Merve anne ile birlikte kahvaltı hazırlıyorduk. O bizden daha hızlıydı. Erken uyanmış mutfağa girmişti. Mert hala duştaydı.
" E evlilik nasıl gidiyor bakalım kızım? Bizim oğlandan bir şikayetin var mı?"
Merve anne salatalıkları soyuyordu ben ise masaya çatal bıçak koyuyordum.
" Ne şikayetim olacak. Hiçbir şikayetim yok. " gözlerim kahvaltı masasındaki eksikleri bulmaya çalışıyordu.
"Sen gerçekten iyilik meleği falan mısın kızım? Mert'in yanlışlarına hiç mi kızmıyorsun? Hiç mi kıskanmıyorsun ? Ben Orhan'ı ilk evlendiğimizde deli gibi kıskanıyordum. Bir de çok yakışıklıydı. Ah ah ne canlar yaktı benim de canımı çok yaktı. Düzeltti kendini ama iş işten geçti. Kalbim kırıldı bir kere." Merve annenin de yaşadıkları kolay değildi tabi. Ben onun gibi dört dörtlük bir kadın sayılmazdım.
" Aman boşverin eski mevzuları. Siz mutlu olmaya bakın." Merve anne doğradığı domatesleri ve salatalıkları masaya yerleştirirken Mert'i merak etmiştim. Hala gelmemişti.
" Kızım bak şu oğlana gelmedi. "
Uzun zaman olmuştu. Bende merak etmiştim. Yatak odasına gittiğimde Mert aynada kendine bakıyordu. Çoktan üstünü giyinmişti.
" Esra gözüme damla almam gerekiyor ! Ya da bir şeyler yapamam gerekiyor.Şampuan kaçtı ya！Hiç böyle saçma bir şey yapmazdım.Çok acıyor." bana döndüğünde onun kızarmış gözlerini görmüştüm. Endişeyle yanına gitmiştim.
" Önemli bir şey var mı? Bakayım ." Ellerimi yanaklarına koyup endişeyle onun gözündeki damarları inceliyordum.
" Acıyor mu? " birilerinin hasta olmasına dayanamıyorum.
" Gözlerimi açıp kapatırken batıyor böyle." Baş parmaklarımla hafif hafif yanaklarını ovuyordum.
" Gel bir ılık su ile on on beş dakika yıkayalım. " onun elinden tutup onu banyoya götürdüğümde ılık suyu hemen açmıştım. "Ellerini temizleyip avuç avuç ılık suyu yüzüne ve gözlerine doğru uygula. Ben temiz bir havlu çıkarayım." Mert dediğimi yaparken bende havlu arıyordum. Boyum dolabın üst kısmına yetişmemişti. Mert'in boyu uzun olabilirdi ama bir daha oraya havluları koymasa iyi olurdu. Sonuçta boyu kısa olanlar vardı.
Mert dediğimi yapmayı bitirmiş benim bu halimi görünce gülümsemişti. Yanıma gelip kollarına belime dolayıp beni birden havaya kaldırmıştı.
" Şimdi nasıl? Uzanabiliyor musun?"
Kendi alsaydı her şey daha hızlı olabilirdi diye düşünmeden edememiştim.
" Kısa boylu olduğumu bir kez daha hatırlattığın için teşekkürler. Yukarıya koyma bir daha." Ellerimi uzattığımda havlulara uzanamamıştım. Biraz geriye kaymış gibiydi.
" Biraz daha yukarı." ben böyle derken Merve annenin senini duymuştuk.
" Bu çocuklar ..." Bu pozisyonda Mertle ikimiz Merve anneyle göz göze gelince Merve anne bir anda başını öne eğmişti.
" Özür dilerim çocuklar." Merve anne koşarak uzaklaşırken ne diyeceğimizi bilememiştik. Mert beni yavaşça aşağı indirirdikten sonra ikimiz birbirimize bakıp kahkahalara boğulmuştuk. Çok utanç verici bir durumdu ama yapacak bir şey yoktu.
" Şükret yatakta falan yakalamadı." Dedim ona sırıtırken.
" Keşke öyle yakalasaydı." Dediğinde yanımdan geçip birden arkamdan kollarını belime dolamıştı. Ondan kurtulmaya çalışmıştım.
