Bölüm 4

1.7K 217 381
                                    

Merhaba

Yeni bölüm geç geldi çünkü yeni bir kurgu yazıyorum ayrıca biraz da üşengeçlik var üzerimde ehehehhe

Oy verip yorum yapmayı unutmayın

Sizi seviyorum, iyi okumalar







MİN YOONGİ

Telefonuma gelen bildirimle marketin içinde sürdüğüm market arabasını durdurup telefonumu ceketimin cebinden çıkararak bakmıştım.

Taehyung
Hyung ben çıkıyorum. Jungkook ile buluşacağız. Bu arada hâlâ marketteysen benim için çikolatalı süt alır mısın? ^~^

Meow~
Git sütü sana Jungkook versin.

Taehyung
Ne demek istediğini biliyorum. Sapık!

Meow~
7w7

Gerekli olan temel ihtiyaçları aldıktan sonra biraz abur cubur almak için başka bir reyona yönelmiştim. Abur cubur reyonuna varınca bir kaç paket cips, kek ve Taehyung un depresyona girme gibi bir tehlike hali için çikolatalar almıştım.

İçecek bir şeyler almak için başka bir reyona yönelip bira alıyordum ki arkamda bir hareketlilik ardındansa saçlarımın arasından bir şeyin geçip kulaklarımın arkasında durduğunu hissetmiştim. Ellerimdeki bira kutularıyla şaşkın bir şekilde arkama döndüğümde hâlâ adını bilmediğim kızıl saçlı aptalla yüz yüze gelmiştim.

Tanrı aşkına, bu çocuk neden sürekli yüzünü benim yüzümün dibine sokuyordu!

"Selam kedicik"

Kaşlarımı çatmış ve yüzümü geriye doğru çekmiştim. O da buna karşılık gülerek dikleşmişti.

"Beni takip mi ediyorsun sen?"

"Ah hayır hayır, asıl sen beni takip ediyorsun."

"Seni takip ettiğim falan yok. Alışveriş yapıyorum, görmüyor musun?"

"Ben de alışveriş yapıyorum. Hmm demek ki sadece bir rastlantı."

Göz devirmiş ve elimdeki biraları alışveriş arabasına koyup elimi saçıma atmıştım. Sanırım başıma taktığı şey bir taçtı. Saçlarımdan çıkarıp bıkmış bir edayla ona bakmıştım.

"Kedi kulakları mı? Ciddi misin sen?"

"Ne? Sana ait değiller mi?"

"Hayır tabiki!"

"Üzüldüm. Seninkiler nerede peki?"

"Tanrı aşkına ne saçmalıyorsun sen?"

"Bir kedi olarak kulaklarının olmaması çok üzücü." numaradan dudaklarını büzmüş ve aklına bir şey gelmiş gibi hızlıca arkama doğru başını uzatıp bakmıştı. "Siktir, kuyruğunda yok. Zavallı pisi pisi..."

"Oruspu çocuğu"

Onu umursamadan market arabasını sürüp yanından uzaklaşmıştım. Fakat sanırım Tanrının o çok övündüğü sevgili kulu değildim. Çünkü kızıl aptal da arabasını sürerek yanıma ilerlemeye başlamıştı.

"Çok kaba ve huysuz bir kedisin sen."

"Bana bir daha kedi dersen yapacaklarımdan sorumlu olmam."

"Cırmalar mısın!"

Sahte bir telaşla sorduğunda ağlayacak kıvama gelmiştim artık.

"Ne istiyorsun benden sen ya..."

THIEVES / SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin