Bölüm 25

696 99 93
                                    

Selamlar

istediğim oy sınırı dolmadı fakat yeni bölümü yayınlayacağım çünkü neredeyse bir ay olacak.

bu beni üzer

neyssss

Bölüm sonundaki soruyu cevaplarsanız sevinirim

☀️








Min Yoongi 

Tamı tamına bir hafta geçmişti. Yani Taehyung un bana Hoseok ve Mia nin birlikte şehir dışına çıktıklarını söylemesi üzerinden bir hafta geçmişti. Bu süre zarfında Hoseok u çoğu kez aramış, ömrü hayatım boyunca millete attığım toplam mesaj sayısından daha çok mesaj atmıştım ona. Fakat aramalarımın hiçbirine dönmemiş, mesajlarıma ise görüldü bile atmamıştı.

Şu an ise okulun bahçesinde bir çardağa oturmuş, yanımdaki Gyo bir şeyler anlatırken kesinlikle onu dinlemeyerek Hoseok yeni bir şey atmış mı diye instagram hesabında dolanıyordum. Ama sikeyim ki yeni hiçbir şey yoktu. En son iki hafta önce gönderi olarak attığı benim haberim olmadan gülerken çekilmiş bir fotoğrafım vardı. Altında ise uzunca bir söz yazmıştı.

Ay, gecenin güneşi olmaktan vazgeçecek kadar çok seviyordu gündüzün güneşini .

Bu sözü anlamaya çalışırken Gyo hafifçe koluma vurmuştu. Bu sayede bakışlarımı telefondan çekip ona dikmiştim. "Hyung sen beni dinlemiyorsun, değil mi?"

"Nasıl anladın? Bazen zekiliğin tutuyor Gyo, aferin." Saçlarını karıştırıp tekrar telefona dönmüştüm. O ise oflayıp şükür ki sessizleşmişti.

Hoseok un instagramını gezinmeye devam ederken daha önce hiç bakmadığımı fark etmiştim. Çünkü kendinden çok beni paylaşmıştı. Hatta ilk tanışma zamanlarımızda bile fotoğraflarımı gizlice çektiğini fark etmiştim. Çünkü hepsini paylaşmıştı.
Birinin altına ise, 'Yeni eniştenizle tanışın ;)' yazmıştı.

Buna karşılık gelen yorumları ise,

'Herif sana yüz vermiyor bile lol'

'O adam sana bakmaz xldlzlelsl'

'Sapık mısın hyung, adamın izni olmadan fotoğraflarını paylaşma.'

Sondaki yorumu Jungkook yapmıştı. Yorumlara hafifçe sırıtırken Gyo yandan, "Neye gülüyorsun? Yoksa Hoseok eniştemi mi aldatıyorsun, ha?"

Boş bakışlarımı ona kaldırıp dik dik yüzüne bakmıştım. "Ayrıldığım birini nasıl aldatabilirim Gyo?"

"Sözlü olarak ayrılmanız kalplerinizin hâlâ birbiri için attığı gerçeğini değiştirmiyor." Söylediği şeyle hafifçe yutkunmuş ve bir şey demeyerek önüme dönmüştüm. Haklıydı. Hâlâ Hoseok a deli gibi aşıktım. Hele şuan kafayı yemek üzereydim. Bir haftadır ortalıklarda yoktu. Şehir dışına çıkmış, hem de Mia ile.

"Selam millet." Kang-dae nin sesiyle kafamdaki karamsar düşüncelerden arınmış ve başımı kaldırarak önümüzde dikilen yapılı çocuğa bakmıştım.

O ise direkt olarak Gyo ya bakıyordu. "Selam." Selamına karşılık vermemle bakışları bana dönmüş ve gülümsemişti. "Nasılsınız?" Tekrar konuşup Gyo nun dibine oturmuştu. "Sen gelmeyene kadar çok iyiydik aslında." Gyo gülümseyerek laf soktuğunda Kang-dae de aynı şekilde gülümsemişti. "Anlaşılan her zamanki gibi enerjiksin Seung-Gyo."

THIEVES / SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin