Ağlarken kendimi durduramıyordum. Dönüp Mert'e bir tane daha pataklamak istiyordum. Sağ kolum sızlıyordu. Okulun bahçesine çıktığımda ağlarken birisine sert bir şekilde çarpmıştım. O an durduğumda şu Selim denen çocuğu karşımda görünce hemen özür dilemiştim.
" Ne oldu ? İyi misin?" çocuk ne olduğunu sorarken bir elimle göz yaşlarımı silmeye çalışıyordum.
" Yok bir şey! Bir kişiyle en çabuk nasıl boşanılır? Tanıdığınız bir avukat var mı?" sinirle ona bu soruyu sorarken çocuk şaşkın şaşkın bana bakmaya devam etmişti. Burnumdan soluyordum. O sırada Mert okul kapısından çıkmış bize doğru geliyordu.
" Sen hukukçuydun değil mi?" çocuğa sinirli sinirli soru sorarken bize doğru gelen Mert'in gözlerinin içine bakıyordum. O da bana sinirli bir şekilde bakıyordu.
" Esra! Benimle gel!" Mert biraz daha yaklaştığında Selim denen çocuğun arkasına saklanma gereği duymuştum. Mert'in yürüyüşü beni korkutmuştu.
" Seninle hiçbir yere gelmiyorum! Boşanacağım senden!" ağzımın çıktığı kadar bağırırken Selim ne yapacağını bilememiş ama bizim aramıza girmişti.
" Kız senle gelmek istemiyor ne yapıyorsun!" Selim ciddi bir şekilde beni korumaya çalışıyordu.
" Selim boşa beni bundan! Yemin ediyorum seninle evleneceğim! Bu kalpsiz! Sadece kendini düşünen bencil adamdan boşanacağım! Boşanacağım senden !" Sinirimden ne dediğimi bilmiyordum ama hukukçunun arkasına saklanıyordum.
" Esra ! Bağırıp durma ! Kapa çeneni!" Mert öfkeyle bağırıp beni susturmaya çalışıyordu. Beni sol kolumdan yakaladığında Selim araya tekrar girmişti.
" Kardeşim sen kim olduğunu sanıyorsun!" Selim ağzını açtığında Mert'in o korkunç bakışlarını görmüştüm. Çoçuğa bir şey yapmamak için kendini zor tutuyordu.
" Kanunlara göre..." Selim konuşmaya başladığında Mert kolumu bırakmış ve ellerini iki yana kaldırıp tamam dokunmuyorum der gibi bir hareket yapmıştı.
" Konuşacağız gel buraya..." sinirliydi ama sesini alçak tutmaya çalışıyordu.Hala beni yanına çağırıyordu.
" Seninle konuşacak bir şeyim yok! Senin gibi birini hayatımda istemiyorum! Boşanacağım ve onunla evleneceğim!" Selim'in koluna sarıldığımda Mert öfkeyle ağzının içinde bir küfür savurmuş ve ellerini saçlarına geçirmişti. Sonra deli gibi gülmeye başlamıştı.
" Boşanmıyorum! Hadi ne yapacaksın! Boşanmıyorum! Hadi bakalım!" Mert sinirle gülerken Selim şaşkın şaşkın ikimize bakıyordu.
" Siz evlimisiniz ?" diye sorduğunda Mert'le ikimiz " Evet!" diye sinirle bağırmıştık. Selim benden kolunu yavaşça çekmiş ve şaşkın şaşkın ikimize bakmaya devam etmişti. Bir şeylerin farkına varmış gibi başını aşağı yukarı sağlayıp hiçbir şey söylemeden yanımızdan ayrılmıştı. Giderken dönüp dönüp bize bakmıştı. Bir anda Mert'le göz göze geldiğimde gülmeye başlamıştım. Demin biz ne yaşamıştık öyle? Sinirimden gülüyordum.
" Gülme! Gülme ! Herkes bize bakıyor senin o gevşek ağzını dikeceğim! " Mert bir anda kolumdan tutup beni çekiştirmeye başladığında " Herkes bize bakıyor aferin sana! Aferin Esra! " kendi kendine söyleniyordu. Az önce sinirle ne yaptığımı şimdi idrak ediyordum. Ben bitmiştim. Annemler duyarsa ne yapacaktım. Mert'i herkes tanıyordu. Dedikodu çabuk yayılırdı. Okul mu değiştirseydim? Son sene okul değiştiremezdim. Ne saçmalıyordum. Korku aklımı almıştı.
" Neyse önemli değil. Seninle boşanacağım nasıl olsa." bunu söylerken gayet ciddiydim. Ya da ciddi olmaya çalışıyordum. Okul kapısından çıktıktan sonra arabaya kadar Mert beni sürüklemişti. Beni arabaya bindirdiğinde kapıları kitlemişti. Sinirinden delirecekti sanki. Bana bir şey yapmazdı değil mi? Korkuyla ona bakarken arabadan inmeye çalışmıştım ama kapılar kitliydi.