15. BÖLÜM

148 135 0
                                    

Keyifli okumalar.. 🐦

Kayra'dan

Her şeyi affedebilirsin, her şeyi görmezden gelebilirsin. Fakat, ne affetmek istersin ne de olmamış saymak istersin. Bende tam bu durumdayım. Hata yapıldı be bu bile isteye, gözümün içine baka baka yapıldı.

Kimse kayra üzülür, kırılır veyahut canı yanar diye düşünmedi. Peki o zaman ben niye düşüneyim? Beni üzen bir daha üzmez mi? Beni kıran bir daha kırmaz mı? İnsanlar hata yapmaya başlayınca, bir süre sonra o hata gelmiyor, o hatayı benimsemiş ve normal bir şey gibi geliyor. Su içmek gibi..

Mete ve utku hakkında ne yapacağıma dair en ufak fikrim yok. Ama, ikisini de kolay kolay affetmeyeceğim den emindim. Çünkü, dostumu düşmanımdan daha zor affedenlerdenim.

Bana göre eğer gerçekten dostunsa o sana hata yapamaz veya yan çizemez. Gerçek dost seni kırmaktan, üzmekten korkar, eğer korkmuyorsa gerçek dostun değildir..

Başkaları olsa hiç düşünmeden o an biterdi ama biri abim yerine koyduğum adamdı, bir diğeri benim yüzümden birini öldürebilecek bir adamdı. Ve ben, kendimi yalanların için de doğru yolu bulmaya çabalayan küçük bir kız gibi hissediyordum..

Şuan da camın kenarın da olan armut modeli olan puf koltukta oturup, dışarıyı izleyip düşünüyordum. Yaklaşık 2 saat olmuştur ve ben aralıksız dışarı izleyip düşünüyordum.

Elimde olan kahveden bir yudum almak istediğim de maalesef soğuk olduğunu içtikten sonra anladım ve çok kötüydü tadı. Zar zor yuttuğum da, elimde ki kupayı çaprazımda olan küçük sehpaya koydum.

Mete ve utku her şeyi anlatmak istediklerini söyleseler de onları reddedip, kapıyı yüzlerini kapatmıştım. Bunu düşününce, kendi yaptığıma kendi kendime yine gurur duydum. Hakketmişlerdi.

Zümra ben uyanmayınca ablama söylemiş ama ablam çocuklarını ve işini zar zor ayarlayıp, bugün gelme fırsatı bulmuştu. Hatta yarım saate burada olurlar. Yeğenlerim emiray ve mirayı da getirecek ama eniştem işleri dolayısıyla gelemeyecekti.

Yaklaşık yarım saat geçti, geçmedi bütün evi zil sesi doldururdu. Kapıyı açmamla ikizler üzerime atlayıp "tizi.. Buz gelik." Çevirisini hemen söylüyorum; Teyze, biz geldik. Sarılmaları üzerine dengemi kaybedip yere düşmüştüm ve benle birlikte tabiki ikizler. Kıskanç melisa ablacım bu 'tatlı' halimize dayamamış olmalı ki, ikizleri üzerimden aldı. Yaptığını umursamayıp ona sarıldığım da " daha çok gencim. Ölmek istemiyorum." demesine umursamayıp biraz daha sıkı sarıldım. Cidden özlemiştim..

"... bu kadar çok olaydan, sözler ve yaşananlardan sonra nasıl güvenip, affedeyim? En önemlisi daha ne yapacağıma karar bile vermezken.." dediklerime ablam derin nefes alıp konuşmaya başladı, bu konu hakkın da ilk kez.

"Bazen affetmek istemediğimiz olaylar yaşar veya yaşatırlar. Fakat, bizim olaylara bakış açımız çok önemlidir veya sergilediğimiz tavır. Tamam bazen affetmeyi bile hakketmezler ama sen affederek yüce gönüllü olduğunu veya yaşatılan şeylere dik durarak üzerinden geldiğini göstermek zorundasın.

Hemen affetmen veya hiçbir şey olmamış gibi davranman sana saygısızlık. Ve, ben senden bunu istemiyorum asla. Ne olursa olsun kendine hiçbir zaman saygısızlık yapma!

Kayra bu hayatta neler yaşadığımı biliyorsun. Hangi zorluklara göğüs gerip, hiçbirinden kaçmadığımı da biliyorsun. Ben yaşadıklarımdan kaçmayıp, yüzleşmeyi seçtim. Sende şuanda yüzleş ve üstesinden gel. Konu ve yapılan ne olursa olsun kaçmayı aklından bile geçirme. Karşında çok değer verdiğin biri olsa bile.." Cümlesi bitince duraksasa da sözlerine devam etti..

Benden içeri Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin