40-5 Bölüm

2K 257 81
                                    


" Mert bana kızmayacağına söz ver?" önce ondan garanti bir şey duymak istedim.

" Tamam kızmayacağım. Anlat bakalım." Mert sakin durmaya çalışıyordu.

" Baran bana kafayı taktı. Buna bir mektup yazmıştım onu bekleyeceğimi düşünmüş hep. Annesi sanırım bizim iletişimimizi engellemiş. Sürekli beni sevmeye devam etmiş. Belliki takıntı haline getirmiş. Sürekli peşimde olacak gibi." Bir çırpıda söylediğimde Mert'in yüz hatları gerilmişti. Kızgınlığını bastırmaya çalışıyordu.

" Neden daha önce söylemiyorsun..." dişlerinin arasından sinirli bir şekilde fısıldamıştı.

" Bilmiyorum. Sadece zamanla unutacağını düşünüyordum. Sonuçta benim sevdiğim bir insan var ve bu o da biliyor. Bu kadar takıntılı olacağını düşünmemiştim." dudaklarımı endişeyle kemirirken Mert düşüncelere dalmıştı.

" Onunla konuşacağım.Bir daha beni saçma bir şekilde durdurmaya çalışma. " aklında sanırım bir şeyler vardı.

" Kavga falan etmezsin değil mi?" bundan emin olmak istemiştim.

" Etmem. Derdini anlayalım bir. Sinir bozmaya devam etmesin. Takıntılı insanlar biraz zordur." Mert anlayışla mı karşılamıştı. Yoksa içindekileri bastırıyor muydu?

" Bir erkek seni neden bu kadar sever ki?" Mert gülümsediğinde onun omzuna bir tane şaplatmışım. Benimle dalga geçiyordu. Gülmeye başlamıştı. Hatta güldükçe kahkaha atıyordu. Beni sinirlendirmek için yaptığına emindim. Ona sinirli sinirli bakıyordum. Dudaklarımı dişlerken derin bir nefes aldım. En azından düşündüğüm tepkiyi vermemişti.

Mert sonunda gülmesini durdurduğunda gözlerimin içine baktı.

" Beni bu gün kullandın. Fark etmedim sanma. Bir daha yalan söylerken benim zaafımı kullanma. Seni uyarmıştım. " hala ona kızgındım. O ne söylerse söylesin böyle dalga geçmemeliydi. Beni bir erkek sevemez miydi? Zaafıymış.Yataktan kalkıp kapıdan çıkıp gitmiştim.

Bir erkek beni niye mi bu kadar severdi? Sevemez miydi? Baran onca sene peşimden koşmuştu. Mert beni kolay elde ettiği için mi bu kadar rahattı. Mert sevmiyor muydu? Mutfağa gidip kendime sıcak su kaynatırken arkamdan Mert girmişti. Ona zor kızı hiçbir zaman oynamamıştım. Samimi olmuştum her zaman. Sanırım biraz ters davranmak gerekiyordu.

" Ne o kızdın mı?" Mert benim yanıma gelirken bakışlarımı başka bir yere çevirmiştim. Sonra onun yanından geçip oturma odasına geçmiştim. Kırılmıştım biraz. Mert oturma odasının kapısına gelip omzunu kapıya dayamış kollarını birbirine birleştirmişti. Bende etraftaki eşyaları düzenlemeye başlamıştım.

" Sinir oldum laflarına..." sonra elimdeki işi bırakıp kapıya doğru yürürdüm. Mert'in yanından geçip bahçeye çıkmıştım. Derin bir nefes alırken sakinleşmeye çalıştım. Bazen bir çocuk gibi laflarına alınıyordum. Hassaslaşmış mıydım? Ona sevgim derinleştikçe kırılgan olmaya başlamıştım sanırım. Mert hala gelmemişti yanıma. Ara sıra arkama doğru bakıyordum. Çocukça mı davranmıştım? Gidip demin Mert'in oturduğu koltuğa oturup yıldızları izlemeye başlamıştım.

İki farklı Mert'i tanımıştım hayatta. Birisi çapkının tekiydi. Birisi daha olgun ve zor biriydi. Hangi Mert'i tercih ederdim diye düşünmeye başlamıştım. İki Mert'inde kendine göre bir havası vardı. Neden öyle bir rüya gördüğümü bilmiyordum. Ondan sonra bir harekete geçmiştim. Benim yerimde olan biri hangi Mert'i seçerdi. Bir insanı ne için severdi bir insan? Uzun süre yıldızları izlemiştim. Mert yanıma gelmemişti. Yerimden kalkıp içeriye gitmiştim. Bütün ışıklar kapalıydı. Yatak odasına doğru giderken ses çıkarmamıştım. Kapıyı yavaşça araladığımda içeride kimseyi görememiştim. Mert nerdeydi?

Sıradan Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin