12. Bölüm

1.5K 137 38
                                    

Stiles'ı arkasına aldı.

Derek: Onun ne işi var burada?

Peter: Daha hoş bir karşılama beklemiştim.

Talia: Derek, sakin ol. Sadece özür dilemeye gelmiş.

Derek: Tamam dilemişsindir şimdi git.

Peter: Bir de kov istersen.

Derek: Zaten kovuyorum.

Peter: En sevdiğim yeğenime sarılmadan mı?

Derek: Kes sesini. Babam gelmeden siktir olup gidiyorsun.

Derek ailede, belki de Peter'dan en nefret eden kişiydi. Nefretin kaynağında, geçerli nedenleri vardı. Talia, henüz bir betayken, Jake'e aşık olmuştu. Bunu ilk başta, en güvendiği kişiye, kardeşi Peter'a söylemişti. Ancak Peter ona en büyük ihaneti yapmıştı. İnsanlardan nefret ederdi ve kız kardeşinin bir insanla yaşadığı aşkı ne kendisine ne de soyuna yedirememişti. Bunu duyduğunda, Jake'i öldürmeye çalıştı. Onu engelleyen Talia'ydı. Peter, bu konuda önüne çıkan herkesi ezmeye hazırdı. Jake'i korumaya çalışan Talia'yı bile yaralamıştı. Üstelik bu yaşandığında Talia, Laura'ya hamileydi. Az daha bebeğini kaybedecek olması bardağı taşıran son damla olmuştu. Derek'in belki de kimseye güvenmemesinin altında yatan da buydu. Ablası, onun yüzünden ölecekti. Ondan bu tür şeyi yaşamayan tek kişi Derek'ti ama onu en çok öldürmek isteyen de oydu. Bu hikayeyi birkaç yıl önce dinlemiş olmasına rağmen her hatırladığında yine nefreti katlanıyordu. Derek de insanları sevmezdi ama sırf bu yüzden hem annesini yaralaması hem de birini öldürmeye kalkmasını haklı bulmuyordu. Yıllar boyu ne görüştüler ne de konuştular. Birden çıkıp gelmesi de fazlasıyla şüphe uyandırıcıydı.

Ancak Derek'in bundan önce endişesi, Stiles'a bir şey yapmasıydı. Onun bir insan olduğunu henüz eve girmeden anlamıştır. Ona dokunmaya kalkması bile Derek'in onu parçalamasına yeterdi. Talia'nın bu haline bir anlam veremiyordu. Bunca şeye rağmen onu nasıl evine almıştı, hatta nasıl özrünü kabul etmişti?

Yüzüne dikkat kesildi. Onu fotoğraflardan tanısa da gerçek hayatta ilk kez görüyordu. Fotoğraflara göre daha kendine özgü bir havası vardı. Sarıya kaçan saçları, mavi gözleri tanıdık geliyordu. Yaşına göre genç duruyordu. Hatta yaşının yalan olduğunu düşündürecek kadar...

Gözlerini Peter'dan ayırdı ve annesine döndü.

Derek: Yukarı çıkıyorum, indiğimde bu adam evde olmayacak.

Elini, Stiles'ın sırtına koydu ve yukarı çıktılar. Stiles, neler olduğuna anlam veremiyordu. Yalnızca bu konuda Derek'e güvenmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu adam kimdi? Derek neden ondan nefret ediyordu? Aklındaki yüzlerce soruya hakim olmaya çalıştı. Birlikte Derek'in odasına çıktılar. Yatağa oturdular.

Stiles: O da kimdi?

Derek: Burada olmaması gereken biri. Stiles, ondan uzak dur. Hatta o varken yanımdan bile ayrılma.

Stiles: Neden? Neler oluyor?

Derek, derin bir nefes alıp henüz çıkarmadığı, tek koluna asılı çantasını yere bıraktı. Anlatmaya başladı. Kendi dinlediği hikayeyi bir gün aynı şekilde başkasına anlatacağını tahmin etmemişti. Stiles, hikayeyi merakla dinledi. Demin aklında dönüp duran yüzlerce soru varken, şimdi aklına soracak tek bir şey bile gelmiyordu. Yalnızca öylece bakıyordu. Derek, hikaye bittiğinde bir kez daha tembih etti.

Derek: O adamdan uzak dur.

Zaten o burada olduğu sürece, asla Stiles'ın yanından ayrılmayacaktı. Bir saat kadar öylece oturup biraz konuştular. Derek, aşağı indi. Stiles'ı yanından ayırmamaya çalışıyordu. Salonda yoktu. Jake eve gelmişti. Talia, Jake ve Laura, salonda oturuyordu.

The Rules |SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin