2. BÖLÜM

277 170 248
                                    

Keyifli okumalar.. 🕊

Bazen öyle bir an geliyor ki; her şey bir an da hallolmuş olmasını istiyorum. Suçlu olduklarını kendileri itiraf etsiz ve adalet her zaman yerini bulsun. Fakat, hiçbir şey düşündüğüm veya hayal ettiğim gibi olmuyor. Vicdan ve insanlık denen sadece bir kaç kişide olup, çoğu kişide yok. Belkide bu sebepten ötürü insanları kolaylıkla öldürüp, canlarını alıyorlar.

"Ayşe Karahan davası için, mahkeme soluna bekleniyorsunuz." Denilmesiyle, düşüncelerimden sıyrıldım.

Hepimiz içeri teker teker girmiştik. Bu salonda ne kadar olaya ve cinayete şahit olmuştum. Kimisi pişman olduğunu söylediği için cezası hafifledi kimisi ise; pişman olmadığını söyleyip, arsızca kahkaha attı...

Okuduğum kitaptan alıkoyan telefonumun sesiydi. Sesini kısmaya unutmuş olmalıyım. Kitap okuyacağım zamanlarda telefonumun sessize alırım genelde. Telefon sesinin geldiği yöne doğru baktığımda bitirdiğim kahve fincanın yanında olduğunu gördüm. Telefonu alıp ekrana baktığımda ise; "Zümra arıyor.." yazısı yüzümde gülümseme oluşturmuştu.

Zümra ve sevgilisi Mete benim dostum ve çocukluk arkadaşlarımdı.

Telefonuma açtığımda yine en neşeli sesi kulaklarımı doldurdu.

"Kayra.."

"Zümra.. "Duraksamadan direk konuşmaya başladı.

"Kayra senden bir şey isteyeceğim. Çok ihtiyacım var bu sefer sana." Neden çocuk sesi kullandığı belli oldu.

"Ne istediğine bağlı Zümra."

"Mete'nin kuzeni artık burada yaşayacakmış ve Mete benimle tanıştırmak istiyor. Sende gel lütfen. Bu sefer yalan yok valla." Önceden yalan söyleyip, biriyle buluşma ayarlamıştı ama ben istemediğimi kaç kere dile getirdiğim için biraz sinirlenmiş tavır yapmıştım. Ciddi bir ses tonuyla..

"Emin misin." Diye sordum.

"Eminim. Yanımda ol."

"Zümra tabi ki de yalnız bırakmayacağım. Geliyorum saat kaçta ve nerede?" Zümra'nın derin bir nefes alınması saniyelik kulaklarıma ilişmişti.

"Bir tanesin sen. Akşam 19:00'da meteyle ben seni almaya geleceğiz."

Saate baktığımda 17:36 olduğunu gördüm. Bir şey dememe izin vermemiş, konuşmasına devam etmişti.

"1 buçuk saatimiz kaldı. Ben hazırlanmaya başladım sende hemen başla." İçimden süslü pakize desem de ona sadece "tamam" deyip telefonu kapattım.

Kısa bir duş aldıktan hemen sonra saate baktığımda 18:06 geçtiğini görüp paniklesem de kendimi sakinleştirip dolabın önüne geçtim. Elbiselerimin arasından yeşil, beli kemerli, büzgü detaylı, uzun kollu bir elbise seçip hemen giydim. Saçlarımı hafif dalgalı yapıp serbest bıraktım. Makyajı sade tutup eye-liner, rimel ve parlatıcı ile tamamladım. Ayakkabımı mı da bej renginde seçip giydikten sonra hazırdım.

Neredeler diye düşünürken zil çaldı. Kapıyı açtığımda Zümra bütün güzelliğiyle karşımdaydı. Zaten kapıyı açar açmaz boynuma sarıldı baş belası.

"Teşekkür ederim. " Ben de sarılmasına karşılık verip;

"Saçmalama ne teşekkürü. Sen benim dostumsun. Her zaman her şekilde senin yanında olmak benim için her şeyden daha önemli." Benden ayrıldıktan hemen sonra yanağıma sulu bir öpücük kondurdu. Hemen sinirlenen birisi değildim ama bu davranış beni çabuk sinirlendiriyordu.

Benden içeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin