chapter 9: awakening

1.4K 106 120
                                    

"Bir kadın borsadan en fazla ne anlayabilir? Günlüklerinize şiir falan yazıyorsunuz, ve çok yeteneklisiniz, duygusalsınız. Ama ticaret size göre sayılmaz ha?" Jax konuştuktan sonra biraz güldü. Üniversitenin kafeteryasında oturmuş lâflıyorlardı.

"Borsa değerlerinin cinsiyete göre değişiklik gösterdiğini bilmiyordum?" dedi Lea. Parmağını sabırsızca kahve bardağına vuruyordu, büyük ihtimalle masada Jax'ın dediklerinden en çok rahatsız olan kişiydi.

"Bana ülkemizdeki birkaç ünlü kadın ekonomistin adını söyle o hâlde," Jax kendinden oldukça emindi.

"Kim bilir, belki onları kısıtlamaya çalışan kıt düşünceli insanlar yüzünden kendilerini tanıtamamışlardır." bu kez Lea'nın sesi daha sertti, yanında oturan arkadaşı Chela genç kızın elini tuttu.
"Sakin ol hayatım. Ve bunlar zor işler, onun haklı olduğu bir nokta var." gülerken ojeli parmaklarıyla kıvırcık saçlarını arkaya attı. Lea'nın kaşları ise daha fazla çatıldı. Tam o sırada, masaya üzerinde bir kap çorba olan bir tepsi kondu.

"Lea'nın telefonuna ulaşmak mümkün değil," dedi Natalia gülerek. Dersi daha geç bittiği için kafeteryaya henüz gelebilmişti.
"Hoşgeldin," dedi masadaki bu gerici muhabbeti sessizce izlemiş olan Carlos.
"Hey!"
"Hoşgeldin tatlım," kızlar aralarında konuşurken Jax bozuk bir ifadeyle elini alnına koydu.

"Yanlış yaptım değil mi?" kısık bir sesle konuştu.
"Yanlış yaptın," Carlos onayladı.

***

"Yapamam." dudaklarımdan cevabım bir anda fırlamıştı. Heyecanlı gülümsemesi yerini çatık kaşlara bırakırken derin bir nefes aldım ve kendimi açıklamaya çalıştım.
"Okulum burada, ailem burada... Ayrıca Tom, ben... Nasıl diyeceğimi bilmiyorum, ama..." yutkunmaya çalıştım ve saçlarımı kaşıdım.
"Bir gecedir tanıdığım biri için tüm hayatımı değiştiremem tamam mı? Sana dürüst olacağım, senden hoşlandım. Ve zamanla, aramızda... Yani sen de istersen, bir ilişki başlayabilir. Demek istediğim, zaman ne gösterirse. Ama seninle bugün kaçar gibi İspanya'dan ayrılamam." omuz silktim.
"Yapamam. Seni doğru düzgün tanımıyorum bile."

Şimdi yüzünde bir dehşet ifadesi belirmişti, yumruklarını sıktı. Kalp atışlarım hızlandı.
Dediklerim oldukça normal ve mantıklı şeylerdi, onu kırabilecek bir şey söylediğimi bile sanmıyordum. Bu kadar gerilmemin tek nedeni onun anormal tepkileriydi.

"Bunları nasıl söylersin?" sinirle fısıldadı.

"Neyi?" sesimi sert tutmaya çalıştım. Parmaklarını alnının gerisindeki saçlara götürdü, göz bebekleri hızla sağa sola gitmeye başlamıştı.

"Ama nasıl... Nasıl...Beni sevdiğini söylemiştin?!" bağırdı. "Beni sevdiğini söyledin Lea!"

Artık gerçekten öfkelenmiştim. Bana bu şekilde bağıramazdı.
"Ne zaman? Böyle bir şey dediğimi hatırlamıyorum." sözlerime karşılık sinirle dişlerini sıktı. "Hatırlamıyorsun demek." dişlerinin arasından konuştu. Ona aldırmadım.
"Ayrıca dediysem bile, buradan senin için taşınacağım anlamını çıkarmamış olman gerekir?"

Bir an için sanki sinirden ne diyeceğini bilemedi, beni gerçekten endişelendirmeye başlamıştı ki sesli bir nefes verdi.

"Tom." karşısında dimdik durdum ve elimi uzattım, elini yakaladığımda parmakları soğuktu.
"Pekala, bu durum gittikçe tuhaflaşıyor. Bence ikimiz de net olmalıyız." boğazımı temizledim.

obsessive Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin