Tarifsiz aşk hikayeleri... *EyFet*

Başka bir hayatta, başka bir zamanda tanışmak...

    ...Deniz Ayşenin son mektubunu okuduktan sonra içine garip hisler gelir ve kendi kendine düşünür: acaba neden klinikten ayrıldı?!
Benimle birlikte çalışmağı çok istemişdi, ama şimdi de benim yüzümden ayrıldı. Neden bunu yaptığını öğrenmeliyim?! Bu sırada pir. gelir Denizin odasına sinsice gülümser söyler: hazırsan çıkalım. Deniz gergin sesle: çıkalım.

     Gezip dolaşırlar aniden pir: kafeye gidelim mi?! Çay içeriz. Deniz sıkıntıyla ama belli etmeden: olur. Kafeye giderler, garson yaklaşır: ne alırdınız? pir: çay ve yanında tatlı olsun. Garson Denize sorar ama dalgındır, çünkü Ayşeyi düşünüyordur, son bakışı, sarılması, öpmesi... pir: ses tonunu biraz kaldırarak: Deniz. Deniz: Ha ben sadece çay alıyım. (kahve yalnız EyFet için geçerli) Pir şimdilik umursamaz Denizin bu halini. Garson istediklerini getirir gider ve pir söyler: biliyor musun sanki içimde kelebekler uçuyor çok mutluyum, uzun zamandır böyle mutlu olmamıştım. Deniz şaşırır: Allah Allah neden? pir iştahla tatlını yerken: bilmem içimde bi rahatlık var. Deniz çayı istemeğe çalışsa da içemez, sanki boğazına bıçak saplamıştı. Hiçbir şey boğazından geçmiyordu. pire: sen beni hala iş arkadaşı olarak mı görüyorsun? Pir: bu nerden çıktı şimdi? Deniz: soruma cevap verir misin? pir: evet, sadece iş arkadaşı olarak. Deniz: peki başka zamanda başka bi hayatta tanışsaydık o zamanda mı? Pir ses tonunu biraz kaldırarak: ben hayatımdan memnunum ve evet, her zaman öyle olurdu. Söylesene ne demeğe çalışıyorsun sen?! Deniz kırgınca: ya sen nasıl duygusuz, bencil birisin ya?! Ayşenin gitmesine üzülmedin, neden gitme demedin?! Seni hiç anlamıyorum! Pir sinirle: demek gitmek istiyormuş gitti ben ne yapabilirim?! Kararını vermiş bi kere, bu tavır ne ya?! Artık Deniz dayanamayıp sinirle cevaplar: Daha az önce Ayşe ile vedalaştık ya sende hiçbir şey olmamış gibi mutlu mesut keyifle çay içiyorsun ya! Evet doğru anlamadım dertlerini ve belki de bu yüzden benim yüzümden gitti, yoksa gitmezdi bi türlü. Dur 1 dakika, yoksa sen en başından anlıyordun Ayşenin bana sevdiğini ve onun kalbini yakmak için mi benimle mutlu olmağa çalıştın?! Meğerse ben onun saf, masum sevgisini anlamadım ve denizatı gibi herşeyini gizli sakladı. Pir: hem suçlu hem güçlüsün! Beni o zaman neden öptün?! Senin sevgin yalan be beni suçlama kendin yandın bu hikayede! Madem Ayşeyi seviyordun neden beni sevmiş gibi gösterdin?! Deniz: Ayşenin adını ağzına alma sakın! Ben seni aldatmadım, sen beni aldattın duygularımla, temiz kalbimle şimdi paramparça ettin! Zaten belliydi senin bi kötü bi iyi olman. Ayşe benim için çok değerli biriydi ve hep öyle kalacakta, keşke anlasaydım... onu öğrenci gibi gördüm, ama bu kadar cesaretli ve fedakar, bu kadar iyi kalpli olduğunu bilmiyordum, şimdi anlıyorum Ayşe seninle neden veda konuşması yapmadı! Ben gidiyorum, bir daha benimle konuşma, gözüm görmesin seni! pir: ... Nereye gidiyorsan git be.... (kendi kendine söyler)

    Deniz sahile gider ve ağlamağa başlar: ahh Ayşecim kim bilir seni ne kadar ağlattım, senin canını ne kadar yaktım?! Seninle ilgilenmedim affet beni, o güzel kalbini nasıl iyileştireceğim? Keşke elimden bi şey gelse...

    Deniz kör perişan Doktor hanımın yanına gelir: hocam, müsait misiniz? Doktor hanım: evet Denizcim buyur müsaitim. Deniz: hocam ben klinikten ayrılmak istiyorum. Doktor hanım: Önce Ayşe, sonra da sen neden peki? Deniz herşeyi anlatır. Doktor hanım teselli ile: ... şimdi Ayşe'yi daha iyi anlıyorum, ahh Denizcim, sen kalbinde meğerse neler saklamışsın, bak Denizcim bir birine yakın kalplerin anlaşabilmek için anlatmaya ihtiyaç yoktur. Gözlerinden, cesaretlerinden, kalbinden anlayabilirsin seni nasıl sevdiğini. Deniz: haklısınız hocam. o sırada Tuna gelir: herkese haber aşağı insin Deniz hocayla da vedalaşıyoruz. Tuna şaşkın halde ve üzgünce: gerçek mi? Ya biz şimdi nasıl dayanacağız? Önce Ayşe hocam, şimdi de Deniz hocam. Herkes aşağıdadır ve Deniz veda konuşması yapar: hepinizi çok seviyorum kendinize çok iyi bakın, önce birbirinize, sonra da Allaha emanet olun. Herkes gözyaşlarıyla vedalaşır, pir'den başka. Deniz pirle görüşmez ve onu Allaha havale eder ve gider...

    Uçak biletini alıp ve tabloya bakar gülümseyerek: birazdan yeni zamanla, yeni hayatla başlayacağım ve her şey çok güzel olacak. Ayşe rehber öğretmeni olur ve çocukların dertlerini dinler. Çocukların biri: Ayşe hocam, nasıl güzel hayata başarlarız, nasıl başarılı olunur? Ayşe gülümseyerek Denizle ilk tanışlığında nasıl onun sayesinde nasıl başarılı olduğunu anlatır...

    Zil çalar ders biter. Ayşe teker teker çocukları şefkatla, sevgiyle yolcu ederken Deniz güzel manzarayı görür gülümser: Ayşecimm. Ayşe hemen Denizin yanına gider heyecanla: Deniz hocam, sizin ne işiniz var burda, nasıl buldunuz beni? Deniz: istifa ettim. Affet beni Ayşe seni hiç anlamadım dinlemedin derdini, senin masum sevgini anlamadım ... Ayşe: sizin hiçbir suçunuz yoktu ki derken Deniz hemen Ayşeye sımsıkı sarılır ve Ayşe çok şaşırır, sarılır. Deniz: Sen benim masum denizatımsın... Ayşe duygulanarak gülümser. Sözüne devam eder: bana bi not yazmıştın ya, başka bir zamanda başka bir hayatta tanışmak isterdim. Başı eğerek Ayşe: evet Deniz hocam. Deniz: bize bi şans ver Ayşe, gerçekleştirilelim... merhaba ben Fethi Kulaksız, senin ismin nedir? Ayşe: ama Ho...derken Deniz sözünü keser: şşşt bu güzel yeni hayatımızı bozmayalım. Ayşe gülümserek: merhaba bende Eylem Mercier tanışmağımıza çok memnun oldum Fethi Kulaksız. Fethi: bende çok memnun oldum Eylem Mercier... bak Denizatım, sakın bunu unutma eğer iki insan birbirini seviyorsa bunda mutlu son vardır. Eylem: canımm kahramanımm... Ve böylelikle onların arkasındaki engeller kalmış oldu...

Malum hepimiz biliyoruz ki, Deniz Ayşenin değerini anlamadı ve... ben bu boyutu biraz geriye taşıttırdım ve farklı şekilde değiştirdim, umarım beğenirsiniz 😊
Umarım bir gün BurMer yeniden yine güzel projelerde ve mükemmel sonla yer alır da, biz Delifişekler seviniriz... 🙏🏻😔

Sağlıkla, sevgiyle ve tabii ki EyFet'le kalın arkadaşlar... 💫❤️