" Sende insanı üzen ve karşısındakinin duygularını düşünmeyen bir kişisin biliyor musun?"
Mert beni döndürürken dirseğimle sertçe onun karnına vurmuştum. O acıyla inlerken " Ne oldu şimdi?" demişti. Beni yere bıraktığında dirseğini geçirdiğim yeri ovuyordu.
" Bir şartım var." aslında şimdi kozlar elime geçmişti. Bu anı bekliyordum.
" Bir daha bir kızla yatarsan şaka yapmıyorum senden boşanırım ve seni görmemek için dünyanın bir ucuna giderim tedaviyi falan zaten unut." ben onu öyle kabul ettiğim için onu ilk başlarda onu suçlamıyordum. Ona derin duygular beslemeye başladığımda artık buna katlanamaz olmuştum.Onun bir anda eski alışkanlıklarını değiştirmesini bekleyemezdim. Belki buna katlanmamın tek sebebi ondan korkuyor olmam ve onunla bir şey yaşayamamdı. Kendimde olan bu eksiklik Mert'in dışarıya gitmesine neden oluyordu.Mert bunu isteyerek yapmıyordu belki. Bir iç güdüydü. Hayatta bir insanı değiştirmek gerçekten zordu. O isterse kendi değişecekti. Başta bunu ona ben söylemiştim. Ben seni değiştiremem ama sen istersen kendini değiştirebilirsin diye.Şimdi onun bu olayıyla mücadele etmem gerekiyordu. Başta ben kabullenmiştim ama şimdi fikirlerim değişiyordu. Yanlış ve doğru kişiye göre değişirdi. Bizim yaşadığımız olay çok farklıydı. Her zaman dediğim gibi her kadının katlanacağı bir şey değildi bu. Duygular kolay incinebiliyordu. Ben düşüncelere dalıp gitmiştim.
Mert ise şaşkınlıkla bana bakıyordu.
" Ben ben ... gerçekten... ne yani ...buna kızdın mı? " şaşkınlığı sözlerine yansıyordu.
Birde bu soruyu mu soruyordu? Sorması normaldi belki de onu tam olarak sahiplenememiştim. Duygularımı daha iyi ifade etmeliydim. " Seni o sabah aradığımda telefonu bir kız açınca ne kadar kötü oldum biliyor musun! Bir daha gerçekten başka kadından bahsetmeni istemiyorum. Tamam ilk başta gerçekten umrumda değildi. Ama gerçekten canım acıyor. Seni daha önce uyarmıştım. Sen böyle yapmaya devam edersen aynısı ben yaparsam beni suçlama. Bir şeyleri anlatmak için benim de mi bir şeyler yapmam gerekiyor. Bunu yaparsan gerçekten o Ahmet denen kuzeninle birlikte olurum. " son söylediklerimi söylemek istememiştim ama sinirimle ağzımdan çıkmıştı bir kere.
"Beni tehdit mi ediyorsun?" Mert yüzünde hoş olmayan bir gülümsemeyle üzerime yürümeye başlamıştı. Bir adım adım geri giderken onun bakışları biraz beni korkutmuştu ama dik duracaktım. Bu olay gerçekten canımı sıkmaya başlamıştı artık.
" İstemiyorum... sen nasıl istemiyorsan ben de istemiyorum.Seni paylaşmak istemiyorum. " Sırtımı giysi dolabına çarptığımda dolabın sivri kulp kısmı sırtıma aniden bir baskı yapınca acıyla inlemiştim.
Mert o an durmuş ve endişeyle gözlerimin içine bakmıştı. Elini yardım etmek için uzattığında ondan uzaklaşıp aynanın önüne gitmiştim. Sırtımda bir şey var mı diye bakarken " Bana söz ver Mert gerçekten tahammül edemiyorum. Seni değiştirmeye çalışmıyorum. Benimle olmak istiyorsan bunu senden istiyorum. " demiştim bitkin bir ses tonuyla.
" Tamam bir daha olmayacak. Ama bana Ahmet'in adını sakın söyleme. Sakın bir daha..." Başımı çevirip onun gözlerinin içine bakmıştım. Gerçekten çok sinirli gözüküyordu. Ahmet kelimesi sanki onu çıldırtıyordu. O nasıl katlanamıyorsa bende katlanamıyordum.
"Sen daha bir sözle sinirleniyorsun ve beni düşün! Resmen beni aldatıyorsun. Onlarla utanmadan sevişiyorsun. Hayır yani başkalarıyla vakit geçirip isteklerini gidereceksen bana ihtiyacın yok o zaman Mert. Belki ağır konuşmuş olacağım ama benim duygularımı anlamını istiyorum. Benim başka erkekle olmamı istemiyorsun ama kendin bunu yapıyorsun..." ben hızlı hızlı konuşurken Mert gidip üstüne bir şeyler giymeye başlamıştı.