evan panikle oturuşunu dikleştirdi. "Hiçbir şey istemiyor... Babama Nick'in arkadaşımız olduğunu söyledim."

"Ne?" Brian kaşlarını çattı. "Hiçbir şey bilmiyor mu?"

"Her şeyi anlatsa mıydım? Bize sadece eskiden bazı olaylara karıştığını ama bıraktığını söylediğini, başka hiçbir şey bilmediğimizi söyledim." dedi Evan.
Gülerek yanan burnumla siyah kıyafetli adamlara baktım. "Size garip gelebilir, ama normal ebeveynler çocuklarının mafya arkadaşları olmasından hoşlanmazlar."

Aralarında bakıştılar, sonra Mark aklına bir şey gelmiş gibi atıldı.
"Babanın adı ne?"

"Javier. Javier Ramos, neden ki?"

"Ramos mu? Şu İspanya'nın en zengin adamlarından?" şimdi ikisi de şaşkındı.
"O senin baban mı?"

"Yani, evet." Evan omuz silkti.

"Bu harika. Bay Nick'in arkasında böyle bir adam olması şansımızı arttırır." dedi Brian gülümseyerek. Kaşlarımı çattım ve Evan'ın babasını bulaştırdığımız şeyleri düşündüm, o iyi bir iş adamıydı ama şimdi bilmeden bir mafya için avukat tutmuştu.

"Bugün ben de gelebilir miyim?" heyecanla sordum.
"Nick'i görmeliyim."

"Buna izin veriliyor mudur bilmiyorum..." Evan kıvırcık saçlarını karıştırdı.
Ona yavru köpek bakışlarıyla bakıyordum, kirpiklerimi kırpıştırdım.

obsessive Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin