Belirsiz

623 27 11
                                    

Merhaba, okuyucu sayısı 7k olmuş. Görünce nasıl sevindim anlatamam. Beni destekleyen herkese çok teşekkür ederim. Sizi çok seviyorum:))

Hikayem fantastik grubunda "Neler Popüler?" kısmına da girmiş. Görünce havalara uçtum:)))

Sizin gibi okuyuculara sahip olduğum için çook mutluyum. İyiki varsınız:)))

Yorumlarınız ve fikirleriniz benim için değerlidir. İyi okumalar:))

Korkuyla Jack'e döndüm. O ise sadece gülümsüyordu.

"Edward seni görünce çok sevinicek."

"Ne!?" Bu çocuk iyi biri değil miydi? Liam'la arkadaş olduklarını düşünmüştüm ve hareketlerine bakılırsa baya samimi gibiydiler.

Biraz sonra çalılıkların arasından ellerinde kocaman silahlar olan adamlar çıktı. Bizi kovalayan gardiyanlara benziyorlardı. Hepside silahları yüzüme doğrultmuşlardı.

"Bırak beni!" diye bağırdım.

"Çok beklersin güzelim."

Sakin ol. Seni kurtarmaya geliyorlar.

Bu kesinlikle iç sesim değildi. Biri konuşmuştu. Bunu duymasam bile hissetmiştim. Sanki zihnimin içinden geliyordu ses. Delirmeye mi başlamıştım?

Hayır delirmiyorsun.

Son duyduğum sesten sonra delirdiğim kesinleşmişti.

Kafamda metalin acımasız soğukluğunu hissetmemle Jack'e döndüm. Kafama silah dayamıştı.

"Tek bir yanlış hareketinde işini bitiririm."

Tam o sırada gürültüler duydum. Bir süre sonra art arda silah sesleri duyuldu. Korumalara baktım. Ağaçlara ateş ediyorlardı. Ve ağaçlardanda mermi yağıyordu.

Gözlerim Liam'ı aradı. Ama onu göremedim. Ne yani herkes benim için canını riske atarken o beni umursamamış mıydı? Öyle bir şey yapacağını sanmıyorum. Ne de olsa birçok kez hayatımı kurtarmıştı.

Aniden silahın varlığını hissetmediğimi farkettim. Jack'e baktım. Sonra onu yumruklayan Liam'ı gördüm. Bir dakika az önce Liam mı dedim ben? Şu anda Jack'i öldüresiye dövüyordu.

Yine hayatımı kurtarmıştı. Bir kez daha.

"Tom, Chloe'yi götür buradan."

Bir süre sonra Tom yanıma geldi.

"Chloe buradan gitmeliyiz. Bu sahneleri görmek isteyeceğini hiç sanmıyorum."

Hızla kafamı salladım. Onların bulunduğu yerin zıttına doğru gittik.
Arada acı dolu inlemeler ve çığlıklar geliyordu. Ne olduğunu tahmin bile etmek istemiyordum.

Bir süre hiç konuşmadık. Durduğumuzda soluklanmak için yere çöktüm.

"İyi misin?"

Kafamı salladım.

"Bak Jack'in neden böyle yaptığıyla ilgili hiçbir fikrim yok. Biz beraber büyüdük ve...."

"Ne yani siz çocukluk arkadaşı mısınız?"

"Evet"

İşte bu şaşırtıcıydı. Fakat şu anda kendimi suçlu hissediyordum. Benim yüzünden en yakın arkadaşını öldürmüştü.

"Birden durgunlaştın?" dedi sorarcasına.

"Kendimi suçlu hissediyorum."

"Ne için?"

ADA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin