İKİNCİ KISIM: DOSTLAR & DÜŞMANLAR

78 10 215
                                    

Bölüm I: "Nihayet, Evdeyiz"

Kollarımdan tutup beni ayağa kaldırmaya çalışıyorlardı. Oysa tek bir adım daha atacak ne halim ne de gücüm kalmıştı.

Polis memurları, Pierre ve Daniela'nın da içinde olduğu araca binmeye ikna etmeye çalışıyorlardı beni. Sesler uğultulu ve anlaşılmazdı. Bense yorgun, halsiz ve umutsuzdum. Dolayısıyla şu anda neler olup bittiğini anlayamıyordum, olmuş olabilecekleri ve gelecekte başımıza daha neler gelebileceğini düşünmekle meşguldüm.

Yota ve Jeff iyi miydi? Prof. Martin ve Prof. Xavier yaşıyor muydu? Dahası C.L. Academia'daki patlamada yaralanan, hatta ölen, var mıydı?..

Saatin kaç olduğunu bile bilmez bir halde camdan karanlık yola düşen ay ışığını izlerken Daniela, bize verdikleri battaniyelerden birini üzerime örttü. Teşekkür edercesine yüzüne bakıp gülümsedim. Ağzımı açıp da tek kelime daha edecek halim kalmamıştı çünkü. Kısa bir yolculuğun ardındansa araç durdu. Nerede olduğumuzu idrak edebilmem için fazladan birkaç saniyenin daha geçmesi gerekmişti.

Evdeydik, evimizde...

Fakat tanınmaz haldeydi. Her şeyden habersiz, sıradan bir insana çökmüş ve etrafından duman yayılan bir havaalanı olarak görünen bu enkaz alanı bizim için okulumuzdu, okulumuzun girişiydi.

"Olamaz..." demiş ve eliyle ağzını kapatmıştı Daniela.

Aynı tepkiyi vermiştim ben de, ama içimden. Çünkü aşağısı, açılan yarıktan net bir şekilde görünüyordu. Ana Bina'dan ve yatakhanelerden çıkan alevleri söndürmeye çalışan itfaiye erlerini de görebiliyorduk.

Neyse ki tüm bu korkunç manzaraya rağmen neredeyse herkesin bahçenin Ana Bina'ya olan en uzak noktasında çadır kurmuş ve bekliyor olduğunu görünce rahatlamıştım. Mrs. Helena ve Tıbbi Destek Bölümü öğrencileri yaralıları tedavi ediyorlardı. İçlerinden Emma'yı fark edip yaralanmamış olduğunu görünce derin bir nefes verdim.

"Uzun bir gece geçirdiniz, yorulmuş olmalısınız." diyen yabancı bir kadın sesi beni ürkütmüştü.

Kim olduğunu görmek için sesin geldiği yöne döndüm. Bulunduğum psikolojik durumdan ötürü bir FBI ajanının yanımıza geldiğini fark etmem uzun sürmüştü. Ne zamandır orada durduğunu merak ettim.

"Bizi getirdiğiniz için teşekkür ederiz, Ajan Miller." diye konuştu Pierre.

"Lafı bile olmaz, bu benim görevim." dedi kadın.

Ah, demek bize yardım edenlerden biriydi. O kadar dalgındım ki gözümün önünde olup bitenleri anlayamaz hale gelmiştim.

Ona tekrar bir göz attım. Üzerindeki üniforma ve kulağındaki kablosuz kulaklıkla, kemerindeki silahla çok havalı görünüyordu.

"Çok endişelendiğinizin farkındayım fakat merak etmeyin," dedi kadın. "Hafif yaralanan birkaç kişi dışında bu patlamadan zarar gören olmadı."

Ajanın bu sözleri üzerine Pierre ve Daniela da artık daha rahat görünüyordu. Keza ben de öyleydim.

"Peki Prof. Mar-" demeye çalıştım ama kuruyan boğazım acıdığından sesim çatlamıştı. Hafifçe öksürerek sesimi ayarlamaya çalıştım.

"Peki Prof. Martin ve Prof. Xavier?.." diye alacağım yanıttan korkarak sordum. "Ve Prof. Xavier'ın yanındaki iki çocuk?"

Ajan Miller, "Profesörlerin ikisi de hayatta fakat Prof. Xavier'ın durumu kritik." dediğinde yutkundum. "Olay yerine vardığımızda çok kan kaybetmişti."

SEÇ YA DA KAYBET (CHOOSE OR LOSE)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin