Sokaklar fazlasıyla sessiz ve ıssızdı. Gecenin bu saatinde bu sessizlik şaşırtıcı sayılmazdı. Stiles, evine döndüğünde fazlasıyla yorgun hissediyordu. Anahtarı kilide götürecek gücü bile zor bulmuştu. Yukarı, odasına çıktı. Yatağına bakıp bir iç çekti, ardından masasının başına oturdu. Bilgisayarını açıp bir yandan dönem projesini yapıp, bir yandan da iki gün sonraki deneme sınavına çalışıyordu. Bu sınavı geçmesi gerekiyordu. Aksi takdirde verilen bursu iptal ederlerdi. Stiles, bunu düşünmek bile istemiyordu. Bu yaşta bir iş bulması olanaksızdı ki zira hiç tecrübesi yoktu hem de henüz sadece on yedi yaşındaydı. Ayrıca okul, ev işleri, dersler ve bir yerde çalışmayı aynı anda idare etmesi mümkün değildi. Bu düşünce, dikkatinin dağılmasına sebep oldu. Elini, saçlarına götürdü ve başına giren ağrıyı dindirmek için biraz ovdu. Bileği, hala ağrısa da şu an bileğinden daha önemli sorunları olduğunu biliyordu. Dersine geri döndü.
Okula bir saat kala projenin yarısını bitirmişti. Birazcık uyku için canını bile verebilirdi. Kendini yatağına atıp bir saat de olsa uyudu. Alarmı çaldığında, sanki beş dakika uyumuş gibi gelmişti. Uykulu gözler ve yorgun vücudunu zorla yataktan attı. Yüzünü bile yıkamadan üstünü giyindi ve çantasını alıp evden çıktı. Okula vardığında sırasına oturup biraz başını sıraya koydu. Uyumayı çok istese de konuları kaçırmamak için öğretmen geldiğinde kafasını kaldırdı. Bütün gün tek yaptığı, uykulu gözlerini açık tutmaya çalışıp sürekli lavabo izni alıp yüzünü yıkamaktı. Sonunda dersler bitti ve eve döndü. İki saat sonraya alarm kurup uyudu. Evet, iki saat için vakti vardı sanırım.
Bugün böylece geçti. Kalkıp yine derslerine çalıştı ve akşam yemeğini yiyip uyku düzenini tekrar sağlayabilmek için erken uyudu. Ertesi sabah, telefonunda bir mesaj fark etti. Bu, Talia'dan gelen bir mesajdı.
Merhaba Stiles. Umarım iyisindir. Biliyorum, günlerin çok yoğun geçiyor olmalı ama yarın sabah seni kahvaltıda görmeyi çok isterim.
Bu kadının neden kendisine bu kadar iyi davrandığını anlamış değildi. Sadece ufak bir iyilik yapmıştı ve kadın Stiles'ı sanki kendi oğluymuş gibi seviyordu. Hatta kendi oğlunu bu kadar sevdiğinden bile şüpheliydi. Ancak Stiles, Talia'nın bu hoş tavırlarından mutluydu. Hiç anne sevgisini tatmadığı için bu kadının kendisine yaptıkları karşısında sanki anne konusunda içindeki boşluğu biraz da olsa dolduruyordu.
Gelmeyi çok isterdim Bayan Talia, ancak yarın burs için sınavım var. Üzgünüm.
Derek'in söyledikleri aklına geldi. Dünen beri bu konuyu düşünmemişti. Çünkü dün aklındaki tek şey derslerdi. Talia'nın bu sevgisi ve Derek'in tam tersi olan nefretini bağdaştırmak güçtü. Talia'yı anlasa da Derek'in neden kendisine bu denli nefret beslediğini anlayabilmiş değildi. Ona, bir daha gelmemesini söylemişti, ancak Stiles teklifi bu yüzden değil, sınavı için kabul etmemişti. Yine de Derek konusunda da iyi bir tesadüftü. Em azından artık bir bahanesi vardı.
Kahvaltısını bir bardak suyla yaptıktan sonra çantasını alıp evden çıktı. Jeepi sürerken telefondan bir bildirim sesi geldi. Biraz yavaşlayıp telefonu eline aldı.
Sınav saatini söylersen kahvaltıyı ona göre hazırlarım. Hem sınava aç gitmemiş olursun. Beni kırmazsan çok sevinirim.
Her ne kadar reddetmek istese de bu kadının insanları ikna etme gibi bir huyu vardı. Stiles da bu kadar nazikçe yapılmış bir teklifi ikinci kez reddedemeyeceğini düşündü.
Sınavım saat on birde.
Seni dokuzda bekliyor olacağız.
Teşekkür ederim Bayan Talia. Görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Rules |Sterek
WerewolfHer şey, Stiles'ın ummadık bir şekilde Talia'nın hayatını kurtarmasıyla başlar. Talia, Stiles'ı teşekkür anlamında yemeğe çağırdığında, Stiles hayatında dönüm noktası olacak adamla tanışır.