Bölüm 9

1.7K 181 137
                                    

Yer: Seul
Zaman: Salı gecesi saat 21:44

MİN YOONGİ

Sözleştiğimiz üzere buluşacağımız yere gelmiş ve Taehyung ile diğerlerini bekliyorduk. Elimdeki siyah hırsız maskesine bakarken yan bir şekilde gülmüştüm. Bunu Jimin için para çalacağımız gece de takmıştım. Gözlerimi elimdeki maskeden çekip ilerideki ışıkları yanan büyük depoya baktığımda önünde transit benzeri siyah bir arabanın park halinde durduğunu görmüştüm. Hoseok un da dediği gibi araca torbalarca para yüklüyorlardı.

"Hyung nerede kaldılar?" Taehyung sabırsız bir şekilde konuştuğunda ona dönmüş ve, "Ben nerden bileyim." diye çıkışmıştım.

"Hyung bana neden çıkışıyorsun ya!" O da sinirle söylendiğinde göz devirmiş ve telefonumu cebimden çıkararak Hoseok un numarasına tıklamıştım. Telefonu kulağıma götürüp Taehyung tan biraz uzaklaşmıştım. Bir süre beklemiştim fakat cevap veren olmadığında sinirle +18 küfürler içeren mesajlar atmıştım. Ta ki kulağımın dibinden gelen "Tch tch..." seslerini duyana kadar.

Ani bir şekilde arkamı dönüp dibimde durarak telefonundan muhtemelen ona attığım mesajlara bakarak başını onaylamazca sallayan Hoseok a gözlerimi dikmiştim. "Sana hiç böyle kelimeler kullanmak yakışıyor mu Yoongi?"

"Sonunda adımı kullanmayı öğrenmişsin." kollarımı göğsümde birleştirip tip tip ona bakmıştım. Normalde bana kedicik dediği için şuan adımı kullanması biraz garipti. Adam mı olmuştu ne?

Ne ara geldiklerini bilmiyordum ama çok olmadığı bariz belliydi. Köşede birbirlerine sataşan ve oynaşan ikiliye baktığımda görüş açımı Hoseok un bedeni kapatmıştı.

"Yoongi Yoongi Yoongi... Sen konuşuyorsun ama benim tek duyduğum, miyav miyav miyav." dediğinde ve pis bir şekilde sırıttığında ağzının üstüne bir tane geçirmemek için kendimi zor tutmuştum. "Sinirlerimi bozuyorsun."

"Ah, her neyse. Planı anladın değil mi? Sana mesaj atmıştım."

"Enayi değilim, anladım tabiki." diye cevap verdiğimde Tae yi göstermişti. "Peki şu arkadaş anladı mı?" Başımı onaylarcasına sallamıştım. Planımız şu şekildeydi. Para yüklü olan transit orman yoluna saptığında Jungkook ve Taehyung yaya bir şekilde transitin önünü keseceklerdi. Kaza yaptıklarını ve yardıma ihtiyaçları olduğunu söyleyeceklerdi. Transitteki görevliler yardım çağırmak için telefonlarıyla bir yerleri aradıklarında ulaşamayacaklardı çünkü aşırı zeki Hoseok ve Jungkook şebeke baz istasyonlarını negatif hale getirmişlerdi. Yani şuanlık şebeke yok. Adamlar onlarla kendileri ilgilenmeye başladıklarında ben ve Hoseok ta arabanın arka tarafına gidip içinden alabildiğimiz kadar torba alarak oradan uzaklaşacaktık.

Ne kadar da güvenli bir plan değil mi? Eh, Hoseok un kuracağı plan da bu kadar oluyormuş demek.

"Evet, o da anladı." deyip maskemi kafama takmıştım ama yüzüme indirmemiştim. Hoseok un da kafasında bir maske vardı. Belindeki silahı fark ettiğimde ben neden silah getirmedim diye kendi kendimi yiyordum içimden.

"Hyung, arabanın motorunu çalıştırdılar. Sanırım artık planı devreye sokmalıyız." Jungkook Tae nin yanından ayrılıp Hoseok a seslendiğinde Hoseok onaylarcasına başını sallamıştı. İkimiz de maskeleri yüzümüze indirdiğimiz sırada çalılıklardan gelen bir hışırtıyla herkes sus pus olmuş ve oraya doğru dönmüştü. Hoseok un eli ise belindeki silahtaydı.

Taehyung korumacı iç güdüsüyle Jungkook u arkasına almaya çalıştığında Jungkook ona 'Ciddi misin' der gibi bakmış ve geri çekilmişti. Hoseok ise belindeki silahı çıkarmış ve çalılıklara doğru ilerlemeye başlamıştı. İşte tam o sırada çalılıkların arasından bir beden çıkmış, "Sakin olun, sadece benim." diyerek ben ve Taehyung u şok içinde bırakmıştı.

THIEVES / SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin