Tarifsiz aşk hikayeleri... *EyFet*

İmkansız aşk

Genç adam sabah kahvaltısını hazırlar, çayları doldururken biricik sevgilisi yanına gelir ve yanağından öpücük kondurur. Adam elindeki çaydanlığı bırakır, arkasına döner gamzeli gülümsemesiyle kadına karşılık vererek: "Uyandın mı canıım günaydın". Kadın da sevdiği adama aynı şekilde sevgiyle bakar ve kollarının adamın boyununa alarak: "günaydın der. Hmmm, yine bana bir şey bırakmamışsınız, Fethi bey. Döktürmüşsünüz sofrayı". Adam sevgilisine baştan ayağa hayranla bakarak: "Eee Eylem hanım, gece çok yorulmuştunuz, bende kıyamadım uyandırmaya". Kadının yüzü kızararak: "pislik" der

Fethi de kıkırdayarak, Eylem'in sandalyesini çeker ve kadın gülümseyerek oturur: "Merci sevgilim". İkili yemeklerini yiyorken adam kadına önemli konudan bahs etmek ister, boğaz temizleyerek: "Eylem, seninle önemli bir konuda konuşmam lazım". Genç kadın ağzını peçete ile silerek: "seni dinliyorum, Fethi".

Adam cevabını bildiği halde, gergin bir vaziyette sıkıntılı sesle: "Eylem, şimdi sırası değil biliyorum, ama bunu bil ki, seni çok seviyorum". Kadın bir şey anlayamaz ve gülümseyerek: "ben de seni seviyorum da, söyleyecek misin ne olduğunu?" Fethi: "Eylem, ben seninle yuva kurmak istiyorum, senden çocuğumuzun olmasını istiyorum. Hep böyle gizli gizli gelmek istemiyorum yanına. Birlikte olduğumuz zamanlarda, hiç olmazsa gönlümüzce zaman geçirelim. Bu yüzden benimle evlenir misin?"

Genç kadın duyduğu teklifle şaşırır ve kaşlarını çatarak: "Fethi, sen ne dediğin farkında mısın? Ben seninle nasıl evlenirim. Bugüne kadar senin yanından ne kadar yaralandım, hiç değilse, ne kadar öldüm ben. Diyelim ki, evlendik. Beni bir göreve çağırdılar, çocuğum annesiz mi büyüsün ve ya kimlik değiştirmem zorunda kalsam, sen beni öldü bilip delirmeyecek misin?! Üzgünüm Fethi seninle evlenemem. Bizimkisi imkansız aşk".

Fethi duyduğu şeylerle hayal kırıklığına uğrar ve yüreği paramparça olur. Yerinden kalkar gözleri dolarak: "Aslında sen bu aşkı imkansız ediyorsun Eylem. Ama unutuyorsun ki, biz birlikteyken her şeyin üstesinden geliyoruz. Ben sadece bir ailem yanımda olsun, istiyorum. Zaten kendi ailemin yarası kapanmadan, senin açtığın bu yaran... Neyse, tamam demek evlenmek istemiyorsun. Benden bu kadar, Eylem hoşçakal!" Dedikten sonra çıkıp gider. Genç kadının da gözleri dolarak "Fethi" der, ama adam arkasına dönmemiştir.

Tim dinlenme odasındadır. Herkes keyifle konuşur sohbet eder. Feyzullah Mücahide merakla sorar: "Abi, senin için mutlu olan unutulmaz bir gün nedir?" Mücahit gülerek: "aga, ben her operasyon günü olduğunda, aşarı mutlu oluyorum. Bu da soru mu?!" Mansur sırıtarak: "Komutanım, o başka bir durum. Yoksa Melisa yengemizle tanıştığın günde mutlu olmamış mıydın?" Mücahit: "tabi başka durum. En çok ben operasyonlar çatışarak mutlu olurum".

Bu sırada Fethi gelir, canı sıkıla sıkıla. Ateş Mücahide sırıtarak: "sen adam olmayacaksın". Kardeşinin üzgün halde oturduğunu görür ve kendisi de yanına gider oturarak: "Avcı, neden böyle canın sıkılmış gibi oturuyorsun? Yoksa Eylem'le mi tartıştın?" Fethi gergin sesle: "ben Eylem'den ayrıldım Ateş". Tim şaşkın şaşkın Fethi'ye bakar. Ateş: "Oğlum ne diyorsun sen?" Feyzullah: "Abicim, sen Eylem ablamsız ayrıl nefes bile alamazsın. Ne nasıl ayrıldın?" Fethi bacağını hızlı hızlı sallar ve boynunu kıracak kadar sıkarak: Evlenme teklifi ettim, kabul etmedi. Neymiş ben kaç kere vuruluyorum, kaç kere ölüyorum falan filan, ya bana biri yeterliydi". Ateş kardeşine teselli ederek: "sakin oldu dayıoğlu, elbet haklı bir tarafı vardır". Bu sırada bir asker gelir ve Tim'e Erdem albayın toplantı odasında beklediğini söyler. Tim derhal odaya asker selamı vererek içeri girer.

Genç kadın evi toparladıktan sonra, hazırlanmaya başlar. Eylem pişman halde kendi kendine mırıldanarak: "Ya acaba Fethi'ye çok mu haksızlık ettim. Adam çok haklı, bu hayatın kuralı zaten aile kurmak, her daim aileni koruması. Benim hayatım da zor, ama doğrusu bu ki, biz ne zaman birlikte olursa, kolaylıkla üstesinden geliyoruz. Yoksa biz ayrıldığımızda kalbimiz ondan beter yanıyor. Kendisine ne kadar kaba davrandığını söylesem de, aslında ben kabayım kırıcıyım. Gideyim gönlünü alayım".