88. BÖLÜM: Endişe

367 32 61
                                    

Selim Nurbanu diye endişeyle bağırır. Hemen koşarak yanına gider: Nurbanu, Nurbanu iyi misin? Ağrın var mı? Nurbanu sıkıntılı sesle : iyiyim endişelenme sadece sıyrık önemli bir şey yok. Selim kabullenmez: yok olmaz öyle şey Aşık bir yarana baksın. Mansura: Aşık Nurbanu yaralandı, bir bakar mısın?! Aşık yarasına bakar ve merak etmemesini söyler... operasyon biter. Tim Topalı yakalayamasa da, önemli bilgiler için, 1-2 kişiyi yakalamıştır. Tim helikoptere biner ve alaya doğru giderler.

Tim sıraya düzülmüştür. Erdem albay gururlar onlara bakar: çok şükür bir can kaybı olmadan hainleri yakaladınız. Aslanlarım benim sizinle gurur duyuyorum sizinle. Gidin şimdi iyice dinlenin. Herkes dağılır, Ateş Erdem albaya: Ama Topalı yakalayamadık komutanım. Erdem: Merak etme, yakında yakalayacağız. Bu arada Kızımı üzmüyorsun değil mi? Ateş heyecanlanır: inşAllah. Hayır komutanım, ben bir güzel kıza, hele anne adayı olan kadına nasıl üzebilirim ki?!... Erdem gülümser ve Ateşin sırtına vurarak: Aferin sana, eğer üzersen biliyorsun ne yapacağımı?! Ateş zorlukla yutkunarak: biliyorum komutanım. Erdem: serbest olduğunda bana baba söyleyebilirsin. Ateş: emredersiniz, babacım. Erdem ters bakar ve Ateş yanlışını düzeltir: peki babacım. Erdem gülümser.

Tim'in dinlenme odası. Nurbanu ve Selim kendi aralarında konuşur. Selim tekrar Nurbanuya sorar: Nurbanu, gerçekten iyisin değil mi?! İyi değilsen gidelim hastahaneye. Nurbanu gülümseyerek: teşekkür ederim beni düşündüğün için ama korkulacak bi şey yok Selim iyiyim ben. Neden bu kadar endişelendin ki? Selim ne deyeceğini bilemez elini ensesine koyarak: Tamam öyle olsun. Şey eee... yani sonuçta bu Timde herkes bir-birine kardeş gibi, bize bir şey olursa, endişelenmez miyiz? Merak etmez miyiz? Nurbanu: tabiki öyle. Allah kimseye göstermesin. Bilmem sen biraz fazla endişelendin o yüzden sordum.

Feyzullah gururla: Ne güzel çatışdık ama. Mücahit neşeli haliyle: aynen ya Çaylağım, Nurbanu yengemin de ilk operasyonu mükemmeldi, nasıl bir atış yapıyor. Nurbanu utanır, gider. Selim şaşkınca: yenge nerden çıktı?! Mansur soğukkanlıyla: sanki hiç görmedik Nurbanu bacımızı vurulduğunda nasıl endişelendin? Eylem hafifce öskürür ve ortamı değiştirir: ee beni unutdunuz görüyorum! En önemli işleri ben yapıyorum sonuçta. Ateş sırıtarak: dayıoğlu sen Avcı gibi Avcı kızsın, sen avını tam hedefiyle vuruyorsun. Sen yaptığın işi bir Fethi yapar, birde sen. Eylem buruk sevinçle: aynen öyle kardeşim kimse bizim gibi yapamaz. (Sertçe Kopuk'a bakar. Çünkü hala kızgındır, öfkesi hiç dinmemişdi). Siz dinlenin ben çıkıyorum arkadaşlar. Söyleyip gider. Mansur: bakmayın ona, dik durmaya çalışıyor ama dokunsan ağlayacak. Ateş sıkıntılı sesle: ben inanıyorum, bir gün kavuşacaklar

Eylem Fethi'nin ziyaretine gelir, soğuk mermerin üzerinde oturur ve üzgünce konuşur: bugünde senin yanına gelemedim sevgilim, n'olur affet beni. Biliyor musun Fethi, sen bana söylemiştin ki. aylar geçse de ben seni beklerim yeter ki sen gel. Bende her operasyonda umutla bekliyorum ki, senin yanına geleceğim diye ama olmuyor. Mevsimlerden bahar, yaz, sonbahar geldi geçti... Sensizliğin yaklaşık 8 ay geçti. Benim ömrüm kışta kaldı... ve hala gelemiyorum yanına. Keşke bir an önce bitse, bu özlem,bu hasret. Kavuşsam sana, çok özlüyorum sevgilim çok. Soğuk mezar taşını öpüp gider.

Nazlı Sulara gelmiştir ve dedi kodu yaparlar. Su gülümseyerek: eee yeni anne adayı nasılsınız bakalım?! Nazlı halinden isyan eder ve bıkkın şekilde: yaa öff hiç sorma ya, doğru dürüst yemek yemiyorum önceleri sevdiğim yemekleri bile yiyemiyorum. Bir geçseydi mide bulantıları rahatlıyıcam. Su teselli eder: merak etme tatlım. Şunun şurasında ne kaldı ki?! 1-2 aya geçer. Nazlı gözlerini büyüterek: 1-2 ay mı?! Ben o zamana kadar dayanamam ya. Off hele karnım şişecek, Ateş beni sevmez kesin. Su kahkaha atar bir şey söylecekken ve bu sırada genç kadın zili basar.

Su kapıyı açar Eylem'i güleryüzüyle karşılar: Eylem abla, hoşgeldin. Buyur geç içeri. Eylem hafif gülümseyerek: Hoşbuldum canım. Eylem içeri geçtiğinde Nazlıyı görür şaşırır: aaa Nazlıcım n'aber?! Nazlı neşeli haliyle: iyiyim iyiyimde eee Eylem hanım, sen nasılsın Fethi'yi gördüğünden beri üzünü gördüğümüz yok maşAllah. Ona kavuştun bizi unuttun. Genç kadının yüzü düşer: daha Fethi'ye kavuşamadım. Su başını sağa-sola sallar. Nazlı üzgünce: yaa üzülmen için söylemedim, şaka yapıyordum kusura bakma canım. Eylem: yok canım ben anladım. Sarılırlar.

Tarifsiz aşk hikayeleri... *EyFet*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin