9. BÖLÜM

149 144 0
                                    

Keyifli okumalar.. 🕊

Utkuyu orda bıraktıktan hemen sonra kendimi bilmediğim sokaklara atmıştım. Müzik dinliyordum ama kafam yaptığım davranıştaydı.

Mehtabın hayır dememe rağmen ısrar etmesi sinirimi bozmuş ve en sonun da utkuya patlamıştım. Belki o an fazla tepki vermiştim ama onun yaptığı da cidden doğru bir şey değildi. Beni sadece seviyor diye bana istediği gibi sarılamaz veya istediği gibi dokunamazdı..

Ben bunları düşünürken burnuma bir damla gelmesiyle başımı gök yüzüne kaldırdım ve daha çok damla gelmesini sağladım..

Kulağımda rope'nin mayıs 5 şarkısı başladığında yüzümde anlamsız bir gülümseme oluştu. Başında ki sözler tam beni anlatıyordu..

Neden konuşmuyorsun? seni de dimi, seni de yordular.

Konuşmak rahatlatır derler, konuşsana, bağır istersen, kır dök

Yorgun değilim ben Konuşsana o zaman Konuşsam ne anlatacaksın ki? Bu da geçer mi diyeceksin, boş ver be mi diyeceksin

Sıcak bardağa soğuk su mu dökeceksin? Sıcak bardağa soğuk su dökülmez, çatlatırsın Hem bağırmak sadece konuşmakla mı olur Sen hiç bağıra bağıra susmadın mı?

Ben gerçekten de defalarca bağıra bağıra susmuştum. İçimdeki yangını görmemelerini hiç bir zaman istemedim ve görmemeleri, anlamamaları için elimden geleni yapmıştım. Yapmaya da her daim devam edecektim.

Şarkı sözlerini dinleyip yürürken bir ses duymamla hareket edemedim. Silah sesiydi. Titrek adımlarla arkamı döndüğüm de bir adamın başka bir adamı vurduğunu gördüm. Vurulan adam yere düşmesiyle ayaklarım titremişti.

Etrafa baktığım da ben hariç 3-5 kişinin daha olduğunu gördüm ama kimse kılını kıpırdatmıyor vurulan adamın can çekişmesini izliyordu. Tuhaf olan vuran adam da kaçmıyor büyük bir kansızlıkta o da izliyordu..

Kendimi bile şaşırtacak bir cesaretle vurulan adamın yanına gidip çömeldim. Yarasını kalbinin tahminen 3 cm aşağıda olduğunu fark etmemle hemen boynumda ki atkıyı çıkartıp adamım yarasına bastırdım.

Kulağıma siren seslerini duyduğum da derin bir nefes almıştım. Adam kurtulma ihtimali vardı, nefes alıyordu hala..

O anda kolumun sert bir şekilde tutulup sıkılmasıyla yüzümü eksiltip ayağa kalkmak zorunda kalmıştım. Ne yani beni rehine mi almıştı? Şaka mısın be adam beni niye aldın? Tabi bunları sadece içimden düşünüyor, söyleyemiyordum.

Düşüncelerim den alıkoyan şey kafama konulan bir adet silahtı. Kalbim hızlanmaya, ayaklarım titremeye başlamıştı. Adam vurmasa bile ben kalpten gidecektim galiba çünkü kalbim hiç atmadığı kadar hızlı atıyordu.

Polislerin "teslim ol" demesini aldırmadan beni yere itip kaçtı. Ondan kurtulmuştum ama bu sefer de kafamı taşa vurmuştum. Kafamda hiç dinmeyeceğini sandığım bir baş ağrısı kendini göstermişti. Sonrasın da ise her şey kapkara oldu..

3 saat sonra

Gözlerim yavaş yavaş açılırken hemen olduğum odayı turladı. Hastane odasındaydım. Kolumda da serum vardı.

Sol elimde bir el hissetmemle bu sefer hiç bakmadığım tarafa baktım .Utku ellerimi tutarken uyuya kalmış.

Uyurken çok tatlı olduğunu biliyor muydu acaba?

Benden içeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin