Hortum

839 29 0
                                    

Merhaba ilk bölümlerim biraz kısa oldu. Bundan sonraki bölümlerde daha uzun yazmaya çalışacağım. Eğer hikayede aklınıza takılan bir soru varsa bana mesaj atabilirsiniz veya yorum da yazabilirsiniz. İyi okumalar:))

Artık onlar için zaman çok kıymetliydi. Hazineyi herkesten önce bulmalıydılar. Artık bütün canavarlar onların peşine düşmüştü ve hiçbir yer güvenli değidi.

"Hadi artık yola çıkmalıyız zorlu bir yolculuk bizi bekliyor." dedi Leo.

Nerdeyse akşam olmuştu ve Chloe bütün bu kargaşa içinde ailesini umutmuştu. Annesi ve babası kimbilir nasıl meraklanmıştı. Grace sanki onun aklını okuyormuş gibi konuştu:

"Burası ile insanların yaşadığı dünya arasında zaman farkı var. Onların 1 dakikası bizim 1 günümüze denk geliyor."

"Ne!?" diye şaşkınlığını belirtti Chloe. Onun bu şaşkın tavırları Leo'yu güldürdü.

"Ya sussana sen!" diye bağırdı Chloe, Leo'ya. "Emredersiniz komutanım!" diyerek gülerek hazırola geçti Leo.

"Tatlı sohbetinizi bölmek istemem ama artık gitmeliyiz."diye çıkıştı onlara Grace. Ve komediyi bi yana bırakıp yola koyuldular. Chloe etrafına bakındı.

Kocaman bir düzlükteydiler, patika yoktu, her taraf yeşildi. Bir kaç kilometre ötede irili ufaklı karaltılar seçiliyordu. Leo'ya dönüp merakla sordu:
"Bu karaltılar ne Leo?" "Onlar mı? Onlar küçük bir köyün gölgeleri bu geceyi orada geçireceğiz."dedi Leo.

Bundan sonrası sessizlik. Köye varana kadar kimsenin ağzından tek kelime çıkmadı.

Köye vardıklarında Chloe'nin karnı açlıktan guruldamaya başlamıştı bile. Köyde kimse gözükmüyordu. Bazı evler harabe olmuştu. "Filmlerdeki hayalet kasabalar gibi." diye içinden geçirdi Chloe.

"Ben acıktım Leo." dedi Grace. Chloe hiç eksik olur mu? "Bende Leo."

"Off ya ne obursunuz." diye sitem etti Leo."Neyse az ileride yemek yemek için bir yer var oraya gidebiliriz."

"Durun, sesi duydunuz mu?" diye korkuyla sordu Grace. "Midemden geliyordur." diye cevap verdi Chloe. Tam o sırada tekrar bir ses duyuldu.

"Rüzgar sesine benziyor." dedi Chloe. Tam o sırada acı bir çığlık duyuldu. Leo onları bekleyen felaketi anlamıştı. "Hortum." diye bağırdı Leo.

"Hortum mu?" diye merakla sordu Chloe.
"Soru sorma hemen şuradaki harabeye gitmeliyiz!" diye bağırdı Grace.

Grace'in gösterdiği yere baktı Chloe. Onların olduğu yere yakındı ama orası çok açık bir alandı. Onları korumaya yetmezdi.

Chloe bunları düşünürken birinin onu kolundan tutup çektiğini hissetti. Dönüp arkasına baktı.

Yine 18 yaşlarında sarı saçlı kahverengi gözlü bir erkek onu kolundan tutmuştu.

"Benimle geliyorsun." dedi. "Hayır seninle gelmiyorum, Leooo Graceee bana yardım edin!" diye bağırdı Chloe.

Yardım çağrısını duyan Leo ve Grace arkasına baktı. Leo Chloe'yi o halde görünce çok sinirlendi ve çocuğa doğru koşmaya başladı.

Leo'nun kendisine doğru geldiğini gören çocuk Chloe'yi bıraktı. Kaçarken bir tehdit savurmayı da ihmal etmedi:

"Benden korkun geri geleceğim!" O böyle konuşurken Leo çocuğa yetişti ve onun suratına yumruğunu yapıştırdı.

Çocuk kaçarken Leo Chloe'yi kolundan tuttu ve çekerek onu harabeye doğru götürdü. Harabeye vardıklarında Grace onları bekliyordu.

"Acele etmeliyiz hemen şuraya saklanalım,ayrıca görünmemek için bu iksiri içmeliyiz."

"Tamam." diye kabul etti Chloe. Leo zaten iksiri içmeye hazırdı.

Grace iksiri Leo ve Chloe'ye uzattı. Leo iksiri bir çırpıda içti. Ve yüzünü buruşturdu. Chloe de iksirini içti. Tadı kusmuk gibiydi. Yüzünü buruşturdu Chloe.

Tam o sırada rüzgar sesi şiddetlendi. Chloe'nin içi karıncalanmaya başlamıştı. Sanırım şu anda görünmez oluyordu. "Sakın ses çıkarmayın." diye fısıldadı Grace.

Evden geriye kalan parçalar havaya uçmaya başladı. Chloe yukarı baktı. Şu zamana kadar gördüğü en büyük ve en korkunç hortumdu. İleride bir çıtırtı duyuldu.

Hortum sesin geldiği yere doğru ilerlemeye başladı dikkatle o tarafa baktı Chloe. Ama tuğlalardan başka bir şey görüşmüyordu. Sessizliği bir kadın feryadı bozdu. Çığlıklar Chloe'yi kötü etkiliyordu gözleri dolmuştu.

Bir süre sonra çığlıklar kesildi. Çığlıklar kesildikten bir kaç dakika sonra rüzgar sesi uzaklaşmaya başlamıştı. Chloe'nin içi yeniden karıncalanmaya başlamıştı. Karıncalanma hissi bittikten sonra Chloe sordu:

"O hortum neden bizi içine çekmedi?"

"Çünkü o bizi görmedi. Buradaki hortumlar gördükleri ve duyduklarını içine çekerler. O hortum çıtırdamayı duydu ve bu, kadını görmesine neden oldu. Sonra kadını içine çekti. Çekilmek inan çok acı verir. En kötü işlencelerden bile kötüdür.
Hortum kadını içine çektikten sonra doydu ve yeni kurbanlar aramaya gitti." dedi Grace.

Grace'in bu söyledikleri Chloe'nin kanını dondurmuştu. Yanında ne kadar arkadaşları da olsa gerçekten kötü canavarlarla karşı karşıyaydılar. Ayrıca koluna yapışan o çocuğu unutmamışdı Chloe.

ADA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin