Keyifli okumalar..
Utku'dan;
"Hoş geldin, utku. Nasılsın? Kendini nasıl hissediyorsun?"
"İyiyim, hocam. Siz nasılsınız?"
"Bende iyiyim. Bugün kendini nasıl hissediyorsun?"
"Kendimi daha iyi hissediyorum ama ilaçlar uyku yapıyor."
"Yapar ama merak etme, normal bir durum. Evet bugün ne anlatacaksın bana? En son çocukluğunu anlatacaktın ama bugün anlatabilir misin? İyi değilsen sonrada dinleyebilirim." Meltem hocanın sözlerine sadece başımı salladım.
Küçüklüğüm.. Zorlu bir süreç.. Her bakımdan..
Sesli bir nefes alıp, konuşmaya başladım. Uzun ve yorucu bir konuşma olacaktı.
"annem 18 yaşlarında beni dünyaya getirmiş. Fakat, istenmeyen evlât olarak. Küçük yaşta hamile olduğu için ve dedemden de korktuğu için beni aldırmayı düşünmüş. Doktorlar ise; 3 ay geçtiği için alamayacaklarını dile getirmiş. Ve, doğmam gerektiğini söylemiş. Annem zar zor beni dedeme söylediğinde evde bir bağrışma kopsa da, beni kabul etmiş. Aradan aylar geçmiş ve ben dünya ya gözlerimi açmışım. Annem ben doğunca beni istememiş. Çünkü; henüz 19 yaşın da ve gençliğin baharında olduğu için her şeye engel olacağımı düşünmüş. Ve, bir gece beni herkesten habersiz bir yurdun bahçesine koymuş.
Ben tam 8 yaşına kadar yetimhanede büyüdüm. 8 yaşım da beni bir aile evlatlık aldı. Şuanda ki ailem..
Annemi 18 yaşımda tanıdım. Ve, o zamanda beni istemedi. Kurulu düzenini bozacağımı ve ayak bağı olacağımı dile getirdi. Sonrasında bir daha görüşmedik. Fakat, haberleri her zaman geldi.
Beni istemeyen annenin şuanda 3 tane çocuğu var. Ve, bana hiç bir zaman vermediği veya esirgediği anne şefkatini onlara veriyor ."
Mehtap hoca; "Hayat sana daha gözünü açtığın an kötü tarafını göstermiş. Fakat, sen yine de güçlü olup ayakların üstünü durmayı başarmışsın.
Bana öz annen için ne düşündüğünü veya ne hissettiğini söyleyebilir misin?"
Cidden ben ne hissediyorum? Kırgınlık? Kızgınlık? Yoksa hissiz miyim?
Biraz düşündükten sonra asıl cevabı buldum.
"Bir şey düşünmüyorum yada hissetmiyorum.. karmaşıklık.. kalbim, aklım konu o olunca her şeyi aynı anda hissediyor. Kırgınlık, kızgınlık bazen de hissizlik ve ben buna karmaşıklık diyorum."
Karmaşıklık.. Ona karşı hislerimin ismi..
"Peki, karşına çıksa ne dersin veya ne dedin?"
Sahi ne derim? Sorgular mıyım yoksa tekrardan sükunete mi baş vurum? Bilmiyorum...
"Ne diyeceğimi bilmiyorum ama istenmeyen çocuk olarak ne söylesem boş olduğunu düşünüyorum..
Bundan 8 veya 9 sene önce görüştüğümüzde yani onu gördüğüm de ona karşı hissizdim. Ve, tek bir kelime etmedim veya sorgulamadım.
Şuan da karşımı çıktığında da kestiremiyorum, ne olacağını?"
Hocamla biraz daha sohbet ettikten sonra gitme vaktim gelmişti. Her zaman iyi gelen ve beni sakinleştiren biriydi. En önemlisi beni hatalarımla yargılamıyor, iyi olmam için çok fazla dil döküyordu.
"Utku, diğer seansta yurtta kaldığın zamandaki anılarını ve daha kapsamlı derine gireceğiz. Buna kendine hazırlayarak gel."
"tamam, hocam. Allah'a emanet olun. Tekrardan Allah razı olsun sizden."
"senden de Allah razı olsun. Utku, seni diğer görüşmemizde daha iyi bekliyorum."
"İnşallah hocam." Deyip, odadan çıktım.
Çevremde kayra ve hoca bana iyi gelen insanlardı ama yine de kayra olmadan başaramadım. İyi ki varsın, gönlümüm çiçeği..
**son**
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Benden içeri
General FictionDissosiyatif bir adam.. Tek beden de 2 kişilik.. Adam; 2. kişiliği herkesten nazaran sadece bir şey istiyor. Ölüm.. Bu neden de kendisi bile istemediği hatalar yapıyor. Fakat, hata yapsa bile bunu bilinçli bir şeklide yapmıyor. Belkide bu ona daha a...