Tarifsiz aşk hikayeleri... *EyFet*

Kader

Fethi ile Ateş her zaman olduğu gibi deniz sahilinde sabah koşusu yaparlar ve işle alakalı bir şeyler konuşurlar. Ateş: oğlum dur biraz, bi nefes alalım ya! Resmen kan ter içinde kaldım. Fethi kahkaha ile: hamlanmışın kardeşim, hemen de pes ediyorsun. Ateş: Sabahın erken saatlerinden beri koşuyoruz bir dinlenilim artık. Fethi: Tamam dinlen bakalım. Ateş: off bu şirket işleri bir düzene girseydi rahat nefes alırdık. Fethi sıkıntılı sesle: Sorma ya resmen bunaltı bizi. Ama sen yine de kafanı dinlendiriyorsun Ateş: dayıoğlu, ben paylaço muyum?! Aynı zamanda bende ortağınım senin, git dinlen bir arada ya. Hem bunalıyorum diyorsun, hem de masadan başını kaldırmıyorsun.

Fethi: biliyorsun ki, önemli konular olduğunda birinci beni arıyorlar. Hem de usansam da işimi çok seviyorum bırakıp tatile çıkmam. Ateş: tamam sen bilirsin. Teklif var, ısrar yok Patron. Ama arada bi kafanı dinlendir, bütün günü senin yerine çok sıkılıyorum. Off şimdi hayatında bir kız olacaktı mutlu ailen olurdu işe geç kalmalarını görürdük ama nerede?!

Fethi öfkelenir: Ateş, sana demedim mi bu defteri kapat diye?! Sanki daha önce neler yaşadığımı bilmiyorsun?! Ceylan bana o kadar unutulmaz acılar yaşattı ki, artık kadınlardan nefret ediyorum. Benim hayatım, aşkım artık yalnız iş ve kitaplar. Başkası olamaz.

Ateş mırıldanarak: hı hı kesinlikle öyle olur Fethi efendi. Yemin ederim bulduğun kız senin gibi olursa, ne kadar kültürlü ve itici çift olursunuz. Fethi sinirle göz devirir ve: bay Turuncuya ne söylesem faydası yok zaten. Boş boşuna konuşuyorum adamla

****

Eylem ile Nazlı da sabah koşusu yaparlar. Nazlı sitem eder bu duruma ve tatlı tavırıyla Eylem'e: canım yeter artık, bu kadar koşulur mu?! Fıstık gibi kızlarız 1,5 saat koşu olur mu ya?! Normalde spor 45 dak.dan fazla olmaz ya. Çok acımasızsın Eylem! Eylem tek kaşını kaldırarak: bak bak bak ben mi acımasızım?! Kadın dediğin kendine mükemmel bir şekilde bakmalı canım, fıstık gibi olsan bile. Tamam birazca dinlenelim, kalktığımızda koşarak gideriz eve.

Nazlı: Tabi orası öyle ama kendine güvenirsen, ayağını sağlam basarsan, hayatına 2 kez şans verirsen o zaman mükemmel olursun. Tamam seni üzdü terk etti Sebastian mıdır nedir ismi?! Unut onu geçmişte Fransada kaldı. Seni sevmedi o, seni sevdiği kadına aşkla bakardı. Sana saygı duyardı.

Eylem duygulanarak: orası öyle ama... Kim demiş unutmadım, ben onu unuttum, ama ben bir daha aşık olmam. Çünkü bana unutulmaz acılar yaşattı ve dersimi aldım bir daha o duyguyu yaşamayacağım.

Nazlı Eylem'e sarılır: Yaranı ben saramasam da, umarım bir gün çok mutlu olursun sevdiğinle yaranı sararsın. Ama bunu sakın unutma canım arkadaşım sen benim kardeşimsin ve ne olursa olsun ben senin hep yanındayım. Eylem: iyiki varsın, Nazlı. Bunca iyiliğini unutmayacağım.

Göz yaşlarını siler sözüne devam eder: hadi bu kadar mızmızlamak yeter. Eve kadar doğru koşmağa devam. Nazlı: ay off yine mi koşmak, pes Eylemcim pes. Artık sana lafım yok. Ya kızım, bu kadar hızlı koşmasana yetişemiyorum sana

1

Eylem gülümseyerek önden koşarken genç adamın omuzuna sertçe çarpar ve içtiği kahve tişörtü leke bıraktırır.

Fethi sinirlenir: biraz dikkat etsene. Bu ne acele? Sanki yangından mal mı kaçırıyorsun. Fethi çarpan kadına bakar, Eylem'in lavanta kokusunu hiss eder, mest olur ve tepkisi değişir. Eylem de yakışıklı adama bakar bakışlarına hayran kalır. Ama utanır başını aşağı eğer, çok mahçup ve üzgün şekilde: Haklısınız dalgındım göremedim sizi, çok-çok özür dilerim istemeden oldu, kusura bakmayın. Fethi sakince: sorun değil, asıl siz kusur bakmayın. Kaba davrandım biraz. Eylem: önemli değil