Misafir Değil Tutsak!

779 27 9
                                    

Merhaba, bölüm resimlerinde karakterlerin fotoğraflarını koyacağım. Fotoğraflarda karakterlerin isimleri yazacaktır. Yorumlarınız benim için değerlidir. İyi okumalar:)))

İleride görünen siyaha bürünmüş şatoya baktım. Korkunç görünüyordu. Dönüp Liam'a baktım, onu tanımasam iyi biri olduğunu düşünürdüm. Yüzü kötü birinin yüzü gibi değildi. Ve birini incitecek bir tipi yoktu.

Ona baktığımı farketmiş olmalı ki bakışlarını bana çevirdi. Gözlerimiz buluştuğunda bakışlarımı kaçırdım.

-----------

Karanlık kapıdan içeri girince, etrafı dikkatlice süzdüm. Filmlerdeki o büyük ve korkunç şatolara benziyordu. 1000 basamaktan fazla olduğunu düşündüğüm merdiven kıvrıla kıvrıla şatonun en üstüne doğru çıkıyordu.

"Umarım en üst kata çıkmıyoruzdur."

Tüh! Bunu sesli mi söylemiştim. Düşmanımın yanında kendimi ezik göstermemeliydim. Yine o alaycı gülmeyi duydum.

"Merak etme hemen ilerideki taht salonuna gideceğiz bayan çıtkırıldım."

"Birincisi ben çıtkırıldım değilim ikincisi o merdivenlerden koşarak bile çıkarım!"

Son söylediğime kendim bile inanmamıştım bu merdivenleri değil koşarak yürüyerek bile çıkamazdım.

"Hıhı." diye güldü.

"Ne dengesiz biri çıktın ya." diye mırıldandım. Durup dururken sinirleniyordu, bazen bana sanki dostuymuşum gibi davranırken bazen de düşman olduğumuzu hissettiriyordu.

"Efendim?"

"Yumurta diyorum çok faydalı."

Kabul, bazen ben de biraz dengesiz olabiliyorum. Çünkü bu cümleyi sinirli bir tonda söylemiştim. Bana tuhaf bir bakış attı ve önüne döndü.

Büyük bir kapının önünde durduk. Kapının önünde nöbetçi olduğunu tahmin ettiğim iki yaratık duruyordu. Yaratıkları görünce içimi bir korku kapladı. Hayatımda ilk kez böyle tuhaf bir yaratık görüyordum. Aslında burada zaten daha önce görmediğim şeyleri görüyordum. Ama bu içlerinde en tuhafıydı.

Yaratıkların belli bir yüzü yoktu. Aslında yüzü bile yoktu. Kola benzeyen iki uzantıları, ve rahat ayakta durmalarını sağlayan bacağa benzer garip yapıları vardı. Yeşil renkteydiler.

"Iyıpak nıça neftül." dedi Liam.
"Mamat." diye yanıt verdi yaratık.

Ağzı olmayan bir yaratığa göre oldukça iyi konuşuyordu.

Ben, Liam ve yaratığın söylediği cümlelere bir anlam vermeye çalışırken kapılar açılmaya başladı.

Kapılar tamamen açılınca Liam içeriye doğru ilerlemeye başladı ben de onu takip ettim.

İçeriye girdiğimizde ilk işim etrafıma bakmak oldu. Büyük bir salonda olmalıydık.Her yer siyaha boyanmıştı. Duvarlarda büyük büyük aynalar vardı.
Yere uzun kırmızı bir halı serilmişti. Gözlerimle halıyı takip ettim. Büyük siyah bir tahttın başladığı yerde son buluyordu.

Liam tahta doğru yürümeye başladığında ben de onu gerisinden takip ediyordum.

Kırmız halıda yürürken kendimi ünlüler gibi hissetmiştim ama bir ünlü değil tutsaktım.

Liam tahtın önünde durdu ve diz çöktü. O durunca ben de durdum. Tahtta oturan adama baktım.

Kıyafetleri simsiyahtı. Siyah bir pelerin takmıştı. Saçları koyu siyahtı. Gözlerini göremedim. Onunla göz göze gelmek istemiyordum.

ADA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin