11. BÖLÜM

167 144 1
                                    

Keyifli okumalar.. 🐦

"Bugün denize girelim mi? Akşam üstü de Kuşadası sokaklarını gezeriz. Akşam üstü daha güzel olduğunu duymuştum. Bizde görmüş oluruz. Ne dersiniz?"

Mehtabın söylediği sözler karşısında 2 arkadaşım da aynı anda bana baktılar. Benden cevap bekledikleri her halinden belliydi.

"Tamam gidelim. Siz denize girersiniz, ben de biraz uzaklıkta kitap okurum." Yanım da kitap getirmeyi iyi ki de akıl etmiştim.

Mehtap; "sen neden denize girmiyorsun?" Diye soru yöneltti. Fakat, cevabını henüz veremezdim. Ben de sakin bir ses tonuyla; "denize girecek havam da değilim. Lütfen, daha fazla ne uzat ne de ısrar et!" Denemem sadece anlayışla kafasını sallamıştı..

"Kadınlar plajına gidelim mi? Hem orayı da görmüş oluruz." Zümra'nın dediği şeye mehtap "katılıyorum.. gidelim." Demişti. Konuşma gereği hissetmiş olmalıyım ki; "bana fark etmez." Dedim.

Bu durum en çok Mete'yi memnun etmiş olmalı ki; "çok güzel olur. Hem bu sayede rahat etmiş olursunuz." Demişti. Rahat edersiniz demişti ama ben Zümra'yı kıskandığı biliyordum. Mete Zümra'yı aşırı kıskanır, beni az kıskanır, mehtabı hiç kıskanmazdı.

Zümra ise, çocukluk arkadaşı olduğum için beni kıskanmaz, laf yapmazdı. Fakat, söz konusu mehtap olunca kıskanırdı normal olarak..

Mete makine mühendisliği okuyordu. Bu yüzden ayrı üniversitedeydik. Fakat, yanımız da bir kişi getirme şansımız olduğu için, bizde meteyi seçmiştik. Başka seçeneğimiz varda sanki!

******

"Bugün çok eğlenceliydi. Baya kulaç attığım için kolum ağrıyor." Zümra'nın hayıflanmasana mehtapla gülümsemiştik.

"Ben sana demiştim, biraz dinlen diye. Ama sen beni dinlemeyip, denizden çıkmadın." Tam bir anne edasıyla söylenmiştim. O ise, yüzünü düşürerek; "çok tatil yapmıyoruz. Ve, elime fırsat geçince değerlendirdim." Demesine bu sefer daha çok gülmüştük..

Şuanda otelde ki odamızda akşam için hazırlanıp, sohbet ediyorduk.

Akşam için altıma beyaz dar paça, üzerime ise gül kuruşu car men yakalı bluz giydiğim de bende hazırdım.

Kapı çaldığın da direk açmak için kapıya koştum. Açtığım da utku ve Mete'yi görmemle kapıyı girmeleri için biraz daha açtım.

"Üzerin biraz açık mı sanki?" Utku'nun kulağıma sorduğu sorudan sonra direk yüzüne bakarak "hayır!" Dedim. O da azına hayal bir fermuar çekip içeri girdi, arkasından da ben.

Mete'nin; "hazırsanız çıkalım." Demesine mehtap; "hazırız.. çıkalım." Dedi. Fakat, Zümra'nın öldürücü bakışlarına maruz kaldı. Zümra, Mete'yi sahiplenircesine koluna girdi.

Ben ne mi yaptım? Yaşanılan olaya kahkaha attım.. Aslında yüz ifadesi komik gelmişti..

Kafe gibi bir yere geldiğimiz de koyu bir sohbete dalmıştık..

Utku; "kayrayla konuşmam gereken konular var. Kayra, biraz konuşalım mı?" Demesine şaşırmıştım. Benle ne konuşacaktı ki? "Gidince öğreneceksin!" İç sesimi hak verip, konuşmayı kabul ettim..

Yine o günkü gibi denize bakan bir banka gelmiştik.

"Neden yüzemiyorsun veya denizin kenarında geçerken neden zorlanıyorsun?" Bir anda böyle bir soru beklemediğim için afalladım ama yine de cevabımı verdim.

Benden içeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin