22. Bölüm

1.1K 110 91
                                    

Stiles, karnındaki inanılmaz acıyla biraz öne yalpaladı. Ağzına gelen kan tadı, yüz ifadesini değiştirmişti. Gerçekten ölüyor gibi hissetmişti. Derek'e dönüp bakmak istese de kıpırdayacak enerjiyi bile kendinde bulamamıştı. Derek, onlara doğru koşuyordu ki Isaac, Stiles'ı karşı duvara fırlattı. Stiles, acı ve korkuyla inledi. Duvara çarptığı anda gözleri kapandı ve bütün bilincini yitirdi.

Derek, hemen Stiles'ın yanına koştu. Sanki o an onun çektiği acıyı kendisi hissetmişti. Kendini yere, yanına attı. Kafasını kaldırıp dizine koydu.

Derek: STİLES!?

Ağlamaya başladı. Sürüye döndü.

Derek: NE BAKIYORSUNUZ AMBULANSI ARAYIN BİR ŞEY YAPIN!

Tekrar Stiles'a döndü ve saçlarını okşadı. Onu kaldırıp sarılmaya çalıştı, saçını öptü.

Derek: Stiles, ç-çok çok özür dilerim, seni getirmemeliydim.

Elini tutup acısını aldı. Artık acısını almaktan gerçekten canı yanıyordu ama umrunda bile değildi. Tek istediği yaşamasıydı. Stiles, hala bilinci kapalı şekilde Derek'in kucağında yatıyordu. Göz yaşları, Stiles'ın yanağına düşmüştü. Derek'e bir şey olmasından korkarken hiç beklenmeyen olmuştu. Derek, o an ölmeyi yeğlerdi.

Ambulansın geç kalacağını anlayıp Stiles'ı kucakladı ve arabaya götürdü. Onu arabaya bindirdi ve kendisi de binip sürmeye başladı. Saatte yüz yirmiyle gidiyordu. Geç kalmaktan korkuyordu. Yol bitmek bilmemişti. Sonunda vardığında Stiles'ı arabadan indirdi ve bağırarak yardım istedi. Bir süre sonra Stiles'ı alıp götürmüşlerdi. Derek'in ise umutsuzca beklemekten başka bir çaresi yoktu.

Saatlerce süren bekleyişte binlerce şey düşünmüştü. Ona bir şey olursa ne olacaktı? Bildiği tek şey Isaac'in her bir organını tek tek sökeceğiydi. Düşünmekten ve ağlamaktan başı ağrımıştı. Gelen geçen bütün doktorlara Stiles'ı soruyordu ancak hala bir cevap alamamıştı. Sonunda beklediği odadan bir doktor çıktı. Derek, telaşla iyi olup olmadığını sordu.

Doktor: Şimdilik iyi. Fazla yormadan görebilirsiniz. Karnındaki dikişlere dikkat etseniz iyi olur.

Stiles'ı odasına götüren hemşireleri takip etti ve odaya girdiğinde yarı ayılmış olan Stiles'ın elini tuttu. Sarılmak istiyordu ama onu bile yapamamıştı.

Derek: Stiles çok özür dilerim, sana bir şey olmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim ama ama...yapamadım b-ben...

Stiles, bitkin sesiyle cevap vermeye çalıştı.

Stiles: Önemli değil. B-benim suçumdu.

Aslında bir bakıma öyle sayılabilirdi. Sonuçta Isaac'e elini uzatan oydu. Ancak Derek'in de onu oraya hiç götürmemesi gerekiyordu. Ancak önemli olan bunlar değil, şimdi iyi olup olmadığıydı.

Derek, tuttuğu elini öptü. Bir daha böyle bir hata yapmayacağına söz verip duruyordu. Stiles'ın gözleri yavaş yavaş kapandı ve uykuya daldı. Derek, onu izliyordu. Kısa bir süre sonra doktor tekrar geldi ve Derek'i çağırdı.

Derek: Önemli bir şey mi var?

Doktor: Kanser olduğunu kendisi biliyor değil mi?

Derek: N-ne olduğunu?

Doktor: Stiles, ileri derece kanser hastası. Muhtmelen haberi vardır, ortalama en az üç yıldır.

Derek, donup kalmıştı. Stiles'ın bundan haberi var mıydı? Hayır hayır, bundan daha önemlisi iyi olacak mıydı? İleri derece de ne demekti? Ne kadar ileri? Kafasında dönüp duran yüzlerce sorudan birini seçip sordu.

The Rules |SterekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin