Bölüm 11

1.8K 182 368
                                    

siz yapmamak yorum o yüzden ben bir miktar üzülmek

İyi okumalar








MİN YOONGİ

"Bence bu işe Namjoon u daha fazla bulaştırmayalım."

Bardaki yüksek sesli müziğe rağmen konuştuğumda Hoseok beni duymuş ve meraklı bir şekilde kaşlarını kaldırmıştı.

"Neden ki?"

Parmağımı içki bardağımda dolaştırırken devam ettim. "Jimin in üzülmesini istemiyorum. Eğer sevgilisinin böyle işler yaptığını öğrenirse çok üzülür."

"Senin yaptığını öğrenirse de üzülür. Sonuçta sen de onun kuzenisin."

Haklıydı. Hoseok şuan çok haklıydı ama yine de Namjoon un daha fazla bu işlere bulaşmasını istemiyordum. Hatta Taehyung un da.

"Bana kalırsa, sadece ikimiz yapalım. Başkalarını riske atmayalım." dediğimde tek kaşını kaldırıp yan bir şekilde gülmüştü. "Hayır kedicik, sen sadece şuan benimle yalnız iş yapabilmek için bahane üretiyorsun." dediğinde dirseğimi karnına yemişti.

Şuan neden Hoseok la bir barda takıldığımı sormayın. Ben de nedenini bilmiyorum. Bana 'gidelim mi' diye sordu ve ben de 'olur' dedim. İçmeye ihtiyacım olduğu için kabul ettim. Yoksa Hoseok sikimde değil.

Öpüştükten sonra bu ilk görüşmemizdi ama sanki o olay hiç yaşanmamış gibi davranıyorduk. Hayır, ben davranıyordum. Çünkü Hoseok geldiğimizden beri sürekli olarak 'Dünyadaki en yumuşak şey ne biliyor musun?' diye soruyordu. Ben de, 'Nedir' diye sorduğumda, 'Senin dudakların' diyordu.

Bir miktar utanmama sebep olsa da pek umursamıyordum çünkü normalde hiç utangaç bir insan değilimdir. Fakat Hoseok ile tanıştığımdan beri sürekli olarak utanıyordum ve kendime tek bir soru soruyordum.

Biz ne ara bu kadar yakınlaştık?

Ben bunları düşünürken belimde bir dokunuş hissedip o tarafa bakmıştım ki Hoseok un elinin belime sarıldığını fark etmiştim.

"O elini çek." Tehditkar bir tonda konuştuğumda 'hah' lamıştı. "Yoksa ne yaparsın Kedicik?"

"Yoksa onu kırarım." dediğimde ise gözlerini kısmıştı. "Bunu yapamazsın." Cevap vermeyip sadece gözlerine baktığımda ise, "Tamam belki de yapabilirsin." deyip elini belimden çekmişti.

İçkimi içmeye devam ediyordum ki bu sefer bacağımda hissettiğim dokunuşla Hoseok un elindeki bira şişesine vurmuştum. "Sikerim yapacağın işi! Elini çek bacağımdan!"

O ise bana saf saf bakmıştı. "Ellerim burada." Dedikten sonra ellerini havaya kaldırıp bana göstermişti. Ben de rahatlamak yerine daha da gerilmiştim çünkü bacağımdaki dokunuş hâlâ oradaydı.

Yavaşça diğer yanıma döndüğümde ağzında sigara olan orta yaşlı hafif şişman bir adamın bana bakarak sırıttığını görmüştüm.

"Merhaba güzelim, takılmak ister misin?"

Ah hadi ama... Biraz eski bir taktik değil mi sence de amcacığım? Aslında belalı bir tipe benziyordu. Bir mafya babası gibi giyinmişti ama benim şuan umrumda olan tek şey elinin bacağımda olmasıydı.

"Ah, üzgünüm ama o benimle." Hoseok gülümseyerek konuşup elini omzuma atmıştı.

"Fark etmez, sen de bize katılırsın."

Hooop dedik be. Adam resmen grup teklif ediyordu. Hoseok la birbirimize şaşkınca bakıp geri adama döndüğümüzde Hoseok tekrar gülerek konuşmuştu.

THIEVES / SOPEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin