chapter 55: kiss

625 61 73
                                    

oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınnn

Polis bir Tom'a, bir Lea'ya bakarken Evan zafer kazanmış bir edayla Tom'u işaret etti.

"Yakalandın!"

Tom'un biçimli kaşları havaya kalktı, genç kıza döndü, kelimeleri toparlamaya çalıştı. Bir an için mantıklı düşüncelerini bulamadı, dağılmış hissetti. Nefesi daralıyordu, elleri titremeye başlamıştı.
"Oh, ben..."

"Söylesene? Ne yapıyordun?"

Tom sesli bir nefes verdi, ellerini saçlarından geçirdi. Lea'yı alıp buradan gitmek istiyordu, sonra da ona sarılmak, onu koklamak... Ama artık bunlar mümkün değildi, işe yaramaz çocuk, her şeyi bozmuştu. Oh, ne diyecekti şimdi? Polise nasıl açıklama yapacaktı?
Tüm bu stresle kalbi sıkışmaya başladı, göğsüne şiddetli bir ağrı girdi.
Yine mi?...

"Ben, ben..."

Lea kaşlarını çatıp ona döndüğünde Tom'un nefesleri bir anda hızlandı ve durdu, sadece durdu. Boynundaki bir damar kendini belli ederken, lavaboya doğru çöktü.

"Aman Tanrım, beyefendi, iyi misiniz?" polis panikle sordu, sonra dışarı seslendi.
"Yardım çağırın! Adam fenalaştı!"

"Ne? Bir şeyi yok!" Evan bağırdı, Lea'yı sollayarak Tom'a yaklaştı.

"Rol mü yapıyorsun ha? İçeride yaptığın gibi!"

"Evan-" Lea seslendi, ama Evan Tom'un üzerine yürüdü ve omuzlarından tutup onu itti. Tom bu hareketle beraber zayıf olan dengesini tamamen kaybetti ve yere yığıldı.
Ve düşerken başını lavaboya çarptı.

Elini koyu renkli, uzun saçlarına götürdüğünde parmakları kendi kanıyla lekelendi. Morarmaya başlayan dudaklarını araladı, ama bir şey söyleyemedi.

"Çekil, ne yaptığını sanıyorsun?" Lea sert bir haraketle Evan'ı itti, neredeyse çocuk da yere yığılacaktı. Genç kız eğilip elini Tom'un başına uzattı, aslında hasarın ciddiyetini öğrenmek istemişti, ama eli kana bulanınca şiddetli bir baş dönmesiyle göz kapakları titreşti.
Neler oluyordu, o kandan etkilenen biri değildi ki?

"Açılın, açılın!" içeri birkaç sağlık görevlisi girdiğinde Lea hala kendine gelebilmiş değildi. Görevliler Tom'u bir sedyeye yatırıp dışarı çıkartırlarken, az önceki polis Evan'ın üstüne yürüdü.

"Sen bizimle geliyorsun."

"Hayır, durun!" kız koştu ve sonunda lavabodan çıktı. Şimdi çok hızlı düşünüyordu, büyük ihtimalle aklına gelenler yapabileceği en mantıklı şeyler değildi, ama zamanı çok azdı.

"Evan Tom'a saldırmak istemedi, gerçekten, şakalaşıyorduk!"

"Hadi ya?" polis alayla güldü. Lea soğuk bakışlarla ona baktı, sonra hızlı adımlarla yürüdü ve sedyede götürülen Tom'a yetişti.

"Tom, Tom!" kan bulaşmamış olan eliyle elini tuttu, Tom sabit tutamadığı gözleriyle ona baktı.

"Bay Tom'u rahat bırak!" başındaki yaraya buzla baskı yapan hemşire bağırdı.

"Neler oluyor Lea??" Evan onlara yetişmeye çalıştı, ama polis bileklerine bir kelepçe geçirdi.

"Dur bakalım, adamı nasıl darp ettiğini gördüm!"

"Lea'yı kaçırmak istiyordu, bana inanmak zorundasınız!"

Lea endişeli bakışlarla ona baktı, sonra yeniden Tom'a döndü. Sedye çok hızlı hareket ediyordu, ona zar zor yetişiyordu, Tom hala nefes almaya çalışıyor ama başarılı olamıyordu, dudakları gittikçe morarıyordu ve bu şekilde ona yardım etmesi imkansızdı.

obsessive Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin